‘Dün olduğu gibi bugün de kadın mücadelesinde ortaklaşacağız’

Eşitlik Örgütü Ulusal Koordinatörü Dalila Mahfouz, Tunus, İran, Kürdistan ve genel olarak Ortadoğu’da bölgesel rejimlerin ve sömürgeci güçlerin baskılarına karşı, “Dün olduğu gibi bugün de kadın mücadelesinde ortaklaşacağız” dedi.

ZOUHOUR MECHERGUI

 

Tunus- Tunuslu kadınlar çalışma yaşamından, toplumsal sorunlara, siyasetten sanata kadar yaşadıkları sorunlara, erkek zihniyetli politikalara karşı ortak ve güçlü mücadeleyi örgütlüyor. Eşitlik Örgütü Ulusal Koordinatörü Dalila Mahfouz, diğer ülkeler gibi Tunus'taki kadınların da siyasetten çalışma yaşamına kadar birçok alanda ayrımcı politikalara maruz kaldığını söyledi. Çalışma yaşamında kadınların karşı karşıya kaldığı sorunları aktaran Dalila Mahfouz, “Çalışma yaşamında kadınlara birçok ayrımcı yaklaşım sergileniyor. Örneğin erkeklerle aynı işleri yapmalarına rağmen kadınlara genellikle düşük ücretler veriliyor. Bunun yanı sıra kadınlar çalışma yaşamında karar alma ve liderlik pozisyonlarına erişimleri engelleniyor. Kadınlar yaşamın birçok alanında çifte sömürü ve baskıya maruz kalıyor” ifadelerinde bulundu.

‘Amacımız kadınların özgürleşmesi’

Journal of Status Personality ve Labor Magazin gibi yayınların içeriklerini eleştiren Dalila Mahfouz, “Kadınların rolleri sanki ev işleriyle, çocuk bakmakla sınırlıymış gibi, bu konular işleniyor. Ekonomik kriz özellikle kadınları etkilerken, kadınların maruz kaldığı çifte baskıya karşı bir program başlattık. Programımız tüm sektörlerde çalışan kadınlar ile evdeki kadınları hedef alıyor. Amacımız kadınların özgürleşmesi, yaşamın her alanında ilerlemesi ve kadınlar şahsında toplumun kurtuluşudur. Eşitliğin tam olarak sağlanması için her türlü sınıf ve cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘Bölgemiz eski ve yeni şekliyle sömürgecilerin elinde tutuluyor’

Her tarihin ve mücadele döneminin kendine has özellikleri olduğunu dile getiren Dalila Mahfouz, sözlerine şöyle devam etti: “Tunuslu kadınlar her açıdan çok geride bırakılmıştır. Çok eşlilik, mirasta eşitsizlik, okuma-yazma oranlarının kadınlar arasında düşük olması, kadınların istihdam ve kamusal yaşama katılımlarının engellenmesi gibi birçok  ihlal yaşanmaktadır. Bunun nedeni, bölgelerimizin eski ve yeni şekliyle sömürgeciler tarafından kontrol altında tutulmasıdır. Otoriter ve muhafazakar rejimlerin yanı sıra silahlı veya silahsız aşırılıkçı gruplar da Arap dünyasında yayılıyor. Çoğunlukla Batı Amerika sömürgeciliği ve Siyonizm tarafından bir düzen altında anlaşmazlık ve bölünme yaratmak için kullanılıyor.”

‘Kadın-erkek eşitliği için mücadelenin sürdürülmesi gerekiyor’

Tüm bu faktörlerin her türlü hukuki ayrımcılığı sınırlandırdığını ve bu durumdan kurtulmak için genel mücadele hareketine girişen kadınların özgürleşmesinin önünde bir engel olduğunu vurgulayan Dalila Mahfouz, “Kadın-erkek eşitliği için mücadelenin sürdürülmesi gerekiyor. İletişim araçları ve medyanın bu anlamıyla rolü çok önemlidir. Toplumsal eşitlik farkındalık ve irade gerekiyor. Ülkede kadın örgütlenmesi oldukça zayıf. Bunun kanıtı Gazze'deki Filistinli kadınları desteklemedeki zayıflıktır” sözlerine dikkat çekti.

‘Mücadelelerini sürdürüyorlar’

İranlı kadınların hakları için yaptıkları devrim sonucunda maruz kaldıkları baskıları anlatan Dalila Mahfouz, “İranlı kadınların molla rejimi tarafından maruz kaldığı baskıyı takip ediyoruz. Tunus feminist hareketi ve tüm ilerici güçler etkileşim içindedir. Baskıya ve ayrımcılığa maruz kalan İranlı kadınlara destek verilirken, ayaklanmayı çarpıtan ve protestocuları ‘ihanetle’ suçlayan her türlü girişime karşı çıkıldı. Tunuslu, Filistinli, İranlı ve Kürt kadınlar erk politikalara karşı mücadelelerini sürdürüyorlar” diye kaydetti.

‘İranlı kadınlar düşünceleri nedeniyle tutuklanıyor’

Kuzey Afrika ve Tunuslu kadınlar arasında ortak eylem koordinasyon eksikliğinin olduğunu sözlerine ekleyen Dalila Mahfouz, “Öte yandan Afrika, Tunus ve Ortadoğu'daki bazı medya kuruluşları kasıtlı olarak kadın hareketlerinin eylem ve etkinliklerine yer vermiyor. Bu durumdan kaynaklı kadınlar arasında etkileşim zayıf kalabiliyor. Örneğin İran ve Doğu Kürdistan’da kadınlar öncülüğünde bir ayaklanma başlatıldı ve basında yer alması sebebiyle hemen etkileşime geçebildik. Ayaklanmayla birlikte İranlı kadınlara yönelik baskılar artırıldı. İranlı kadınlar düşünceleri nedeniyle tutuklanıyor ve idam cezalarına çarptırılıyor. Yaşanan bu duruma karşı uluslararası alandaki tüm kadınların İranlı kadınlarla dayanışma içeresine girmesi gerekiyor” sözleriyle ortak mücadele çağrısında bulundu.

‘İşgalci Türk devletinin tutumu biliniyor’

Kürt kadınlara yönelik artan baskılara dikkat çeken Dalila Mahfouz, sözlerini şöyle tamamladı: “Kürt kadınların maruz kaldığı zulmü kınıyoruz. İşgalci Türk devletinin genel olarak tutumu da biliniyor. İşgalci Türk devletinin Kürt halkına ve kadınlara yönelik baskılarını günlük olarak takip ediyoruz. Kürt coğrafyasındaki rejimler ve onlara destek veren sömürgeci güçler, Kürt kadınlara yönelik her türlü ihlali uyguluyor. Biz kadınlar dün olduğu gibi bugün de tüm baskılara karşı mücadelemizi birlikte sürdürüreceğiz. Halklarımızın sömürgeci, siyonist ve gerici güçlerle karşı karşıya kalmalarını önleyeceğiz.”