PELÎN NÛPELDA

Hesekê- Türk devleti ve ona bağlı çetelerin 27 Kasım’da başlattığı işgal saldırıları ardından, 2018 yılında toprakları işgal edilen Efrinlilerin çoğunluğunu oluşturduğu, Arap ve Türkmenlerinde yer aldığı Şehba kenti Özerk Yönetim tarafından olası bir katliam yaşanmaması için boşaltıldı. 200 bin göçmen Özerk Yönetim alanlarına geçti. Saldırıların ilk günlerinde ve göç esnasında binlerce göçmenin de çeteler tarafından esir alındığı belirtiliyor.

Şehba’nın boşaltılması sonrası Kuzey ve Doğu Suriye Cizre Kantonu’nun Hesekê Büyükşehir’ine gelen Efrinli Reşîde, duygularını ve yaşadıklarını ajansımız aracılığı ile paylaştı.

‘Yaşadıklarımıza kimse sesini çıkarmıyor’

İkinci kez göçe maruz kaldıklarını hatırlatan Reşîde, "Tüm dünyanın gözleri önünde her şey başımıza geliyor, ama kimse sesini çıkarmıyor. Biz insan olarak görülmüyor muyuz? Neden bu zulüm karşısında hiçbir ülke sesini çıkarmıyor. Bu katliam ve zulüm ne kadar devam edecek? Yaşadıklarımızı ne şekilde anlatacağımızı bilmiyoruz" diyerek, uluslararası kurum ve ülkelerin sessizliğini eleştirdi.

‘Susmak zulmü kabul etmektir’

Reşîde Şehba’dan çıkarken, yolda çocukların yaşamını yitirdiğini söyleyerek, "Yolda her şeyimizi kaybettik, çocuklarımızı, eşlerimizi koruyamadık. Ölüm tehditleri altındaydık, fakat bizler katliamdan kaynaklı yola çıktık. Yolda çeteler her türlü zulmü bize gösterdi. Sesimizi duyurmak çok zor. Şu anda sessiz kalmak, zulmü kabul etmek anlamına gelir" dedi.

‘Çetelerin suçlarına ortak olmayın’

Reşîde, Suriye ve tüm dünyadaki insanlara seslenerek, işgalcilere karşı sessiz kalmamalarını istedi ve şöyle dedi: "Zulme karşı durun ve işgalci çetelerin suçlarına ortak olmayın. Biz savaş istemiyoruz, barış istiyoruz. Başkanımız 26 yıldır ağır tecrit altında tutuluyor. Neden kimse sesini çıkarmıyor? Bizim liderimiz barış ve birliği istiyor. Çözüm, tecridin kaldırılmasıyla mümkün olacaktır. Kürt halkı savaş yanlısı değildir. Biz barış yanlısıyız.”

‘Umudumuz barış ve huzur’

Reşîde, göç yolundaki ikinci deneyiminden bahsederken, çok sayıda kadın ve çocuğun yaşamını yitirdiğini, insanların ölümle karşı karşıya kaldığını ve "Artık bu ölümler ve işgaller yeter! Biz barış istiyoruz, özgürlük ve halkımızla birlikte yaşamı savunuyoruz. Biz hiçbir zaman işgalcilere boyun eğmeyeceğiz. Bir Efrinli anne olarak, barış istiyorum, savaş değil. Biz, şehitlerimizin anısına sonsuza kadar sahip çıkacağız" dedi.