Haber Merkezi- Mutlak tecrit altındaki Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan 25 Mart 2021’den beri hiçbir alınamıyor. İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), 2022 yılında İmralı adasını ziyaret ettiğini açıklamış, ancak hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaşmamıştı. 

CPT, 2024 yılında Türkiye’deki bazı cezaevlerine ziyarette bulundu. Ancak bu kez İmralı’ya gitmedi. 

İmralı’da tutsak edilen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın sağlık ve güvenlik durumuna ilişkin Kurd -Akad Doktorlar Çalışma Grubu, iletişimsizlik hali ve sağlık durumuna yönelik bir rapor hazırladı. 

Adadaki koşullar sağlık bağlamında kabul edilemez

Raporda, doktorların Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın gerçek sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olunmasına izin verilmediği vurgulandı. 

“Sağlık bağlamında İmralı Ada Cezaevi’ndeki koşullar” başlıklı raporda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1999’dan bu yana İmralı’da tutsak olduğu hatırlatılırken şunlar ifade edildi: “Adadaki koşullar, özellikle sağlık bağlamında kabul edilemez. İklim koşullarının yanı sıra siyasi koşullar da sağlık açısından önemli bir risk oluşturmaktadır. Sağlıkla ilgili tüm alanlarda sağlık bütünlüğü hakkı mevcut değildir. Tıbbi bakıma yeterli erişim de yoktur.

CPT'nin bu konudaki gereklilikleri ve talepleri Türk hükümeti tarafından göz ardı edilmektedir. Abdullah Öcalan'ın siyasi önemi göz önüne alındığında, durum çok kritiktir. Bu nedenle acil müdahale gerekmektedir. Sayın Öcalan'ın tıbbi bakıma sınırsız erişimi sağlanmalıdır. Hücre hapsi derhal kaldırılmalıdır.”

Dört ana bulgu sıralandı

Doktorlar tarafından hazırlanan raporda dört ana bulgu sıralandı:

“1. Adadaki yüksek nem oranı Abdullah Öcalan'ın sağlığı için yüksek bir risk faktörüdür.

2. Cezaevi adasındaki koşullar, iklimden kaynaklanan sağlık risklerini en aza indirmek için yalnızca birkaç önlem alınmasına izin vermektedir.

3. Adada sağlık hizmetlerine erişim konusunda çok sayıda zorluk bulunmaktadır.

4.  Abdullah Öcalan, fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerinde büyük etkileri olan hücre hapsinde tutulmaktadır.”

‘CPT net bir pozisyon almalıdır’

Raporun sonuç kısmında Türk Tabipleri Birliği’nin 2018 yılında yayınladığı "Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur" başlıklı bildiriye atıfta bulunarak, sağlıklı bir yaşamın temeli olarak çatışmaların barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğine vurgu yapıldı. 

Raporda bu durumun gerçekleşmesi için de şu öneriler yer aldı:  

- Sağlık profesyonelleri/uzmanlarından oluşan uluslararası ve disiplinler arası bir delegasyon gereklidir.

- Bu heyetin derhal İmralı adasına girişine izin verilmelidir.

- CPT net bir pozisyon almalıdır. Eylül 2022 ziyaretine ilişkin raporun süratle yayınlanması önemlidir.

- Avrupa Konseyi, CPT'nin raporlarından sonuçlar çıkarmalıdır.

- Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanması için elindeki tüm imkânlarla baskı yapmalıdır.