Cihatçı HTŞ’nin peçe dayatmasına karşı kadınlara çağrı: Birlik olmalıyız

Cihatçı HTŞ’nin kadınlara peçe takma zorunluluğu getirmesine tepki gösteren Ramal El-Hamad, “Bu dayatmaya karşı birlik olmalıyız, çünkü aramızdaki birlik eksikliği, son yıllarda uğruna mücadele ettiğimiz her şeyi tehdit edecektir” dedi.

ROCHELLE JUNİOR

Süveyda- Suriye’nin farklı etnik kökenleri ve kültürleriyle öne çıkan birçok bölgesinde, kadınlara peçe takma zorunluluğu getirmeyi amaçlayan kampanyalar tartışma yaratıyor. Cihadist Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) yürüttüğü bu kampanyalar, kadın çevrelerinde geniş çapta tepkiyle karşılanıyor. Suriye krizinin başlangıcından bu yana, ülkenin siyasi ve güvenlik koşullarının kötüleşmesi özellikle kadınların sosyal ve siyasi statülerinde köklü değişimlere yol açtı. Bu süreçte bazı bölgelerde güç kazanan aşırılıkçı hareketler, kadınların hak ve özgürlüklerini daha da kısıtladı. Cihatçı HTŞ’nin kontrolü altındaki bölgelerde kadınlara peçe takma zorunluluğu getirilmesi, bu kısıtlamaların en belirgin örneklerinden biri olarak öne çıkıyor.

‘Rejimin geri dönüşünü kabul edemeyiz’

Bu uygulama, kamuoyunda ve insan hakları çevrelerinde büyük tepkiyle karşılandı. Hak savunucusu Ramal El-Hamad, söz konusu dayatmayı Suriye’deki kişisel özgürlükler ve kadın hakları için “gerçek bir tehdit” olarak nitelendirdi. Ramal El-Hamad, “Toplumda özgürlüğümüz ve haklarımız için 14 yılı aşkın süredir mücadele eden Suriyeli kadınlar olarak, kadınların rolünü ortadan kaldıran ve onları ötekileştirmeyi amaçlayan daha kısıtlayıcı bir rejimin geri dönüşünü kabul edemeyiz” ifadelerini kullandı. Ramal El-Hamad, uygulamanın yalnızca peçenin zorunlu hale getirilmesiyle sınırlı olmadığını, aynı zamanda peçe takmayı reddeden kadınlara yönelik tehditlerin de giderek arttığını vurguladı.

‘Din tahakküm aracı olarak kullanılmaya çalışılıyor’

Ramal El-Hamad, peçe zorunluluğunun yalnızca peçe takmayan kadınlarla sınırlı kalmadığını, toplumdaki tüm kadınlara yönelik bir baskı aracına dönüştüğünü ifade etti. Dayatılan bu standartlara uymayan kadınların “ahlaki ve sosyal değerlerden yoksun” olarak damgalandığına dikkat çeken Ramal El-Hamad, bu dayatmanın en önemli sorunlarından birinin din ve siyasetin birbirine karıştırılması olduğunu söyledi. Bu iki alanı birbirinden ayırmanın Suriye’de neredeyse imkânsız hale geldiğine vurgu yapan Ramal El-Hamad, “Dinin özü, kadınların iyi ya da erdemli sayılmaları için peçe takmalarını şart koşmaz. Din, sevgi, hoşgörü ve özgürlük üzerine kuruludur. Bazı bölgelerde dinin kadınlar üzerinde siyasi bir tahakküm aracı olarak kullanılmaya çalışılıyor. Bu durum biz Suriyeliler için kesinlikle kabul edilemez. Dini siyasetten ayırmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

‘Kadınlara zarar verebilir’

Ramal El-Hamad, herhangi bir siyasi otoritenin belirli bir giyim tarzını veya dini uygulamayı dayatma girişimini kategorik olarak reddettiklerini ifade ederek, “Din, toplumu kontrol etmek veya kadınları dışlamak için bir araç olarak kullanılmamalıdır” diye vurguladı. Ramal El-Hamad, peçe takma zorunluluğunun Heyet Tahrir el-Şam’ın kontrolündeki bölgelerdeki kadınlar üzerinde son derece olumsuz psikolojik ve sosyal etkilere yol açacağını kaydetti. Bu durumun sadece sosyal boyutla sınırlı olmadığını, kadınların mesleki fırsatlarını da etkileyeceğini söyleyen Ramal El-Hamad, “Peçe takmayan kadınların işten atılma durumları söz konusu. Bu durum, kadınların kariyerlerine ve özel hayatlarına zarar verebilir” uyarısında bulundu.

‘Dayanışma acil bir zorunluluk’

Suriye toplumunda kadınların bu dayatmayı kararlılıkla reddetmesinin önemini vurgulayan Ramal El-Hamad, tüm mezhep ve inançlardan kadınlar arasındaki dayanışmanın, haklarını korumak için acil bir zorunluluk olduğunu belirtti. Ramal El-Hamad, “Bu dayatmaya karşı birlik olmalıyız, çünkü aramızdaki birlik eksikliği, son yıllarda uğruna mücadele ettiğimiz her şeyi tehdit edecektir. Suriye'nin, din adına özgürlüklerin kısıtlandığı Afganistan'a benzer bir model haline gelmesini istemiyoruz. Toplumun, kadın haklarını görmezden gelen ve rollerini dışlayan, tamamen erkek egemen bir yapıya dönüşmesini kesinlikle reddediyoruz” dedi.

‘Müdahaleyi kesinlikle reddediyoruz’

Sözlerinin sonunda Dürzi cemaatine mensup olduğunu kaydeden Ramal El-Hamad, “Suriye’deki her dini mezhebin kendine özgü ritüel ve uygulamaları var. Hiçbir tarafın farklı mezhep mensuplarına dini uygulamaları dayatma hakkı yok. Biz, Dürzi cemaati olarak kendi ibadet ve giyim geleneklerimize bağlıyız ve dini işlerimize yapılacak herhangi bir müdahaleyi kesinlikle reddediyoruz. Dinlere büyük saygı duyuyorum, ama bunların kadınlar üzerinde baskı veya tahakküm aracı olarak kullanılmasını asla kabul etmiyorum” diye belirtti.