‘Efrîn’den gelen rüzgarı hissettikçe direnme gücümüz artıyor’

Efrîn’in işgal edilmesinden sonra Efrîn’e yakın olan Serdem Kampı’nda zor koşullarda yaşamaya başlayan kadınlardan Asmahan Karim, “Efrîn'den gelen rüzgarları hissedebiliyorum. Bu da bizi direnişe devam etmeye itiyor” dedi.

SIBELIA EL-IBRAHIM

Şehba – Kuzey ve Doğu Suriye’ye bağlı Efrîn Kantonu, işgalci Türk devletinin 20 Ocak 2018’de başlattığı Efrin İşgal Harekâtına karşı 58 günlük “Çağın Direnişi”ni sergiledi. İşgal nedeniyle Efrîn’den göç etmek zorunda kalan halkın önemli bir bölümü Şehba’ya yerleşti. Şehba’da oluşturulan 5 kampta ve savaştan darbe almış evlerde birkaç aile birlikte yaşayarak barınma sorununu çözmeye çalışan Efrin’liler toprakları özgürleşinceye kadar direnmekte kararlı.

Uluslararası insani yardım kuruluşları Şehba’ya destek vermezken Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda Demokratik Özerk Yönetim’in destek olmaya çalışıyor. Fakat bu yardımlarda Şam hükümetinin sert ambargosu nedeniyle ya ulaşmıyor yada çok gecikerek ulaşıyor. Yine Türk devleti ambargoya paralel günlük olarak Şehba’yı toplarla ve SİHA’larla bombalıyor.

Serdem Kampı’ndaki Efrînli kadınlar yaşadıkları zorlukları ve direnişi  anlattılar.

‘Efrîn’e dönme umuduyla zorluklara katlanıyoruz’

Kadınlardan Gule Ahmad zeytin ağaçları ve eşsiz doğasıyla bilinen Efrîn’de Türk işgalinden önce huzur ve güven içinde bir yaşam sürdüklerini belirterek, şunları aktardı:

“Efrîn’e yönelik saldırıların başlamasıyla birlikte ölümden kaçmak için hiçbir eşyamızı almadan topraklarımızdan ayrıldık. Göç eden insanların evleri ve arazilerine Türk devletinin paralı askerleri tarafından el konuldu. Zorla yerimizden edildikten günler sonra Serdem Kampı’na gittik. Yaz ayları çok sıcak oluyor kış ayları ise çok soğuk oluyor. Kamplarda hayat çekilmez halde. Efrîn’e dönme umuduyla zorluklara katlanmak ve sabretmek zorunda kalıyoruz.”

‘Uluslararası toplumun sessizliğini kınıyoruz’

Şam hükümetinin Şehba’ya ve mahallelerine yönelik 5 yıldır uyguladığı kuşatma hakkında konuşan Asmahan Karem şunları ifade etti: “Efrin’in işgalinden bu yana 6 yıl geçmesine rağmen kamplarda yaşayan Efrînliler, zorlu yaşam koşullarına karşı direniyor. Bir gün topraklarımıza döneceğimize ve barış içinde yaşayacağımıza inanıyoruz. Uluslararası toplumun Türk devletinin savaş suçlarına karşı sessizliğini de kınıyoruz.”

‘Efrîn’de barış içinde yaşıyorduk’

3 çocuğu olan Asmahan Karim (35) Efrîn’de işgalden önce barış içinde yaşadıklarını belirterek, şunları dile getirdi: “Mesleki eğitimler alıyordum ve hayat çok güzeldi. Efrîn'in işgali ve topraklarımızdan ayrılmadan huzurlu bir yaşamımız vardı. Barış ve adalet içinde bir arada yaşamanın ışığında birbirimizle barış içinde yaşardık. Türk devletinin işgali nedeniyle topraklarımızdan çıkmak zorunda kaldık. Siviller hedef alınıyordu ve dışarı çıktığımızda bombalama sonucu yerde yatan cesetleri görüyorduk. Çocuklarımızın hayatından endişe ettiğimiz için orda kalamadık.”

‘Direniş yöntemlerinden biri de hayatta kalmaktı’

Efrîn'in barbarca bombalanmasına rağmen halkın elinden geleni yaptığını aktaran Asmahan Karim, “Bombardıman başladığında da ayrılmadık. Direniş yöntemlerinden biri de hayatta kalmamızdı ama çocuklarımızın hayatını kurtarmak için şehri terk etmek zorunda kaldık” dedi. Efrîn’den göç etmek zorunda kaldıktan sonra Serdem Kampı’a gittiklerini belirten Asmahan Karim, “Bulunduğumuz kamp Efrîn’e yakın ve o yüzden kendimi şehrime yakın hissediyorum. Efrîn'den gelen rüzgarları hissedebiliyorum. Bu da bizi direnişe devam etmeye itiyor. İlgili makamlara ve uluslararası topluma Türk işgalcilerini ve çetelerini Efrîn kentinden çıkarma çağrısında bulunuyorum” şeklinde konuştu.