‘Demografik değişim soykırım biçimidir’
Dünya Anadil Günü’nde Amed ve Wan’da basın açıklaması yapılarak devletin faşizan yaklaşımının sürdüğüne dikkat çekildi ve birlik çağrısında bulunuldu.
Haber Merkezi- Dünya Anadil Günü dolayısıyla Amed ve Wan’da siyasi parti ve sivil toplum örgütleri basın açıklaması yaptı.
Wan’da Dil Kültür ve Sanat Araştırma Derneği (ARSİSA) tarafından düzenlenen basın açıklamasına Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşil Sol Parti (YSP), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Aileler ile Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Demokratik Öğrenci Meclisi (DÖM), Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), ARYEN ÇAND, Şano Wan, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Serhat Göç Araştırma Derneği (GÖÇ-DER), Star Kadın Derneği, Bilim Antropoloji Sanat Kültür Derneği (BASK-DER) temsilcilerinin yanı sıra birçok kişi katıldı.
Depremde yaşamını yitirenlerin anılarak başlandığı açıklamada deprem ile birlikte yapılmak istenen demografik değişime dikkat çekildi ve bu değişimle birlikte dillerin gireceği tehlikeye işaret edildi. Açıklamada “Türk devleti bu felaketi bu şehirlerin demografisini değiştirmek, oraları kalkındırmak için bir araç olarak kullanmak istiyor. Bu nedenle, depremzedeler, diğer Kürt illerinde veya yakın illerde konumlandırılmak yerine, Türkiye'deki şehirlerde ve Kürt şehirlerinden uzak şehirlere gönderiliyor, Demografik değişim, başka bir baskı ve soykırım biçimidir. Bu kabul edilemez” denildi.
‘Anadillerinde yardım isteyemediler’
Depremin Kürt halkı ve mültecilere yönelik saldırı politikalarını bir kez daha ortaya çıkardığı kaydedilen açıklamada enkaz altında kalan çok sayıda kişinin, Türkçe bilmedikleri için kendilerine kimsenin yardım edemeyeceklerini bildiklerinden ana dillerinde yardım isteyemedikleri belirtildi. Açıklamada acil durum telefon hatlarında ve deprem kurumlarında Kürtçeye yer verilmediği dile getirilerek “Bu durum bu sistemin, ana dili Türkçe olmayan ve Türkçe konuşamayan insanları nasıl ölüme zorladığını göstermektedir. Aynı şekilde birçok Kürt şehrinde bu deprem olmasına rağmen, acil durum telefon hatları ve depremle ilgili kurumlar, insanlar yerlerini belirleyebilsinler veya ihtiyaçlarını dile getirebilsinler diye Kürtçeye hiçbir yerde yer vermediler. Bunun en dikkat çekici örneği YİMER adlı kurumdur” ifadeleri yer aldı.
Kürt halkının, varlığını korumak için diline sahip çıkarak, birlik ve örgütlenmesini artırarak yıllardır faşizme karşı mücadele ettiği vurgulanan açıklamada halkın ancak birlik olarak kendini koruyabileceğine işaret edildi.
‘Eğitim sistemi yeniden düzenlenmeli’
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şubesi de bugün sendika binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklamada, dilin kültür ve yaşayış biçimi olduğu belirtilerek anadilde eğitim hakkının yok sayılması kabul edilemez olduğu anlatıldı. Açıklamada şunlar belirtildi:
“Eğitim sistemimiz gerçekliğimize ve insanlık değerlerine uygun olarak çok dilli ve çok kültürlülük esasında yeniden düzenlenmelidir. Başta eğitim ve sağlık olmak üzere kamusal hizmetler nitelikli, parasız, ulaşılabilir, bilimsel olmasının yanı sıra anadil esaslı çok dilli sunulmalıdır. Yasakçı, tekçi, asimilasyoncu politikaların son bulması için emek ve demokrasi mücadelesini yükseltme kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.”
Amed’de birlik vurgusu
Amed’de de Anadil gününe ilişkin bir açıklama yapıldı. Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) tarafından yapılan açıklamaya, HDP Amed Milletvekili Remziye Tosun, dernek yöneticileri, Amed Kürt Enstitüsü üyeleri, Kürt Edebiyatçılar Derneği, Destar Dergisi üyeleri, 78’liler Derneği ile çok sayıda kişi katıldı.
Açıklamada depremde Kürt halkına yönelik yaklaşım ve demografik değişim tehlikesine dikkat çekilerek birlik ve beraberlik vurgusu yapıldı.