HESNA MIHEMED

Şehba- Efrin Kantonu 18 Mart 2018 tarihinde Türk devleti ve çeteleri tarafından işgal edildi. Efrin, işgal edildiği günden buyana işkence ve katliama varan hak ihlalleri ile anılıyor. Son olarak da iki kadına idam, 8 kadına da verilen ağır cezalar ile gündeme geldi. Verilen idam ve ağır cezalara dönük uluslararası insan hakları kurumları sessiz kalmaya devam ediyor. İşgal sonrası Efrin’den Şehba’ya göç etmek zorunda bırakılan kadınlar, Türk devleti ve ona bağlı çetelerin bu sessizlikten cesaret aldığını belirtiyor.

‘Türk devletinin yargılama hakkı var mı?’

İşgal altındaki Efrin'de kadınlara yönelik ihlalleri kınayan Heyat Îbrahim, Türk devletinin insanlık dışı uygulamalarını kınadıklarını dile getirerek, “Türk devleti bizzat işgalci bir devlettir ve işgalci bir devletin işgal ettiği bölgelerde kadınları cezalandırma ve idam kararı verme hakkı var mı? Yargılanan bu kadınlar Suriyeli. Şam hükümetinin bu karara karşı tepkisini göstermesi gerekiyor. Türk devleti sadece bunu yapmıyor. Şam hükümeti halkına sahip çıkmalıdır. Ancak görüyoruz ki Şam hükümeti kadınlar hakkında alınan kararlara karşı çıkmazken, insan hakları kuruluşları da tüm ihlallere karşı sessizliğini koruyor” şeklinde konuştu.

‘Sessizlik kırılmalı’

Kadınlardan Hêvîn Mihemed de Türk devletinin Efrin'deki kadınlara yönelik dava açma ve cezalandırma kararına karşı tepkisini dile getirerek, "Türk devleti ve çeteleri Efrin'i işgal ettiğinden bu yana ihlaller devam ediyor. Erdoğan kadınların gücünden ve fikirlerinden korktuğu için onları zindanlarda esir aldı ve yargılamaya karar verdi. Ayrıca iki kadın da idam cezasına çarptırıldı, insan haklarının rolü nedir? Efrin Suriye topraklarının bir parçası ve Türklerin burada yeri yok. Efrin'de kalan kadınlar topraklarını korumak için işgal bölgesinden ayrılmadıkları için vahşi eylemlerle karşı karşıya kalıyorlar. Bu eylemler karşısında sessizlik kırılmalı ve katillerden hesap sorulmalı. Kadınların serbest bırakılmasını talep ediyoruz” dedi.

‘Erdoğan’ın hesap vermesini istiyoruz’

Hamîda Mihemed ise Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Efrin'deki kadınların yargılanmasından sorumlu tutulması gerektiğini doğrulayarak, şöyle konuştu: "Efrin'de işgalin başından itibaren kadın ve erkekler her gün işkenceye, dayağa, insan kaçırmaya, katliamlara ve saldırılara maruz kalıyor. Dünyadaki tüm örgütler insan ve kadın haklarını korumaya yönelik örgütler işgalci Türk devletinin ihlallerine karşı üzerlerine düşen rolü oynamıyorlar. Efrin'de insan haklarını koruyan kurumların olduğu söyleniyor ama sadece isim olarak varlar. Erdoğan Efrin’de her yere saldırıyor. Efrin halkına sahip çıkılmasını ve Erdoğan’ın hesap vermesini istiyoruz” ifadelerinde bulundu.