‘Demokratik Cumhuriyet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz’

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, zor şartlarda yapılan seçimlerde meclisin 3’üncü büyük partisi olma konumunu koruduklarını belirterek, “Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Biz Demokratik Cumhuriyet mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.

Haber Merkezi- Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Yeşil Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol) 14 Mayıs seçimlerine ilişkin HDP Genel Merkez’inde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Yeşil Sol Parti Eş Sözcüleri Çiğdem Kılıçgün Uçar ve İbrahim Akın katıldı.

‘Eşit ve adil seçim yarışı engellenmiştir’

Ortak açıklamayı yapan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, seçim çalışmalarında yer alan, canı pahasına sandıklara sahip çıkan ve idealleri uğruna büyük emek veren her bir Yeşil Sol Partili ve HDP’li çalışma arkadaşlarına teşekkür etti. Seçimde önlerine koydukları hedeflere tam olarak ulaşamadıklarını söyleyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, şunları kaydetti:

“Seçim sonuçlarının bizler açısından başarı olarak görülemeyeceği açıktır. Seçim startının verildiği ilk günden bu yana her gün siyasi saiklerle gözaltı ve tutuklama operasyonuna maruz kalan partimizin çalışmaları linç girişimleriyle durdurulmak istenmiştir. Türkiye seçim iklimine girdiği günden beri Kobanê Kumpas Davası ve kapatma davasıyla birlikte siyasetimiz denklem dışına çıkarılmak istenmiştir. Kobanê kumpas ve kapatma davalarıyla başlayan süreç, seçime doğru tam bir baskı iklimine dönüşmüştür. Kapatma davası Demokles’in Kılıcı misali Türkiye’de eşit ve adil seçim yarışını engellemiştir. Milyonlarca seçmenimizin iradesine kumpas ve kapatma davasıyla ipotek konmak istenmiştir.”

 ‘Hile ve kumpasların etkisi belirleyici olmuştur’

Çiğdem Kılıçgün Uçar, en temel hak olan demokratik siyaset hakkının dahi imkânsız hale getirilmek istendiği koşulların yaratılarak seçim süreci boyunca her gün yeni bir siyasi operasyonla yüzlerce arkadaşlarının gözaltına alınarak tutuklandığını hatırlattı.

Birçok yerde parti çalışmalarına yönelik ırkçı saldırıların bizatihi iktidarın teşvikleriyle gerçekleştirildiğine vurgu yapan Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Cumhur İttifakı, eşit şartlarda gerçekleşmesi gereken seçimlerden kırıntı bile bırakmamıştır. Her türlü kamu kaynağını ve gücünü seçim dönemi boyunca kendi lehine kullanmıştır. Bu sonuçların ortaya çıkmasında hile ve kumpasların etkisi belirleyici olmuştur” dedi.

 ‘Tek liste ve tek parti ile seçime girme ısrarımız hayata geçmedi’

En büyük hile ve kumpasın HDP’nin engellenmesi olduğuna işaret eden Çiğdem Kılıçgün Uçar, şunları aktardı: “Bu hile ve kumpasa karşı halkımızı seçeneksiz bırakmamak için kısa bir sürede Yeşil Sol Parti’yle çalışmalarımızı yürütmek durumunda kaldık. Yeşil Sol Parti’nin kısa sürede seçime hazırlanması ve tanıtımının yapılmasıyla ilgili elbette ki zorluklar yaşadık. Yaygın ve yandaş medyanın uyguladığı sansür ve izolasyonla birlikte bu zorluklar daha arttı. Bunun yanı sıra yeni bir ittifakı örgütlemenin sahaya yansıyan dezavantajları ve HDP olarak Yeşil Sol Parti olarak tek liste ve tek parti ile seçime girme ısrarımıza rağmen bu önerimizin hayata geçmemiş olmasının ortaya çıkardığı sıkıntılar da seçim sonuçlarını belli düzeyde etkilemiştir. Bütün bu faktörlere rağmen elde edilen sonucu önemli buluyoruz.”

 ‘Seçmenin mesajını alarak değerlendirme yapacağız’

Öte yandan seçmenin mesajını alarak bütün yönleriyle eleştiri ve özeleştiri sürecinde değerlendirme sorumluluğunun bilincinde olduklarını belirten Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Bunun da gereğini yapacağız. Seçim sürecini örerken düştüğümüz eksikler ve yetersizlikler ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapacağız halkla beraber tartışmalar yürüteceğiz ve gerekli adımları atacağız” diye konuştu.  Yeşil Sol Parti’ye oy veren milyonların ve halkın içinin ferah olmasını isteyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, şunları ifade etti:

“Mevcut verilere göre ikinci tura kaldığı anlaşılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair halkımızın bize verdiği tarihsel rolün, misyonun ve sorumluluğun gereğini yerine getireceğiz. Umudumuzdan ve coşkumuzdan asla geri durmadan çalışmalarımıza devam edeceğiz. Partimizin yetkili kurullarında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalmış olmasını partimizin bütün kurullarında değerlendirerek, buna ilişkin çalışma programımızı en kısa zamanda halkımızla ve kamuoyuyla paylaşacağız.”

 ‘Demokratik Cumhuriyet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz’

Demokrasi mücadelesini sandıkla sınırlamayan, yaşamı ve toplumu örgütleyen bir geleneğe sahip olduklarını vurgulayan Çiğdem Kılıçgün Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Halklarımıza sesleniyoruz: Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalmasının nedeni HDP ve Yeşil Sol’un demokrasi ve adaletten yana olan seçmeninin fedakâr ve özverili tutumudur. Bu kapsamda, bir kez daha tüm partili arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi iletiyoruz. Zor şartlarda ve kritik bir süreçte gerçekleşen seçimlerde, meclisin üçüncü büyük partisi olma konumumuzu korumuş olmayı önemli görüyoruz. Bu sorumluluk bilinciyle mücadelemizi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Demokratik siyasetin bütün sorunların çözüm zemini ve dinamiği olmasını sağlayacağız. Bu yüzden kimse karamsarlığa ve umutsuzluğa kapılmasın. Biz Demokratik Cumhuriyet mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Siyasal hedeflerimizi gerçekleştirmek ve Tek Adam rejimine son vermek için mücadelemize en güçlü şekilde devam edeceğiz.”

Mithat Sancar: Tek listenin uygun formül olduğunu savunduk

Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın açıklamasının ardından HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye İşçi Partisi (TİP) ile ayrı listelerden seçime girilmesinin oy kayıplarına neden olup olmadığına ilişkin soruya Mithat Sancar şu yanıtı verdi:

“Verilerin tamamı henüz sağlıklı bir şekilde elimize ulaşmış değil. Ama belli kayıplarımız var. Biz bu ittifakı seçimlere dönük bir birliktelik olarak düşünmemiştik. Seçimlerle birlikte elbette bir formül arayışı gerekiyordu biz tek listenin en uygun formül olduğunu söyledik ve savunduk. Bununla birlikte ittifakı da korumayı hep önemsedik, ittifaklarda bu tür riskler olabiliyor. Bu risklerin bir kısmı bu seçimlerde gerçekleşmiştir. Bunu kendi kurullarımızla ve ittifak ortaklarımızla tartışacağız. Oylarımızda bir azalma olduğu doğrudur. Batı illerinde bu azalma daha çarpıcıdır. Daha ayrıntılı bir değerlendirme için bütün sonuçları önümüze koymamız gerekiyor. Bir başarısızlık söz konusudur. Batı’da daha az oy almamız bizim açımızdan sorun teşkil etmektedir. Sebeplerini oranlarıyla birlikte tartışmamız gerekiyor. Burada bizim eksikliklerimiz, yetersizliklerimiz varsa, vardır mutlaka, eleştiri ve özeleştiri sürecinde değerlendireceğiz. Oy kaybımızı bütün veriler netleşince söyleyeceğiz. Yeşil Sol Parti ile aldığımız oy oranı yüzde 9,33 görünüyor.”

 ‘Meclis’in 3’üncü büyük partisi olmayı sürdürüyoruz’

Yurtdışı oyları eklendiğinde 2018 seçimlerine göre oy oranlarında düşüş ve kayıp olduğuna işaret eden Mithat Sancar, “Milletvekili sayılarında da bir düşüş var. Ama bu dramatik bir düşüş değil. Meclisin 3’üncü büyük partisi olmayı sürdürüyoruz. İtirazlarımız var bu itirazlar nasıl sonuçlanacak onları göreceğiz. YSK’nın bütün verileri açıklandıktan sonra vekil sayımızın artması ihtimali de var ama buna rağmen hedefimizin gerisinde olduğumuz son derece açıktır.  Yani milletvekili sayısı açısından bir hedef belirlemiştik. Bu hedefin gerisinde olduğumuz ortada. Bunun da bütün yönleriyle kurullarımızda tartışılacağını belirtiyoruz” dedi.

‘Bütün sorumluluğumuzu masaya yatıracağız’

Oy kayıplarının belli sebepleri olabileceğini bunun mazeret gibi anlaşılmasını istemediklerini söyleyen Mithat Sancar, seçimlere çok zor şartlarda girdiklerinin bütün kamuoyu tarafından bilindiğini belirtti. HDP’ye yönelik kapatma davasının seçim sürecini dizayn etmek konusunda önemli bir faktör olduğunu söyleyen Mithat Sancar, şunları kaydetti:

“Yeşil Sol Parti’yle seçimlere girmemizin de belli handikapları yaşanmıştır. Partiyi tanıtmak, halkı oy vermeye yönlendirmek için de kısa bir zamanımız oldu. Bütün bunlar, bize yönelik baskılar faktörüdür. Sistematik ve yoğun psikolojik savaş taktiklerinin partimizin üzerinden faktördür. Ama bunların hiçbiri bizim için mazeret değildir. Bu sorumluluğu bütün faktörleri aşarak yerine getirmek her zaman mümkün olmayabilir. Burada bütün sorumluluğumuzu masaya yatıracağız. Nerede eksik kalmışsak hepsini, kurumlarımızda ayrıntılı tartışacağız ve her birimiz sorumluluğumuzun gereğini tereddütsüz yerine getireceğiz.”

‘Seçimin ilk turda sonuçlanmaması seçmenimizin stratejik tavrına bağlılığıdır’

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na Kürt illerinden yüksek destek ve oy çıktığına vurgu yapan Mithat Sancar, “Bunun en basit açıklaması seçmenlerimizin parti kararına bağlı kaldıklarının görülmesidir. Biz stratejik politik bir karar aldık. Bu kararı kurullarımızla, yerel birimlerimizle, ittifaklarımızla ve demokrasi çevreleriyle istişare ederek aldık. Aldığımız bu kararın benimsendiği ve hayata geçirildiğini görüyoruz. Metinde belirtildi, ben bir kez da altını çizeyim: Bizim bu kararımız cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda Cumhur İttifakı lehine sonuçlanmaması sağlayan en önemli unsur olmuştur. Dolayısıyla şu an ikinci tur önümüzdeyse, seçmenimizin stratejik politik tavrına bağlılığını açığa çıkarmıştır” diye konuştu.

Türkiye’de yeni bir başlangıç, yeni yaşamı örmek, demokrasiye özgürlüğe barışa giden yolu açmak konusundaki sorumlulukla ittifakları oluşturduklarını dile getiren Mithat Sancar, “Önümüzdeki dönemde de aynı çizgiyi sürdüreceğiz. Parlamentoda 3’üncü büyük grup olacağız. Bu önemli bir kazanımdır. Bu kazanımı korumuş bulunuyoruz daha fazlasını hedefledik, olmadı. Bütün bu boşlukları toplumsal mücadele alanlarıyla çok daha yoğun bir şekilde, geniş ittifaklarla değerlendirmeyi ve gidermeyi amaçlıyoruz” dedi.

 ‘Deprem bölgesiyle ilgili verileri ayrıntılı incelemek gerekiyor’

Deprem bölgesiyle ilgili verileri ayrıntılı olarak incelemek gerektiğine vurgu yapan Mithat Sancar,  ‘Seçmenlerin nerede oy kullandığı, şehirlerine dönebildiler mi, gittikleri yerlerde mi oy kullandıkları belli değil.  Burada da elbette siyasi sorumluluk ve değerlendirme bir ihtiyaçtır. Deprem bölgesinde bu söylediğim faktörler nasıl gerçekleşmiş olursa olsun, Cumhur İttifakı’nın bu oy oranına ulaşması gerçek ve derin sebepleri nelerdir? Bu konuda bizler de elbette bir tartışma yürüteceğiz, daha ayrıntılı incelemeler yapacağız. Verileri bu çerçevede önümüze koyacağız. Bu sadece bizim partimizin değil genel olarak bütün siyasi aktörlerin, demokrasi güçlerinin bir görevi olarak ortada duruyor” şeklinde konuştu.

‘Herkes bu sorumluluktan pay alır’

Kapatma davası gibi belirsizliklerin devam ettiğini belirten Mithat Sancar, şunları ifade etti: “Kongre sürecinin işletilmesi için de bu belirsizliğin ortadan kaldırılması gerekiyor. Kongre öncesi konferans süreçlerimiz var. Çeşitli kurullarımız var, görevlerini yapacaklardır. Burada yönetimin bir sorumluluğu vardır elbette. Partinin seçilmiş organlarının ve temsilcilerinin eş başkanları, eş sözcüleri dahil herkes bu süreçten sorumluluktan pay alır. Bütün bunları konferanslarda ve kongre süreçlerinde değerlendireceğiz. Bizim siyasi geleneğimizde sorumluluktan kaçma durumumuz olmaz. Halka karşı sorumluluğumuz var. Sorumluluğumuz topluma ve tarihe karşıdır. Eğer sorumlulukların gerekleri bütün bu tartışmalar sonucunda belirlenirse bunların gerekleri yerine getirilir.”

Yarın MYK’nın toplanacağını ve tarihsel sorumluluklarını yerine getireceklerini söyleyen Mithat Sancar, “Bütün bunları kurullarımızda tartışacağız. Yarın MYK’mızı topluyoruz, ikinci turda ne gibi dinamikler olduğunu da tartışacağız. Ancak altını çizdiğimiz nokta şudur, biz tarihsel görevimizi demokratik sorumluluk bilinciyle yerine getirme kararımızı sürdürüyoruz. Bu faktörleri tartıştıktan sonra ikinci tura dair çalışma programımızı da tartışıp bunu kamuoyuyla paylaşacağız” dedi.