EŞİK: Deprem bölgelerinde kadınların ve çocukların yaşamı daha da zorlaşıyor

6 Şubat depremlerinin yıldönümü dolayısıyla yazılı açıklama yapan EŞİK, “Afet yönetiminde, yerel yönetimlerde ve her yerde eşitlikten vazgeçmeyeceğiz. Bir dahaki depreme kadar beklemeyeceğiz” dedi.

Haber Merkezi- Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK), 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde yazılı bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erodoğan’ın Hatay ile ilgili sözlerine dikkat çekilerek, “Bugün, hayatta kalanları yoksul ve çaresiz bırakıp, bu çaresizliğin seçim şantajı olarak kullanılmasına şaşırtmayan çok şey yaşandı bir yılda. Depremin ikinci ayında yayınladığımız raporda bunları da kayıt altına almaya çalıştık. Deprem bölgesinde başta Hatay, Adıyaman ve Malatya olmak üzere etkilenen birçok şehirde ve köylerde durum halen çok vahim. Hatay’da yazın sıcağı, kışın soğuğunda hala çadırda kalanlar var. Konteyner kentler çamur içinde, tavanlar akıyor, ısınma, altyapı sorunları var. Bir konteynerde 8-10 kişi birlikte yaşayanlar var” denildi.

 En çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor

 Koşulların depremzede kadın ve çocuklar için ağır olduğu vurgulanan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bakım emeğini omuzlamak durumunda kalmış olan kadınların yükü depremle birlikte daha da ağırlaşmış durumda. Bununla birlikte yaşadığı şiddet de katmerlenmiş. Başlıca sorunları barınma, zorlu yaşam koşulları, güvensiz ortam, sağlıksız beslenme, eğitim, ulaşım, hijyen, temiz su, sağlık hizmetlerinde aksamalar ve işsizlik. Yani insanca yaşamakla ilgili her şey. Bunların üzerine bir de son bir yılda arşa çıkan pahalılık eklendi. Kadınlar gerek çadırda, gerek konteynerlerde zor yaşam koşullarından çamaşır, bulaşık, temizlik, beslenme gibi tüm ev işlerini olmayan malzemelerle yerine getirmeye çalışıyor. Çocuklarına, hastalarına, yaşlılarına, eşlerine, ihtiyaç sahibi akrabalarına bakıyor. Servis yok, toplu taşıma sınırlı. Bu koşullarda kadınlar çocuklarını okullara götürmeye çalışıyor. Yetersiz beslenme nedeniyle çocuklarda büyüme geriliği başlamış. Temel hijyen sağlanamıyor, uyuz ve bunun gibi salgın hastalıklar baş göstermiş, yıkılan sağlık kurumlarının yerine yenileri açılmamış.”

 ‘Kadınlar devlet desteklerinden yararlanamıyor’

 Kentlerde iş olanaklarının olmadığı ifade edilen açıklamada “İş olanakları yok. Bulunan işlere de yaşlı bakım evi, kreş gibi hizmetlerin olmaması nedeniyle kadınlar bakım yükümlülüğü nedeniyle gidemiyor. Bulabildikleri oranda konteynerden yapabileceği şekilde, güvencesiz, ev eksenli işler yapıyorlar. Ulaşım güçlüğü nedeniyle kız çocukları okula gönderilmiyor, bakım işlerine destek oluyor. Hatay’da, hayatta kalıp da göç edenler hala geri dönememiş. Kentte adeta her şeyi yutan devasa bir kara delik var. Mülkiyetin erkeklere ait olması nedeniyle kadınlar kısıtlı devlet desteklerinden yararlanamıyor. Devlet desteğini alıp kaçan erkeklerin ve ortada kalan çok sayıda kadının hikayeleri anlatılıyor şehirde” ifadeleri yer aldı. Açıklamada kadınların geçim zorluklarıyla karşı karşıya kaldıkları kaydedilerek kadınların ev içi şiddete daha fazla maruz kaldıkları ve hiçbir kamusal destek mekanizmasından yararlanamadığına da dikkat çekildi. 

 ‘Eşitlikten vazgeçmeyeceğiz’

Açıklamada son olarak şu ifadeler yer aldı:

 “Kadının bakım emeği toplumsallaşmadıkça, sağlıklı barınma, beslenme, istihdam olanağı yaratılmadıkça, kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmaları afet koşulları dikkate alınarak düzenlenmedikçe ve eşitlik politikaları uygulanmadıkça kadınların ve çocukların yaşamı daha da katmerlenerek zorlaşıyor. Afete dirençli kentlerin yaratılması ve hazırlanacak planların, alt yapıların, izleme faaliyetlerinin toplumsal cinsiyet duyarlı bir şekilde yürütülmesi şart. Ayrıca, belediyelerin afetlere müdahale kapasitelerinin ve yetki alanlarının artırılması, mor yeşil ve kamucu belediyecilik anlayışıyla yönetilmesi artık bir zorunluluk.  Afet yönetiminde, yerel yönetimlerde ve her yerde eşitlikten vazgeçmeyeceğiz. Bir dahaki depreme kadar beklemeyeceğiz.”