Gazzeli kadınlar savaşın gölgesinde birçok ihlale maruz kalıyor

Gazze Şeridi’ndeki kadınlar, yaşadıkları savaş ve krizler nedeniyle, üreme, psikolojik, fiziksel, hukuki ve sağlık sorunları yaşarken, kamplarda yaşayan kadınlar birçok ihlalle karşı karşıya.

MARİNA ANDAS

Beyrut –İsrail’in 7 Ekim’den buyana Filistin’e dönük saldırılarında yaklaşık 15 bin insan yaşamını yitirirken, binlercesi yaralandı ve yerlerinden edildi. Kamplara yerleşen halk ise zor zamanlar geçiriyor. İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları nedeniyle halk iki aydır tüm yaşamsal ihtiyaçlarından yoksun.

Gazze’ de yaşayan Alissar Nofal, yaşadıklarını “Gazze'deki durum felaket” sözleri ile ifade ederken, Feminist gazeteci Christine Muhanna da kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekti.

‘Gazze’de durum felaket’

Gazze’de yaşadıklarını anlatan Alissar Nofal, "Gazze'deki durum felaket, özellikle de tıbbi malzemelerini temin edemeyen ve doktora başvuramayan hamile kadınlar var. Su, elektrik ve yiyecek olmadan perişan bir durumda yaşıyoruz. En basit şeyler bile güvence altına alınmamışken hamile kadınların ihtiyaçlarını nasıl güvence altına alabiliriz? İlaç, ekmek, süt ya da hijyenik kadın pedi yok” şeklinde konuştu.

‘Ailem başka yerlere dağıldı’

Saldırılara dönük sessizliğe “Peki eğer aramızda insanlık tamamen yok ise hangi feminizmden bahsediyoruz?” sözleriyle tepki gösteren Alissar Nofal, “Hamileyim ancak eşimden ve ailemden uzaktayım. Ailemle iletişim kuramıyorum çünkü her birimiz İsrail bombardımanı nedeniyle başka yerlere göç ettik. İnternetler kesik olduğu için hasta annemin ve ailemin ne durumda olduğunu bilmiyorum” diye belirtti.

‘Kamplarda yiyecek bir şey yok’

Kampların temel yaşam gereksinimlerinden yoksun olduğunu açıklayan Alissar Nofal, “Yiyecek bir şey olmadığı için her gün yiyeceksiz uyuyoruz. Sabah çocuklarım için ekmek hazırlıyorum. Çadırda yaklaşık 40'tan fazla kişi barındığı için mevcut yiyecek yeterli olmuyor. Her gün erişte, mercimek, bulgur tarzı şeyler pişiriyoruz. Öncelikle çocukları ve yaşlıları doyuyoruz. Birkaç yemek artığı, bazen de ekmek kırıntısı kaldığında ebeveynler de dahil hamile kadınlar yiyor. İçtiğimiz sular ise kirli ve hayatımızı tehdit ediyor” ifadelerinde bulundu.

‘Savaş enerjimizi ve içimizde kalan her şeyi bizden uzaklaştırdı’

Evlerinden ayrıldıklarından beridir duş alamadıklarını kaydeden Alissar Nofal, şöyle konuştu: "Yaşadığımız bu koşullarda artık fiziksel olarak sağlığımızdan vazgeçtik. Bu da psikolojimizi bozdu ve bize destek olacak birine ihtiyaç duyar hale geldik. Savaş enerjimizi ve içimizde kalan her şeyi bizden uzaklaştırdı. Okullar, üniversiteler bile durdu, çoğu yıkıldı. Biz hemşire, akil insan, öğretmen, gazeteci olmayı arzuluyorduk. Ancak şimdi çocuklarımızı doyuracak bir somun ekmeğin hayalini kuruyoruz. Savaşın ve yıkımın ışığında alınabilecek tek belge ölüm belgesidir. Enkaz altında hayallerimizle birlikte eğitim belgelerimiz de yok oldu.”

‘Hamile kadınlar tıbbi müdahaleden yoksun’

Feminist gazeteci Christine Muhanna da Filistinli kadınların üreme sağlığı açısından çok büyük bir insani krize maruz kaldıklarını söyledi. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun (UNFPA) raporuna göre bugün 50 binden fazla hamile kadının Gazze'de bulunduğunu aktaran Christine Muhanna, bu hamile kadınların çoğunun tıbbi malzeme eksikliği ve egzersiz yapmama nedeniyle kürtaja zorlandığını anlattı. Christine Muhanna, kadınların her gün güvensiz kürtajlara maruz kaldığına dikkat çekti.

Christine Muhanna, "Birçok kuruluş Gazze'ye yardım yaparken kadınların bazı temel ihtiyaçlarını gözlemleyememiş. Regl dönemi yaşayan kadınlar hijyenik petlere ulaşamadığı için psikolojik olarak olumsuz etkiler yaşıyor. Yine hamile kadınlar tıbbı olarak destek alamadığında zorlu bir hamilelik geçiriyor. Kadınların ihtiyaç duyduğu malzemeler kadınların hayatlarıyla doğrudan ilgili temel malzemelerdir” sözleri ile konuşmasına son verdi.