ROJ HOZAN

Qamişlo - Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Diplomatik İlişkiler Okulu üyesi Derya Remezan, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları ve öncü kadınların hedef alınmasını değerlendirdi.

Rovaja Kadın Devrimi’nin 11’inci yıldönümünün yaklaştığını hatırlatan Derya Remezan, “Kadınlar sadece kendi davası için başkaldırmadı, ezilen halkının davası için de başkaldırdı. Devrimin amacı bir yandan kadını özgürleştirmekti ancak bir yandan da kadınla birlikte toplumu özgürleştirmekti. Bu yüzden kadınlar bugün düşmanların hedefindedir. Kadınlar her alanda inanılmaz işler yürüttü, küresel olarak sembol haline geldi, önemler alanlarda önemli kararlar aldı, bu yüzden saldırıların en çok kadınlara karşı olduğunu görüyoruz" dedi.

‘Saldırıların amacı devrime öncülük eden liderleri tasfiye etmek’

Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadınların tüm kadınlara barışçıl bir proje sunduğunu vurgulayan Derya Remezan, şunları ifade etti:

"Kadınlara yönelik saldırılar düşmanın kadınlardan ne kadar korktuğunun göstergesidir. Birkaç gün önce Türk devletinin keşif uçakları Özerk Yönetim temsilcilerimiz Yusra Derwîş ve Leyman Şiwêş’i hedef aldı. Türk devleti bu iki kadından önce siyasetçileri, aktivistleri ve diğer sosyal faaliyetlerde bulunan kadınları hedef alıyordu. Saldırılar Türk devletinin devrime öncülük eden liderleri tasfiye etme amacını göstermektedir. Kuzey ve Doğu Suriye'de Özyönetim projesini kadınlar şahsında yenilgiye uğratmak istiyorlar."

‘Kadınlar nerede olursa orada devrim vardı’

Bölgede  en çok kadınların soykırım politikalarıyla karşı karşıya kaldığına işaret eden Derya Remezan, "İşgal altındaki bölgelerde kadınlar baskılara ve zorluklara rağmen köleliği kabul etmiyor. Türk devleti çok iyi biliyor ki kadın nerede olursa orada devrim vardır. Bu yüzden en çok kadınlara yönelik saldırılar geliştiriliyor. Türk devleti ve çeteleri var güçleriyle kadınların özgürlüğünü ve varlıklarını engellemek istiyor. Sistem şunu çok iyi biliyor ki; iradeli kadınlar nerede olursa olsun devrim yaratır” diye konuştu.

‘Dünyayı çetelere karşı koruyoruz’

Özerk Yönetim’in kadınlara yönelik en fazla suç işleyen IŞİD çetelerinin yargılanması yönündeki çağrılarına dikkat çeken Derya Remezan, “Özerk Yönetim dünya ülkelerine defalarca çağrıda bulunarak kendi üyeleri olan çetelerini almalarını istedi. Ancak sorumlu güçler bu çağrıya olumlu bir yanıt ve ciddi bir tutum göstermedi” dedi. Kuzey ve Doğu Suriye’nin büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu vurgulayan Derya Remezan, şunlara vurgu yaptı:

“Bölge cezaevlerinde 60 bine yakın çete var ve bugüne kadar tüm imkanlarımızla dünyayı onların tehlikesinden koruyoruz. Bu görev sadece bizim değil, tüm uluslararası devletlerin görevidir. Çünkü çetelerin çoğu onların vatandaşıdır. Geçtiğimiz günlerde Özerk Yönetim bu çetelerin yargılanmasının gerektiğine karar vermiş, bu kararla Türk devleti DAİŞ'i korumak için Suriye'nin Kuzey ve Doğu bölgelerine yönelik saldırılarını artırmıştır. Bugün hedef gösterilen bu kadınların ülkelerini terörden kurtardıklarını dünya unutmasın, bunun için kadınların hedef alınmasına karşı tavır almaları gerekiyor.”

‘Demokratik bir Suriye için kalıcı çözüm bulma yolundayız’

Çatışmaların devam etmesinin temel nedeni olan Suriye sorununun çözümünün önemine işaret eden Derya Remezan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Demokratik bir Suriye için kalıcı çözüm bulma yolundayız. Türk devleti tek başına saldırmaz ve buna karar veremez, elbette çözümü engellemek isteyenler harekete geçiyor. Birçok görüşmelerinde, toplantılarında ve anlaşmalarında bölgemiz için planlar ortaya çıktı. Bu toplantılarda kimlerin bir arada oturduğunu hepimiz biliyoruz. Suriye sorununun çözülmesindeki gecikmenin temel nedeni devletlerin çıkarlarıdır. Seçimlerin ardından Erdoğan hükümeti boş bahanelerle bölgelerimize saldırıyor. Bölgelerimiz ve genel olarak Suriye aynı devletlerin savaşının kurbanı oldu.”

‘Kadınları hedef alan saldırılar bizi zayıflatmayacak’

“Jin, jiyan, azadî” sloganıyla örgütlenen kadınların dünyanın her yerinde birbirine destek olması gerektiğini vurgulayan Derya Remezan, “Kadına yönelik soykırımı durdurmak istiyorsak biz kadınlar güçlü olmalıyız. Kadınları hedef alan saldırılar bizi zayıflatmayacak. Çünkü özgürlüğümüzü talep ettiğimizden bu yana düşmanların tüm saldırılarına göğüs gerdik. Kadınların desteği dünya kamuoyunda genel bir etki yaratacak ve kadın soykırımı durdurulacaktır” dedi.