Eğitim Sen Kadın Sekreteri Simge Yardım: Kadınlar toplumsal muhalefete yön veriyor

Eylemlerin devam ettiği üniversitelerde öğrenciler kendilerine biçilen belirsiz bir geleceğe karşı direniyor. Eğitim Sen Kadın Sekreteri Simge Yardım, genç kadınların toplumsal muhalefete yön verdiğine ve birlikte mücadelenin önemine dikkat çekiyor.

SERPİL SAVUMLU

İstanbul- Türkiye’de gençler belirsiz bir geleceğe karşı hayatlarını kurmaya çalışıyor. İlköğretimden itibaren eğitim sistemi içinde eşitsizliklerle dolu bir sistemle mücadele eden gençler, mezun olabildikleri okullardan nerede ve nasıl iş bulacakları noktasında ise umutsuz olduklarını ifade ediyor. 

Türkiye’de işsizlik rekor seviyelerde seyrediyor. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSKAR), İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu’nun Şubat 2025 yılı verilerine göre; geniş tanımlı işsiz sayısı Ocak 2020'de 7 milyon 343 bin, Ocak 2024'te 10 milyon 169 bin, Ocak 2025'te ise 11 milyon 260 bin olarak kayda geçti. İşsizlik türlerinin en yüksek olduğu kategori yüzde 37,5 ile geniş tanımlı kadın işsizliği oldu. Ülkede üçüncü en yüksek işsizlik kategorisi ise yüzde 22,7 ile genç kadın işsizliği. Yani gençler iş bulamıyor ya da buldukları işlerde kayıtsız bir şekilde her türlü güvenceden yoksun bir şekilde çalıştırılıyor.

Öğrenciler beslenemiyor

Ülkede yaşanan ekonomik kriz ile birlikte beslenememe sorunu daha da derinleşiyor. İlkokul çağındaki çocuklar okula aç giderken üniversitelilerin de durumu farklı değil. Barınma gibi hayati bir sorunun yanında öğrenciler karınlarını doyuramıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik ‘yolsuzluk ve terör’ soruşturmasının ardından bazı üniversitelerde boykot eylemleri başladı. Öğrenciler seslerinin duyulmasını isterken yaşadıkları sorunları da göstermeye çalışıyor. Öğrenciler aynı zamanda protestolar sırasında gözaltına alınan ve tutuklanan arkadaşlarının da serbest bırakılmasını talep ediyor.

Sendikaya soruşturma

Akademisyenler öğrenciler, var olan duruma karşı ‘Boyko’ kararı aldıkları için Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) hakkında soruşturma açıldı. İstanbul, İzmir ve Ankara başta olmak üzere üniversite öğrencilerinin seçilmiş yöneticilerin tutuklanmasına karşı demokratik bir ülke ve üniversite talebiyle başlattığı boykot eylemlerine Eğitim Sen üyesi akademisyenlerin de destek vereceği açıklaması soruşturma konusu oldu. Eğitim Sen Kadın Sekreteri Simge Yardım’la öğrencilerin yaşadıklarını ve neden hedefe konulduklarını konuştuk.

‘Öğrenciler umutlarını yeniden inşa ediyor’

Üniversitelerde başlayan ve hali hazırda devam eden eylemlerle ilgili olarak Simge Yardım, “Üniversitelerdeki protestoları ülkede uzun zamandır yaşanan geleceksizlik, umutsuzluk, ekonomik kriz, eğitim politikaları, kadına yönelik saldırılar ve bir bütün olarak aslında yaşadığımız sürecin bir tepkiye dönüşme hali olarak değerlendirmek gerekiyor” dedi. Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesiyle ülkede üniversite öğrencilerinin uzun süredir yaşadığı, geleceksizlik halinin açığa çıktığını düşünen Simge Yardım, durumu şu sözlerle anlattı:

“Üniversitelere baktığımızda gençler büyük oranda işsiz. İş bulabilenler, üniversite mezunu olanlar çok düşük ücretlerle çalışmak durumunda kalıyor ve genç işsizlik oranı her geçen gün artıyor. Bu koşullarda da aslında öğrencilerin uzun zamandır üniversite eğitimine dair de bir umutsuzluk hali gelişmişti. Bunlarla birlikte aynı zamanda ülkede yaşanan ekonomik kriz en fazla yine üniversite öğrencilerini etkiliyor. Çünkü barınma ciddi bir sorun eğitim hakkını sürdürme açısından. Pek çok öğrenci eğitimini yarım bırakmak durumunda kalabiliyor. KYK yurtları da yeterli değil. Artan ekonomik kriz koşullarında öğrenciler üniversiteye gitmekte de zorlanıyor. Aslında bin bir emekle üniversite sürecine devam eden öğrencilerin bir biçimiyle yıllar sonra aldıkları diplomanın hiçbir hukuki dayanağı olmadığı, iptal edilebileceği gerçekliği bu hukuksuzluk halini tam olarak açığa çıkardı. Bugün üniversitelerde başlayan protestolar da bir bütün olarak buna dair öğrencilerin geleceğine, haklarına sahip çıkma mücadelesi, umutlarını yeniden inşa etme mücadelesi olarak değerlendirmek gerekiyor.”

‘Tepkisiz kalmamız mümkün değildi’

Gençlerin harekete geçmesinin çok anlamlı ve herkese de umut verdiğini ifade eden Simge Yardım, “Biz Eğitim Sen olarak da öğrencilerin uzun zamandır yaşadığı bu sorunları gündeme getirmeye çalışıyoruz. Yükseköğretimde yaşanan sorunları, öğrencilerin barınma sorunlarını geçinememe sorununu, eğitimin niteliğinin artık her geçen gün düşüyor olması sorunu sürekli gündemimizde. Dolayısıyla bu sürece tepkisiz kalmamız mümkün değildi” şeklinde konuştu. 25 Mart günü hizmet üretmeme kararı aldıklarını bu karar nedeniyle sendikalarının MYK üyelerinin bir dava süreci yaşadığını dile getiren Simge Yardım, tutuklama ve baskı operasyonlarının kendileri açısından da işletildiğini belirtti. Simge Yardım, son süreçte ne kadar öğrencinin nasıl ve ne şekilde gözaltına alındığını ya da tutuklandığını takip edemez hale geldiklerini anlatarak sayının çok fazla olduğunu vurguladı. 

‘Şiddetin kadınlara yönelmiş olması tesadüf değil’

Sokakta özellikle genç kadınların şiddet görmesinin nedenlerine dair de konuşan Simge Yardım, şunları söyledi:

“Yaşanan şiddetin kadın öğrencilere bu kadar yönelmesinin sebebini aslında uzun zamandır kadınlara dönük saldırılarda aramak gerekiyor. Bunu siyasi iktidarın sürdürdüğü politikalardan bağımsız olarak görmemek gerekir, bunun devamı niteliğinde çünkü iktidar bir biçimiyle kadınların haklarına dönük esnek, güvencesiz çalışma, kamusal yaşam dışına çıkarma haliyle emeklerine dönük kimliklerine dönük ve hayatlarına dönük bir saldırı sürdürüyor. Bugün 6284 tartışılıyor ki zaten uygulanmıyor, İstanbul Sözleşmesi feshedildi, kadınlar açısından aile politikalarıyla aslında ev içi yaşamın dayatıldığı, eğitim hayatının bitirilmek istendiği ve kadınların ev içi yaşam içerisinde çocuk doğuracağından nasıl yaşayacağına kadar bir yaşam dizayn edilmeye çalışılıyor. Bunun en temel ayağını oluşturan ise üniversite öğrencileri, genç kadınlar üzerinden tariflendiriliyor ve buradan bir politikanın karşılık bulması siyasal iktidar tarafından bekleniyor. Tüm motivasyonunu da kendi cephesinden şu an buraya yöneltmiş durumda.”

‘Kadınlar toplumsal muhalefete yön veriyor’

Kadınlara karşı iktidarın her zaman bir savaş içinde olduğunu düşünen Simge Yardım, yaratılmak istenen ‘makbul’ kadınlık biçimine karşı duran herkesin hedef olduğunu sözlerine ekledi. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar eylemlerde en önde yer alıyor. Simge Yardım, bununla ilgili ise şu değerlendirmeyi yaptı:

“Kadınların bu mücadeleden uzaklaşması, mücadeleye dahil olmaması hedefleniyor çünkü şu bir gerçek tüm dünyada kadınlar güçlü bir mücadeleyi örgütlüyor ve toplumsal muhalefete yön veren bir yanı da var bu mücadelenin dolayısıyla güçlenen ve bir araya gelen bir mücadele. Bu iktidarlar açısından da korkutucu bir biçimiyle dolayısıyla ilk müdahaleyi de kadınlara şiddet uygulayarak kadınları bu alanların dışına çıkarmak üzerinden bir hedefle kadınlara yönelik saldırı çok daha yoğun bir biçimiyle yaşanıyor.”

Ortak mücadele vurgusu

Sokağa çıkan ya da iktidarın uygulamalarıyla derdi olan herkesin ortak beklentisi geniş kesimlere dayanan ortak bir mücadelenin örgütlenmesi. ‘Birlikte mücadele’ etmenin önemine değinen Simge Yardım, bu mücadelenin her zamankinden daha fazla bir ihtiyaç haline geldiğine dikkat çekti. Sendika olarak mücadeleden vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Simge Yardım, “Bizler açısından esas olan şu, bu biçimiyle bizlere verilen cezalarla mücadelemiz sonlanmayacak çünkü artık bu ülkedeki sürece karşılık kadınlar, halklar, emekçiler olarak aslında toplumun tamamı olarak daha güçlü ortak bir mücadeleyi sürdürmek gerekiyor. Çünkü ekonomik kriz artık en fazla bizleri etkiliyor, haklarımıza dönük saldırılar artık çok daha yoğun bir şekilde yaşanıyor, kadınlar açısından şiddet, taciz, tecavüz her geçen gün katlanarak artıyor. Öğrenciler açısından da eğitim haklarının yok sayıldığı bir süreç var. Bunların toplamına baktığımızda hepimizi ilgilendiren bir süreçle karşı karşıyayız. Ve bu sürece karşılık güçlü bir mücadeleyi yürütmediğimizde, ortak bir mücadeleyi yürütmediğimizde barış mücadelesinin daha güçlü sözünü kurmadığımızda, toplumsal bir barışın inşasına dönük mücadeleyi sürdürmediğimizde, demokrasi mücadelesini sürdürmediğimizde aslında önümüzdeki dönemin çok daha zor geçeceği açık. Ülkenin artık hukukunda işlemediği her şeyin siyasallaştığı bir süreç var. Biz Eğitim Sen olarak da her zaman olduğu gibi bundan sonra da bu tüm yaşanan süreçlere karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Daha güçlü daha geniş bir toplumsal muhalefetle ortak bir mücadeleyi yürütmeye ihtiyacımız var.  Bugün gençlerin yaptığı şey de bu aslında” diye konuştu.