‘Dar ölçekli işletmesi olan birçok kadın işini kaybetti’

Küçük, dar ölçekli işletmesi olan birçok kadın emekçinin deprem nedeniyle işini kaybettiğini belirten KESK Amed Kadın Meclisi Sözcüsü Ezgi Çelik, bölgede kooperatifler biçiminde alternatif ekonomik modeller yaratmak gerektiğini söyledi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Mereş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremlerin ardından on binlerce insan yaşamını yitirdi; milyonlarca insan da yaşanan göçle birlikte işsiz kaldı. Özellikle küçük ölçekli emekçilerin dükkânlarını kaybedip işsiz kaldığı bu süreçte halk büyük zarar gördü.  Köylerde var olan üretim ve ekim işleri de durma noktasına geldi. Bu yıl 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda üretimin dışında tutulan emekçilere dikkat çekilecek.

Yıkılan işletmeler ve işsizlik

Depremin ardından yaşanan göçle şehirler boşaltılırken buna bağlı olarak üretim süreci de durdu. Geride kalan 3 ayda kentlere geri dönüşler başladı ama dükkânı yıkılan esnaflar da ticaretin dışında kaldı. Henüz herhangi bir desteğin verilmediği dükkân sahipleri işlerine dönemezken bu süreçten en çok etkilenen kesim ise kadın emekçiler oldu. Küçük işletmelerini kaybeden kadınlar üretimden önce bir düzen telaşına girerken aylardır işsizlikle de mücadele ediyor. Emekçiler dükkânlarını açıp yeniden üretime dâhil olabilmek için çözüm yolları arıyor.

1 Mayıs’ta üç koldan yürüyüş gerçekleştirilecek

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Amed Kadın Meclisi Sözcüsü Ezgi Çelik ile deprem bölgesinde emekçilerin yaşadıklarını konuştuk. Sözlerine bütün işçi ve emekçilerin 1 Mayıs’ını kutlayarak başlayan Ezgi Çelik, her yıl miting yapılarak karşılanan 1 Mayıs’ın bu sene yaşanan depremlerden dolayı yürüyüş ve basın açıklaması ile karşılanacağı bilgisini paylaştı. Ezgi Çelik, Amed’de üç koldan yapılacak yürüyüşün Dağkapı Meydanı’nda birleşeceği ve burada bir basın açıklaması gerçekleştireceklerini söyledi. Ezgi Çelik, bölgedeki bütün emekçileri yapılacak yürüyüşe davet etti.

‘Dayanışmanın sürdürebilir olması çok önemli

Yaşanan depremin kapitalist sistem ve iktidar eliyle bir felakete dönüştüğünü aktaran Ezgi Çelik, deprem süreci boyunda KESK Kadın Meclisleri olarak alanda yer aldıklarını ve halkla dayanışma içerisinde olduklarını ifade etti. Kadın çadırlarında üyelerinin hala alanda olup dayanışmayı sürdürdüklerini aktaran Ezgi Çelik, “Bu deprem sürecinde kadınlar olarak sorunlarımız katlanarak daha da büyüyen bir hal aldı. Bunun içerisinde hijyene ulaşmadan tutalım da barınma hakkına kadar, bakım yükümlülüğünün derinleşmesine kadar birçok sorunla karşılaştık. Alanda olan birçok arkadaşımız kadınların, çocukların temel ihtiyaçlarına yönelik daha hassasiyetle yaklaştıklarını biliyoruz. Ancak en nihayetinde bu ihtiyaçların karşılanmasına bu dayanışmanın örgütlenmesinde zaman zaman yeterli olmadığımız anlar da olmuştur. KESK Kadın Meclisleri olarak bu süreçlerde kadın çadırı kurduk ve 8 Mart’ta hijyen kitleri dağıttık. Bu elbette ki yeterli değildir bu sürecin devam ettirilmesi ve temel ihtiyaçların her an karşılanabilecek durumda olması gerçekten çok önemli. Bütün kadınlarla birlikte bizler bu süreci götürdük” şeklinde konuştu.

‘Kadınlar ve küçük işletmeler üretimin dışında kaldılar’

Kadınlara kendi özgünlüklerinde dayanışma gösterip katkı sunduklarını belirten Ezgi Çelik, var olan dayanışmayı kapitalist sistemin dayatmış olduğu hattın dışında yeni hayatı örme üzerine yaptıklarını söyledi. Bu süreçten en fazla kadın emekçilerin ve köylerin etkilendiği bilgisini paylaşan Ezgi Çelik şunları söyledi: “Kürt ve Alevi köylerin yardımlara ulaşması biraz daha zor oldu. Biliyoruz ki kapitalist sistem sermayedarların çıkarlarının hep ön planda olduğu ve onların çıkarlarının gözetildiği bir sistem. Bu süreçte ve onun öncesinde de küçük, dar ölçekli işletmesi olan kadın emekçilerin çok fazla sorun yaşadığını biliyoruz. Depremle birlikte birçoğu işini kaybetti. Üretim süreçleri içerisinde olamadılar ve bunun gerisinde kaldılar. Köylerde oturan kadınlar hayvanlarını kaybetti ve tarım arazileri ile ilgili herhangi bir üretim yapamadılar. Şu an da yapılması gereken üretim sürecinin dışındalar.”

‘Kooperatiflerle oluşturulan pazar alanlarında insanlar üretimin içine girebilir’

“Temel hedefimiz tekrardan yaşam alanlarına dönüşü sağlamak” diyen Ezgi Çelik, ekolojik ve kadın perspektifli bir hayatı yeniden örme anlamında bir çabalarının olduğunu söyledi. Bunun sürdürülebilir olmasının da çok önemli olduğuna dikkat çeken Ezgi Çelik, var olan süreci alternatif ekonomik modeller ile yönetmenin önemli olduğuna değindi. “Bu anlamda da alternatifler yaratmamız gerekiyor” diyen Ezgi Çelik, “Bizler biliyoruz ki her yerin bir kooperatifi veya kooperatif tarzında bir örgütlenmesinin olması bu alternatifleri yaratmaya başlamanın bir adımı olacaktır. Tekrardan bu köye dönüşlerde kadınların kendi ürettiklerini aracısız, sömürüsüz kendi belirledikleri emekleri doğrultusunda bir pazarın içine girmeleri bu alternatif sistemlerin başında geliyor. Deprem sürecinde gördük ki aslında halk kendi kendine yetebilirdi. Bu yüzden de yerel yönetimler güçlendirmek gerekir ancak bu güçlendirme demokratik kadın ve ekolojik eksenli olmalı, bu bağlamda ekonomi de güçlü bir yerel yönetimle kooperatifler şeklinde kendi pazarını kurmalı ve yerelden halka ulaşımı sağlanmalı” dedi.