MEDİNE MAMEDOĞLU

Semsûr – Mereş merkezli depremin etkilediği kentlerden biri olan Semsûr’da halk temel yaşam ihtiyaçlarına ulaşamıyor. Özellikle çadır ve konteynır sorunu yaşayan yurttaşlar temiz tuvalet ve sıcak suya da erişemiyor. Uyuz ve bit salgınının da baş gösterdiği kentte çadır bulamayan yurttaşlar, tüm riskleri göze alarak tütün çadırlarında kalıyor.

‘Herkes köy meydanında toplandı’

Depremin olduğu ilk üç gün boyunca arabada yaşadıklarını söyleyen kent merkezine bağlı Dardağan köyü sakinlerinden Tumê Taştan, yardımların gelmemesi üzerine kendi başlarının çaresine baktıklarını söyledi. Depremin olduğu ilk dakikaların ardından köy merkezine koşarak evlerini terk ettiklerini ifade eden Tumê Taştan, “Deprem anı kalkıp pijama ile dışarı çıktık, yağmurda yağıyordu. Çocukları çıkarıp arabaya geçtik. Çocuklar köy içinde herkese deprem diye bağırıyordu. Hep birlikte meydanda topladık, insanlar çok korkmuştu, köydeki evlerde yıkılmıştı. Sonra hepimiz araçlara binip okulun oraya geçtik, ateş yakıp başında beklemeye başladık, o anda yağmur hala yağmaya devam ediyordu” dedi.

‘Yardım gelmeyince kendi başımızın çaresine baktık’

Çadırlardaki tütünleri çıkararak barınma sorunlarını çözdüklerini ifade eden Tumê Taştan, “Üç gece araçlarda kalmaya devam ettik sonra kendi tütün çadırlarımızı kurmaya başladık. Bu çadırlar devletin değil bizim çadırlarımız. Köşelere battaniye, ortaya da soba koyarak kendimize bir yer yaptık. Günlerdir de burada kalıyoruz. Komşularımızda aynı şekilde kendi çadırlarını kendileri kurdular. Depremden haftalar sonra helikopterden çadır bıraktılar. Onlar da herkese yetmedi. Herkes ayrı bir yerde çadır kurmuş. Bu çadırlarda tütün asıp kurutuyorduk şimdi demirler ekleyip naylon ile kapattık, dışarda kalamıyoruz ve gelen misafirlerimizi de burada ağırlıyoruz” şeklinde konuştu.

‘Kendi cenazelerimizi kendimiz çıkarttık’

Enkazda olan cenazeleri kendi tuttukları kepçelerle çıkarttıklarını söyleyen Tumê Taştan, son olarak şunlara yer verdi: “Birçok akrabam hayatını kaybetti, kendi özel tuttuğumuz kepçeyle cenazelerimizi çıkartıp okula götürdük. Adıyaman’daki ölülerimizi de buraya getirdik. Çadırlarda yaşamaya devam ediyoruz ve yaşadığımız şartları görüyorsunuz. Biz burada neler yaşadık Adıyaman’daki insanlar bunun daha ağırını yaşadı. Herkes kendi cenazesini kendisi çıkardı.”