Depremden kurtulan kadınlar bir başlarına kaldı
İdlib’te depremden kurtulan kadınlar çocuklarını, anne ve babalarını, neredeyse tüm ailelerini yitirdi. Tek başlarına kalan kadınlar şimdi depremin travmasının yanı sıra aynı zamanda mülteci olmanın verdiği zorlukları yaşıyorlar.
HADEEL AL-OMAR
İdlib-Mereş merkezli art arda yaşanan ve büyük yıkım yaratan depremlerde Kuzeybatı Suriye’deki İdlib kenti de hasar aldı. Oturdukları yapıların hasarlı olması nedeniyle evlerine giremeyen kadınlar, şuan kamplarda yaşıyor. Depremde yakınlarını kaybeden kadınlar, birçok psikolojik sorun yaşıyor.
‘Psikolojik sorunlar yaşamaya başladım’
İdlib'in kuzeyindeki Sermede kentinde yaşayan 28 yaşındaki Rania El-Ehmed, depremde iki çocuğunu kaybettiğini dile getirerek, “Yaşanan depremden sonra psikolojik sorunlar yaşamaya başladım. Yalnız kaldığımda intihar etmek istedim. Gözlerimin önünde iki çocuğumun enkaz altında hareket etmeden ölmelerini görmek çok acı verici. Çocuklarımı kaybetmem ve mülteci olma korkusu psikolojimi alt üst etti. Kamplarda kadınlar en temel ihtiyaçlarını bile karşılamıyor. Şu anda en temel ihtiyacım bir çadır elde etmek ve buradan ayrılmak” dedi.
‘Yaşadıklarım ölümden daha beter’
İdlib'in kuzeyindeki Bisniye kasabasında tüm ailesini depremde kaybeden 24 yaşındaki Huda El-Helaq, şu an da amcasıyla birlikte Türkiye ve Suriye sınırındaki kamplarda yaşıyor. Huda El-Helaq, depremde yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Kasabada yaşanan yıkımda yüzlerce insan hayatını kaybetti ve yüzlercesi de yaralandı. Bu anlara tanıklık etmek çok acı vericiydi. Yıkılan binaların sesi çok ürkütücüydü, yer şiddetle sarsıldı, hızlıca binayı terk etmeye çalıştık. Fakat duvarlar hızlıca yıkıldığı için enkazın altında kaldık. Acil durum ekipleri beni 5 saat sonra molozların altından çıkardı fakat bu olayda birçok insan hayatını kaybetti. Hayatta kaldım ama şuan yaşadıklarım ölümden daha beter. Depremde annemi, babamı, üç kardeşlerimi, eşimi ve çocuklarımı kaybettim. Hayatta yalnız kaldım.”