HESNA MIHEMED

Şehba- Efrin, 5 yıldan fazladır Türk devleti ve ona bağlı çeteler tarafından işgal altında. Efrin Suriye İnsan Hakları Örgütü, bu çetelerin Efrin’de 2023 yılı mayıs ayında 4’ü kadın 52 kişiyi kaçırdığını belirterek, 500’den fazla ağacı da kestiklerini bildirdi.

İnsan Hakları Örgütü, aynı zamanda sömürge evlerinden oluşan 2 kampın yapıldığını bunlardan birinin “Beyaz Eller” derneği desteğiyle Şêrewa’da diğerinin de Çiyayê Lêlun’da yapıldığını duyurdu. Aynı zamanda Beyaz Eller Derneği’nin desteğiyle biri Şereway semtinde, diğeri Lelun dağında olmak üzere iki maden binası inşa edildi. Kongra-Star’ın Efrin Şehba Koordinasyonu üyesi Ferîda Îbo işgalcilerin uygulamalarını ajansımıza değerlendirdi.

‘İşgalciler şehirde kalan Efrinliler de göçsün istiyor’

Ferîde Îbo, Efrin’de işgalcilerin şehri ele geçirdikleri ilk günden bu yana başta kadınlar olmak üzere topluma karşı aralıksız bir biçimde her türlü insanlık suçunu işlediklerine dikkat çekti. İşgalci Türk devletinin çeteler yoluyla geliştirdiği insanlık suçlarıyla Efrin’in yerlilerinin şehri terk etmesi için uğraştığına vurgu yapan Ferîde Îbo, şunları kaydetti:

“Halkı kaçırıp fidye alabilmek için bir sürü gerekçe uyduruyor ve ailelerinden para istiyorlar.  Kaçırılan insanlarımız çetelerin zindanlarında en vahşi, insanlık dışı işkencelere maruz kalıyor. Birkaç gün önce Efrin’de meydana gelen bir çatışma nedeniyle bedenine mermi isabet eden yaşlı bir kadın hayatını kaybetti. Şu an Efrin’de kalan insanlar rahat hareket edemiyor ve korku içinde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Ama işgalciler onlarda göç etsinler diye tüm insanlık dışı uygulamaları devreye koyuyorlar.”

‘5 yılda şehrin demografi ve kimliği değiştirildi’

İşgalcilerin 5 yılda Efrin’in demografik yapısını değiştirdiğine işaret eden Ferîda Îbo, şu bilgileri paylaştı:

“İşgalciler Efrin’de doğa ve tarih kırımı da yapıyorlar. Türk devletinin çeteleri Efrin’in yerli halkının evlerini çok ucuz bir fiyata alıyor ve satıyor. Şehrimizde sömürge evlerinin yapılması da demografik değişimin geliştirilmesi içindir. Bu evlerin yapımı ve demografi değişimi Beyaz Eller Derneği, yine Kuveyt ve Katarlı derneklerin destekleriyle gerçekleştiriliyor. Suriye’nin çeşitli yerlerinden insanlar getirerek Efrin’e yerleştirdiler. Şimdi bunları kalıcılaştırarak şehrin Kürt ve Suriyeli kimliğini yok etmek istiyorlar.

Efrin’in temel dili Kürtçe’ydi ve yine Arapça’da resmi dildi. Ama şimdi Efrin’in dilini Türkçe yapmışlar ve Suriye parası yerine Türk parası kullanımını zorunlu kılmışlar. Yani Efrin’in kimliğini Türk kimliği gibi gösteriyorlar. Tarihi mekanları ve eserleri talan edildi ve ardından yıkıldı. Kutsal mezarlar, yerler ve türbeler bile soyularak yok edildi. Efrin’de toprağına, evine, malına sahip çıkmak isteyen insanlar ise işgalciler tarafından her türlü işkencelerden geçiriliyor.”

‘Efrin ve Şehba’da direniş sürecek’

Türk devleti ve çetelerinin tüm işkencelerine rağmen 5 yıldır şehrinden ayrılmayan Efrinliler olduğuna dikkat çeken Ferîde îbo, bunun başlı başına bir direniş olduğunu ifade etti. Kendilerinin de Efrin’in yanı başında Şehba topraklarında Türk devletinin ve Şam yönetiminin bütün saldırılarına karşı direndiklerini söyleyen Ferîda Îbo, “Biz direnişimizi sürdüreceğiz. Topraklarımızdan vazgeçmiyoruz. Efrin içindeki insanlarımızda direnişine devam etmeli. Efrin içinde ve Şehba’da direniş sürecek” dedi.