EŞİK Gönüllüsü: Bizleri çok sert bir mücadele bekliyor

EŞİK Gönüllüsü Özgül Kapdan, Türkiye’de 28 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanı ikinci tur seçiminin kadınlar için önemine dikkat çekerek, “Bizleri çok sert bir mücadele bekliyor. Demokratik kamuoyu kaybederse hiçbir denetleme mekanizması kalmayacak” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Haber Merkezi- Türkiye’de 14 Mayıs’ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı ve 28’inci Genel Milletvekili Seçiminde, kadın düşmanı politikalarıyla Cumhur İttifakı’na katılan Yeniden Refah Partisi (YRP) ve HÜDA-PAR da yeni mecliste yer alacak. HÜDA-PAR’ın parti tüzüğünde kadınlara dair yer alan ifadeler ve yöneticilerinin henüz meclis açılmadan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a karşı söylemleri dikkat çekiyor.

Adayların yeterli oyu almaması üzerine 2’nci tura kalan cumhurbaşkanlığı seçiminin ve yeni meclise ilişkin Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüsü Özgül Kapdan, değerlendirmelerde bulundu. Kadınlar olarak yaşanan bu süreci çok önceden öngördüklerini, toplumu buna karşı uyardıklarını belirten Özgül Kapdan, bu uyarılara rağmen çok yalnız bırakıldıklarını söyledi. Muhafazakâr ve rejim değişikliğinden yana kesimlerin bu dönem mecliste olacağına işaret eden Özgül Kapdan, bu kişilerin sayılarının 3 veya 5 olmasının çok önemli olmadığına vurgu yaptı.

‘Son derece tehlikeli’

Bu tarz bir zihniyetin bir siyasi güçle buluşmuş olmasının son derece tehlikeli olduğunu belirten Özgül Kapdan, “Anayasal çoğunluk sağlayamamış olsalar da eğer demokratik kamuoyu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kaybederse hiçbir denetleme mekanizması kalmayacak. O anda da her şeyi yapacaklar, bu ülkenin rejimini değiştirmek istiyorlar. Ve bu taleplerini de ilk defa dile getiriyorlar. Seçim sürecinde ülkenin Afganistan olmasını isteyenler ile ittifak etme meselesine değindik.”

‘Bir savaştayız adeta’

Toplumun geniş kesimlerinde yaşanan bu durumun yeni yeni fark edilip konuşulmaya başlandığına işaret eden Özgül Kapdan, şunları ifade etti:

“Mecliste oradaki aritmetiği durduracak dengeleyecek bir mekanizma olması lazım. Bu da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin mutlaka ama mutlaka kazanılması demek oluyor. Bunun için de eksikler olmadan söylem olmadan herkesin bunları düşünmesi gerek. Bir savaştayız adeta, bizler bir savaştayız ve siperin arkasında çiçek, böcek diye uğraşıyoruz! Seçim kampanyası da biraz böyle yürütüldü. Tehlike yeni fark edilmiş gibi konuşuluyor. Tabi bu da bir şeydir, 28 Mayıs’ta aslında kazanmış olduğumuz seçimin yeniden kazanılması gerekiyor. Bütün çabamız da bu yönde, aksi halde olabilecekleri birçok insan hayal edemiyor ancak biz Afganistan’dan kötü olabiliriz. Çünkü çok fay hattımız var.  Kimse kimseyle bütün çıkarları göz ardı ederek iş birliği yapamıyor.”

‘Özgürlüğünü gasp edilecek ilk grup kadınlar olacak’

Var olan söylemlere daha bütüncül bakılması gerektiğini dile getiren Özgül Kapdan, önlem alınmaması durumunda ülkenin İran ve Afganistan’dan daha kötü hallere girebileceğini söyledi. Demokratik toplumun ne olursa olsun bugün ve gelecek için kazanması gerektiğini vurgulayan Özgül Kapdan, şöyle konuştu:

“Bu süreçten daha korkunç bir süreç yok. Biz şu an en korkuncunu yaşıyoruz günde 3 kadın öldürülüyor bundan daha korkunç ne olabilir. Bu bir savaş evin içinde savaş, evin içinde militarizm. Var olan sistemin şiddeti önleme diye bir derdi yok. Var olan söylemlere daha bütüncül bakılması gerekiyor. Çok daha geniş anlamda bakıldığında ilk iş Medeni Yasayı kaldırtmak ve laiklik temelinde yürüyen bütün medeni halkları sıfırlamak. Aslında buradan doğru konuşmak gerekiyor. Buna dair küçük küçük çalışmaları da olmuştu ancak kamuoyu gereken tepkiyi vermedi. Daha sonra başka adımlar atıldı mesela çocuk istismarcıların affı meselesi de evlenme yaşını indirme niyeti vardı. Komple bir rejim değişikliği hayali olduğunu söylüyorlar. Bu durum da çok açık kendini gösteriyor. Bu süreçte de muhalefet toplumu gerektiği gibi bilgilendirmedi. Gidişat ile ilgili muhalefetten ciddi bir ses çıkmadı. Bu kişilerin ilk gasp edeceği özgürlüğünü ilk kısıtlayacağı grup kadınlar daha sonra çocuklar, Kürtler.”

‘Yaşadıklarımız seçim muhabbetinden farklı bir şey’

Yaşanılan sürecin seçimden çok daha farklı olduğuna dikkat çeken Özgül Kapdan, “Geçmişteki yanlış tartışmalar ve uygulamalar nedeniyle laiklik sözcüğü bambaşka bir yere getirildi. Bunun sonuçlarını görüyoruz ancak insanların algılarını açamıyoruz. Şu an da klasik bir seçim muhabbeti dönmüyor, bu yaşadığımız şey bambaşka bir şey. Bu bir seçimden öte bir rejim değişikliği adımı. Ekonomik durumu yönetemedikleri için bir miktar daha konum sarsıldı ama görüldüğü üzere bazı kodları değiştirmeye yetmiyor” dedi.

‘Bizleri ve bütün toplumu çok sert bir mücadele bekliyor’

Sürecin hem kadınlar hem de dezavantajlı gruplar için daha kötüye gitmeden önlem alınması gerektiğini vurgulayan Özgül Kapdan, sandıklara gitme çağrısında bulundu. Özgül Kapdan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizleri ve bütün toplumu çok sert bir mücadele bekliyor. Başkanlık kazanılsa bile meclisten birtakım yasaların geçmesini sağlayacaklar. Şimdi de başörtüsünün yanına bir de tesettür eklemişler. O anayasal değişikliğin dışında çok daha farklı şeyler olacak. Siyasal bir kitlenin yanında bir de milliyetçiler var. Orada durdurabilecek bir mekanizma olarak cumhurbaşkanlığının olması mücadeleyi kolaylaştıracak. Kadın hareketi daha net daha birlikte bir mücadele yapabilir, güvenebileceğimiz tek şey bu. Hile hurda veya hilesiz hurdasız Recep Tayyip Erdoğan seçilirse çok daha farklı şeyler konuşacağız.”