Dünya Kadın Yürüyüşü’nden ‘ortak mücadele’ vurgusu

Dünya Kadın Yürüyüşü’nün (DKY) Tunus’ta düzenlediği toplantıya katılan kadınlar, birçok ülkede kadınların yoksulluk sınırının altında ve savaş koşullarında yaşadığına dikkat çekerek, ortak mücadelenin önemini vurguladı.

ZOUHOUR MECHERGUI- NAZIHA BOUSSIDI

Tunus – Uluslararası feminist eylem hareketi Dünya Kadın Yürüyüşü (DKY) Ekim ayında yapılacak uluslararası toplantıya hazırlık kapsamında Tunus’ta düzenlediği toplantı 3’üncü gününde devam ediyor. Toplantıya katılan feminist aktivist kadınlar, DKY’ye ilişkin ajansımıza konuştu.

‘Erkek-devlet sistemi kadınlara zulmetmekte’

Pakistanlı feminist aktivist ve Küresel Kadın Yürüyüşü üyesi Bushra Khaleq, DKY’nin her türlü şiddete ve ayrımcılığa karşı küresel bir hareket olduğunu vurguladı. Kalıcı küresel bir barışın toplumlar arasında eşitliğini sağlanmasıyla mümkün olduğuna dikkati çeken Bushra Khaleq, şunları ifade etti:

“Herkes güvenli bir yaşam hakkına sahiptir. Bazı ülkelerde erkek-devlet sistem halka ve kadınlara yönelik sorunlar yaratmakta ve zulmetmektedir. Bizler yaşamak için nasıl direnmeliyiz? Kadınlar kapitalist düşünceden kaynaklı şiddet ve cinsiyet ayrımcılığına maruz kalıyor. Kadınlar olarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması mücadelemizi yürütmeliyiz.”

‘Irak’ta kadınların yararına olan yasalar kaldırıldı’

DKY Irak Koordinatörü Temsilcisi Taiba Saad Abdul Karim de Irak’ta kadınların statüsünün gerilediğine vurgu yaptı. Iraklı kadınların koşullarının iyileştirilmesine yardımcı olabilecek yasaların 60’lı ve 70’li yıllara kadar uzandığını hatırlatan Taiba Saad Abdul Karim, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Kişisel Statü Yasaları Ortadoğu'daki en güçlü yasalar arasındaydı ve öyle ki bunu örnek alan birçok ülke vardı. Ancak 2003'ten sonra Iraklı kadınların yararına olan tüm mevcut yasalar tamamen ortadan kaldırıldı ve yerine dini yasalar getirildi. Bunlardan biri velayet ile ilgili konulardır. Daha önce çocuk kimin yanında kalacağı konusunda seçim yapabiliyordu ancak şimdi 7 yaşına kadar çocuk babasının yanında kalmak zorunda. 7 yaşından sonra eğer anne ölmüşse çocuk bu kez babasının ailesinin yanında kalıyor. Bu da çocuğun annesini kaybetmesinden sonraki psikolojik durumunu, kariyerini ve hayatını olumsuz etkiliyor.”

‘Kadınlar için sığınma evleri yok’

Irak’ta şiddete maruz bırakılan kadınlar için sığınma evlerinin olmamasının büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Taiba Saad Abdul Karim, “2006'dan beri var olan tek merkez ise yakıldı. Konu Temsilciler Meclisi'ne gitse de ne yazık ki dört yıldır üzerinde çalışılmıyor” dedi.

‘Geçimini sağlamak için saçlarını kesip satan kadınlar var’

DKY Venezuela Koordinatörü Alejandra Labria da ülkesindeki kadınların yoksulluk sınırı altında yaşadığına dikkati çekti. Bazı bölgelerde geçimini sağlamak için saçlarını kesip satan kadınlar olduğunu söyleyen Alejandra Labria, “Kadınlar zor bir yaşam koşulu altında yaşıyorlar ve gerçekten trajik bir durumdalar. Ekonomik krizle birlikte gelen yüksek enflasyon kadınları büyük ölçüde etkiledi ve giderek durum daha kötüleşiyor” dedi.

‘Venezüellalı kadınların yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında’

Özellikle siyasi çatışmaların yaşandığı bölgelerde kadınların yaşam kalitesinin çok daha düştüğünü ifade eden Alejandra Labria, şunları ifade etti: “Bunun da yüzleşmek için gerekli planları geliştirerek kadın dayanışmasının sağlanması gerekiyor. İklim değişikliği nedeniyle kadınlar olarak çok acı çekiyoruz. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı koyacak stratejiler olmadığı için çektiğimiz acı ikiye katlanıyor. Özellikle Venezüellalı kadınların yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Kadınlar olarak ataerkil sistemden kurtulmak için neler yapabiliriz üzerinden tartışmalarımız olacak.”

‘Kadınlar savaş koşullarında güvenli bir yaşamdan yoksun’

DKY Fransa Koordinatörü Kilar Farra da savaş koşulları arasında yaşam savaşı veren kadınların çifte trajedi yaşadığına işaret etti.  Kadınların, en zor duygu olan huzurlu ve güvenli bir yaşamdan yoksun yaşadığına vurgu yapan Kilar Farra, “Savaş, katliam ve tutuklamaların hakim olduğu ülkelerdeki kadınlar için tüm dünya kadınları mücadele yürütmeli” diye konuştu.

‘Feminist dayanışma için ortak planlar geliştirmeliyiz’

Otokrat ve ataerkil rejimler altında yaşayan kadınların yaşam alanlarının genellikle sınırlı olduğunu ve ilerlemelerinin engellendiğine vurgu yapan Kilar Farra, şunları kaydetti: “Ancak tüm bunlara rağmen kadınlar hakları için mücadelelerini sürdürüyor. Yetkililer kadınların sorunlarıyla ilgilenmezken, hakları için taleplerde bulunan kadınları da engelliyorlar. Genellikle kadınların başarılarından korkuyorlar. Kadınlar haklarını garanti altına alan uluslararası yasalar etrafında toplanmalı, yasaların uygulanması için taleplerde bulunmalı. Bugün kadınlar olarak yaşadığımız geniş feminist dayanışma konusunda iyimserim. Bunları ele almak için ortak planlar geliştirmeliyiz.”