Deprem bölgesindeki kadın ve çocuklar için özgün çalışma yürütülüyor
Deprem bölgelerinde en kırılgan ve korumasız olarak adlandırılan çocuk ve engelliler afet bölgesinde yaşamlarının en kötü ve savunmasız dönemini yaşıyorlar. Sivil toplum onlar ve kadınlar için özel çalışma yürütüyor.
SARYA DENİZ
Haber Merkezi- Mereş merkezli iki büyük depremle birlikte Bakurê Kurdistan ve Türkiye’de 10 kent büyük yıkım yaşadı ve on binlerce kişi yaşamını yitirdi. AFAD’ın arama-kurtarma çalışmalarının geç başlaması, yada çok sınırlı enkazlar üzerinde çalışılması yaşamını yitirenlerin sayısını artırmış durumda. Bu konuda esas görevli AFAD’ın geç başlayan ve birçok bölgede erkenden enkaz kaldırmaya dönüştürülen çalışmalarına rağmen, halklar sınırlı imkanlarına rağmen ilk günden bu yana dayanışmayla enkaz altındaki insanları da çıkarmaya çalışıyor. Bölgede günlük olarak binlerce artçı deprem meydana gelirken halk eksileri bulan soğuklara rağmen hala sokakta ya da kurulan az sayıda çadıra sığınmış durumda. Kentlerde kalanlar artık bina enkazlarından yakınlarının cenazelerinin çıkarılmasını bekliyor. Öte yandan deprem bölgelerinden diğer kentlere yoğun bir göç de yaşanıyor.
Deprem bölgelerinde en kırılgan ve korumasız guruplardan sayılan kadın, çocuk ve engelliler afet bölgesinde yaşamlarının en kötü ve savunmasız dönemini yaşıyorlar. Deprem ile birlikte evlerinden yalın ayak ve hiçbir şey alamadan çıkabilen insanlar için yakınlarını ve evlerini kaybetmenin acısı soğuk ve ihtiyaçlardan yoksun kalmada eklenince yaşam çok daha zor.
Temel maddelere erişim yok
Deprem bölgesinde tuvalet ilk sıralanan ihtiyaçlar arasında yer alıyor. Deprem bölgelerinden gelen bilgilere göre kadınlar tuvalet ihtiyaçlarını enkazların aralarında ve güvenlik sebebiyle oluşturdukları gruplar halinde yapabiliyorlar. Onlar kadın olmalarından kaynaklı yan yana durmak zorunda! Öte yandan temel hijyen maddelerine, temiz suya erişimleri de yok. Bu durumda kadın ve çocuklarda hastalıklara neden oluyor. Uzmanlar özellikle kadın hastalıkları konusunda uyarılarda bulunurken bölgeden salgın sinyalleri gelmeye başladı.
Kendileri için güvenli alan
Kaosun hâkim olduğu deprem bölgelerinde kadınlar güvensizlik hissini yoğun olarak yaşıyor. Kadınların açık alanlardan kendilerini çektikleri ve bir şekilde kendilerini korumaya çalıştıkları belirtiliyor. Kendileri için ‘güvenli alanlar’ yaratan kadınlar bu sınırların dışından çıkmamaya çalışıyor. Öte yandan aynı zamanda ebeveyn ya da bakım sorumluluğu olan kadınlar için yaşam daha da zor.
Yaralar dayanışmayla sarılacak
Yaşanan yıkımın onarımına katkı sunmak amacıyla bir Afet Koordinasyon Ağı kuruldu. Deprem ile birlikte yaşanan olumsuzluklardan en fazla etkilenen kesimin kadınlar, çocuklar, LGBTİ+’lar ve toplumda diğer dışlanan gruplar olacağı deneyiminden hareketle bu süreçte kaynaklarla ihtiyaç sahipleri arasında köprü kurmak, hak ihlalleri ile mücadele etmek ve kadın örgütlenmelerinin afet yönetiminin her aşamasında etkin olarak yer almasını sağlamak amacıyla kurulan Afet Koordinasyon Ağı, yaraların dayanışmayla sarılması için alanlarda olduğunu duyurdu.
Koordinasyon kurdular
Hızlıca İlk olarak Amed’de çalışmalarına başlayan Kadın, Çocuk ve LGBTİ+ Kriz Koordinasyonu şimdilik Amed dışında Adıyaman’daki depremzedelere ulaşmaya çalışıyor. Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya ile çalışmalarını ve depremzedelerin ihtiyaçlarını konuştuk.
Depremin ilk ve ikinci günü özellikle toplanma alanlarınla gittiklerini dile getiren Adalet Kaya, ilk olarak ihtiyaç analizi yaptıklarını belirtti. İnsanların evlerinden çok ani bir şekilde çıkmış olmasından kaynaklı öncelikli olarak giyim, gıda ve ısınmaya dair ihtiyaçları olduğunu söyleyen Adalet Kaya, kentteki sivil örgütlerin, iş insanlarının, öğrencilerin, inşaat işçilerinin ve meslek örgütlerinin çok hızlı bir şekilde organize olması ve çalışmayı örgütlemesi gerektiğini dile getirdi. Adalet Kaya bu yapılırsa kentte dışarda sokakta olan bütün insanlar için hem konaklama imkanı hem de süreci atlatacağı bir barınma imkanı oluşacağını, aynı zamanda insani yardım konusunda destek sağlamaya çalıştıklarını anlattı. Adalet Kaya “Biz Diyarbakır’daki Kent Dayanışma Platformu’nun ilk toplantısına katıldık. Bu toplantının hemen ardından tüm kadın ve çocuklarla ilgili çalışan sivil toplum örgütleri ile birlikte bunun bir alt ağı olarak Kadın, Çocuk ve LGBTİ+ Kriz Koordinasyonu’nu oluşturduk” dedi.
Önce ihtiyaçlar belirleniyor
Toplanma alanlarında, çadır kentlerde kadın ve çocukların doğrudan ihtiyaçlarını tespit edecek çalışmalar yürüttüklerinden söz eden Adalet Kaya “Sahada arkadaşlarımız var; önce ihtiyaçları belirliyorlar. Biz de onlara bağlı olarak o ihtiyaçları sağlamaya çalışıyoruz. Depremin 3’üncü günü yine bu ağ üzerinden Adıyaman için ekipler oluşturmaya başladık. İlk ekipte ben de vardım. 3 gün boyunca Adıyaman’daydık. Birçok çalışma gerçekleştirdik. Köylerde kadınlar ve çocuklarla görüştük ihtiyaçları tespit ettik ve ona bağlı olarak çalıştık” şeklinde konuştu.
Kadın ve çocuklar için alanlar yaratılacak
Adalet Kaya, Adıyaman’ın ilk etapta pilot bölge olarak seçildiğini ifade ederek “Her üç günde bir oraya gönüllü ekipler yönlendiriyoruz. Bu ekiplerin nitelikli oluşturulduğunu söylemek gerekiyor. Ne yapacağını bilen insanları yönlendiriyoruz. Durum orada çok daha vahim çünkü sivil toplum örgütleri yok. Meslek örgütleri çalışamaz halde. İnsanların çoğu ya yaşamını yitirdi ya yakınlarının cenazesini kaldırıyor ya da enkaz başında cenazelerin çıkmasını bekliyor. Orada barınma gibi ciddi sorun var. Hava da çok daha soğuk. Bu yönlü kadın ve çocuklar açısından alanlar yaratmak gerektiğini düşünüyoruz; böyle tespitlerimiz var” dedi.
Ağ olarak Diyarbakır’da yoğunluklu olarak toplanma yerleri ya da çadır kentlerde kadın ve çocuk çadırları kurmayı düşündüklerini dile getiren Adalet Kaya, buralarda psiko destek hizmeti sağlayacak çalışanların olacağı bilgisini paylaştı. Çocuklara oyun alanları yaratılmaya çalışıldığını belirten Adalet Kaya, bu konu ile ilgili hem uluslararası hem de Türkiye cephesinden kadın ve çocuk örgütleriyle de iletişim halinde olduklarını kaydetti.
‘Bakım yükü şiddete dönüşüyor’
Adalet Kaya, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kadın ve çocuklar açısından her bölgede yaşanan depremin farklı farklı etkileri var. Bölgelere bağlı olarak değişiyor. Diyarbakır’da şu anda evinden olma durumu var. Can kayıpları var elbette ama çok yaygın değil. O yüzden barınma meselesi, temizlik, hijyene ulaşma ön plana çıkıyor. Kadınlar açısından durum çok daha kötü. Çadır koşullarında bir de ailedeki diğer bütün bireylerin bakım yükünü kadınların sırtlıyor olması da çok büyük bir soruna dönüşüyor. Yine en çok kadın ve çocuklar mağdur oluyorlar. Çocuklar için en çok oyuncak talebi oldu. Annelerini gıda dağıtılan alanlara oyuncak almak için getiriyor çocuklar. Kadınlar açısından zaten evdeki bakım yükümlülüğünü sırtlanan kadın olduğu için böylesi afet koşullarında bu çok daha büyük bir şiddete dönüşebiliyor.”
Yardım için giden kadın şiddet gördü
Çalışmaları ile engellemelerin de söz konusu olduğunu açıklayan Adalet Kaya, “Engelleme söz konusu pek çok bürokratik engele takılıyoruz. Özellikle yurtdışından kadın örgütlerinden gelen yardımları ulaştırırken sorun yaşıyoruz. Çadırlarda kadın ve çocuklarla iletişim kurmaya çalışan arkadaşlarımız kolluk tarafından engelleniyor. Örneğin bir arkadaşımız Diyarbakır Newroz Park’ta kolluk şiddetine maruz kaldı. Çadır alanından sürüklenerek çıkarıldı. Böyle durumlar yaşıyoruz. ‘Siz kimsiniz niye yapıyorsunuz bu çalışmayı’ gibi sorularla karşılaşıyoruz. Yani bir kadın ve çocuk örgütü olduğumuzu söylediğimiz halde alandan uzaklaştırılmak isteniyoruz” diye konuştu.
‘Yeni bir yaşam örgütlü gücümüzle olacak’
Adalet Kaya son olarak çalışmalarına destek çağrısında bulundu: “Çağrımız şu Diyarbakır açısından sivil toplumun çok güçlü olması ve herkesin kendi alanlarında ortaklaştırmasından kaynaklı çok hızlı bir şekilde örgütlendik ve insanların ihtiyaçlarını giderebildik. Bunun diğer kentlerde gerçekleşmesi için çağrıda bulunuyoruz. Biz bu çalışmayı depremi yaşayan diğer kentlere de kanalize etmeyi istiyoruz. Gelin oralara birlikte gidelim. Oralarda yeni bir yaşamı örmek hepimizin birlikte ve örgütlü hareket etmemizle mümkün olabilecek.”