‘Cihatçı grupların varlığı tüm dünya için bir felaket olacaktır’
Cihatçı HTŞ’nin bir yılda aralarında kadın ve çocukların da olduğu binlerce sivili katlettiğini belirten Nadiya Hiso, “Bu grupların Suriye’deki varlığı ve hükümet düzeyinde örgütlenmeleri, sadece Suriye için değil, tüm dünya için felaket olacaktır” dedi.
BERÇEM CÛDÎ
Kobanê - Cihatçı Heyet Tahrir El-Şam (HTŞ), 8 Aralık 2024’ten bu yana Baas rejiminin düşüşünün ardından Suriye’yi “geçici hükümet” adı altında yönetiyor. HTŞ’nin Suriye’de gerçekleştirdiği saldırıların bir yıllık bilançosuna göre, bölgede tehlikeli bir gelecek gözlemleniyor.
27 Kasım 2024’te Suriye hükümetine yönelik müdahale başlatan HTŞ, 8 Aralık 2024 itibarıyla kontrolü tamamen ele geçirdi. Bir yıl süren HTŞ yönetimi boyunca, cihatçı grupların düzenlediği saldırılar, ihlaller ve katliamlarla ilgili raporlar ve bilanço yayımlandı. Paylaşılan verilere göre, bu süre zarfında 8 bin 422 sivil katledilirken, bunların 636’sı kadın ve 463’ü çocuklardan oluşuyor. Ayrıca, 751 kadının kaçırılıp katledildiği bildirildi.
Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kobanê şehrinin Şêranê bölgesinde görev yapan Kongra Star Koordinasyon Üyesi Nadiya Hiso, yaşanan gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Değerlendirmesine mevcut durumu anlatarak başlayan Nadiya Hiso, şunları söyledi:
“Suriye halkı 50 yılı aşkın süredir Baas rejiminin baskısı altında yaşamış ve barışçıl bir hayat için mücadele etmiştir. Geçen yıl Baas rejiminin düşmesiyle halkın Suriye'nin geleceğini belirleme ve devrimi gerçekleştirme umudu arttı. Ancak yaşanan gelişmeler, bir kez daha aynı zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. HTŞ, halkın iradesi olmadan Suriye’nin inşasında kendini hükümet olarak örgütledi ve bunu halka dayattı. Suriye şehirlerinde ve Süveyda’da gerçekleştirilen katliamlar, yıllardır süren savaşın bilincinin yeniden yönetici ve idareci konumuna geldiğini ortaya koyuyor. HTŞ, çete ve cihatçı grupları hükümet olarak örgütleyerek halkı katletti ve Suriye’yi yok oluşa sürükledi. Ne yazık ki, yaşananlar halkın gözü önünde gerçekleşti ve buna rağmen HTŞ yönetimi, Ortadoğu ve dünya tarafından kabul gördü ve memnuniyetle karşılandı. İktidardaki güçlerin yaklaşımı, bu aktörlerin Suriye’deki saldırganlıklarını sürdürmek ve bölgedeki dengeleri kendi lehlerine değiştirmek istediklerini gösteriyor.”
‘IŞİD zihniyetinin varlığını ortaya koyuyorlar’
Nadiya Hiso, dini inançlar kılıfı altında gerçekleştirilen saldırılara dikkat çekerek, “Şeriat adı altında katliamlar gerçekleştiren çete grupları, Suriye toplumu için en büyük tehdittir. ‘Allah û Ekber’ sloganlarıyla çocukları, kadınları ve halkları katlediyorlar. Bu saldırılar, IŞİD zihniyetinin varlığını ortaya koyuyor. Diyorlar ki ‘Biz Sünniyiz.’ Peki ya biz neyiz? Biz de Sünni’yiz ve buna rağmen bize saldırıyor ve tehdit ediyorlar. Bu nedenle, bu grupların Suriye’deki varlığı ve hükümet düzeyinde örgütlenmeleri, sadece Suriye için değil, tüm dünya için bir felaket olacaktır” uyarısında bulundu.
‘Suriye halkı yorgun’
“Suriye’yi kim yok ediyor?” sorusunu soran Nadiya Hiso, “Suriye halkı, tüm bileşenleri, milletleri ve etnik gruplarıyla yorgun. Burada 14 yıllık bir savaştan bahsediyoruz. Yıllarca hayatlarını paylaşan insanlar akraba ve komşu oldular. Peki, neden şimdi bu nefret ve düşmanlık ortaya çıkıyor? İnsanların birbirinin düşmanı haline gelmesine yol açan zihniyeti kim geliştirdi? Suriye’ye saldıran ve bir çözümün sağlanmasını istemeyen güçlerin planlarını ve oyunlarını çok iyi biliyoruz” sözlerine dikkat çekti.
‘SDG’ye çağrılar yapıldı’
Yayınlanan bilançolara ilişkin olarak Nadiya Hiso, “Suriye halkının umutları doruktaydı. Beklentilerin en yüksek olduğu dönemde 8 bin 422 sivil katledilirken, bunların 636’sı kadın ve 463’ü çocuklardan oluşuyor. Ayrıca, 751 kadın kaçırılıp katledildi. Bilanço her geçen gün artıyor. Bu veriler, Suriye’nin geleceği için en büyük tehdidi oluşturuyor ve tüm halk bunu görüyor ve hissediyor. İşlenen vahşet ve katliamların ortasında, Demokratik Suriye Güçleri’ne (SDG) koruma çağrıları yapıldı. Peki, bu talepler neden ortaya çıktı? Bunun nedeni, Kuzey ve Doğu Suriye’de yıllardır uygulanan sistem ve projelerdir. Bu bölgede onlarca farklı oluşum ve inanç barışçıl bir şekilde çatışma olmadan bir arada yaşıyor” diye kaydetti.
‘HTŞ Suriye için bir tehdittir’
Mevcut hükümetin Suriye halkının taleplerine ve durumuna yanıt vermediğini ve hiçbir çözüm üretmediğini ifade eden Nadiya Hiso, sözlerini şöyle tamamladı:
“Söyleyebilirim ki, HTŞ Suriye için bir tehdittir. Bu nedenle, Suriye halkı, özellikle gençler ve kadınlar, kendilerine dayatılan bu durumu kabul etmemelidir. Eğer biz mevcut hükümeti kabul edersek, artık özgür, demokratik ve eşitlikçi bir gelecekten söz edemeyiz. Özellikle kadınlar, bu savaşın bedeli en çok kendilerine yüklendiği için farklı bir duruş sergilemelidir. Suriye sistemini değiştirmekte ısrar etmeliyiz, gerekirse yıkmalı ve yeniden inşa etmeliyiz."