Cezasızlık politikaları sürüyor: Kadınlar ne yargıya ne karakollara güveniyor

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Avukatlarından Dicle Sümer, cezasızlık politikaları nedeniyle şiddet gören kadınların şikayetçi olmaktan vazgeçtiğine dikkat çekerek, “Kadınlar ne yargıya ne de gittikleri karakollara güveniyor” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- JİNNEWS’in hazırladığı şiddet çetelesine göre 2023 yılının ilk 6 ayında 150 kadın, erkekler tarafından katledildi, 89 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. 6 Şubat depremleri nedeniyle 10 kentte adliyeler iki ay boyunca kapalı kalırken, şiddeti önleme mekanizmaları da devre dışı bırakıldı.

Amed’te geçtiğimiz ay içerisinde 4 kadın katledildi. Katledilen kadınların dosyalarını gönüllü takip eden Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’ne Ocak-Haziran ayları arasında 14 şiddet başvurusu yapıldı. Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Üyesi Avukat Dicle Sümer, kadınların cezasızlık politikasının da etkisiyle yargıya güvenmediğini bu nedenle başvuru ve yargılama süreçlerinden uzaklaştıklarına dikkat çekti.

‘Kadınların adalete erişimi imkansızlaştı’

Dicle Sümer, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesiyle kadına yönelik şiddetin daha da arttığına dikkat çekti. Şiddet gören bir kadının 2 aylık uzaklaştırma kararını bile çok zor bir şekilde aldığını belirten Dicle Sümer, “Kadınların adalete erişimi imkânsızlaştı” dedi.

‘Kadınlar cezasızlık nedeniyle şikâyetten vazgeçiyor’

Deprem gerekçesiyle adliyelerin iki ay kapalı kalması nedeniyle başvuru alamadıklarını belirten Dicle Sümer, başvurularda diğer aylara oranla artış yaşandığını söyleyerek şu değerlendirmelerde bulundu:

“2 aylık süre içerisinde maalesef kadınlar şiddeti önleme mekanizmalarından uzak kaldılar veya seslerini çıkaramadılar. Biz de iki aylık zamanda kadınların bu sürecine dâhil olamadık. O süreçte karakollar açıktı ama çoğu kadın ne yazık ki adalete erişmekte çok zorluk çekiyor. Karakola gidip evlerine geri gönderilecekleri endişesi veya faillere uygulanan cezasızlık politikası nedeniyle gördükleri şiddete rağmen şikâyet etmekten vazgeçiyorlar.”

‘Cezasızlık politikasını neredeyse her dosyada görüyoruz’

Yargının yürüttüğü ‘eril’ politika nedeniyle kadınların adalete erişiminde ciddi sıkıntılar yaşandığına vurgu yapan Dicle Sümer, kendilerine yapılan başvuruların az olmasına rağmen şiddetin rakamlara yansıdığından daha yüksek olduğuna dikkat çekti. Dicle Sümer, şunları ifade etti:

“Bu artışta en büyük rol tabi ki faillere uygulanan cezasızlık politikasıdır. Faillere sembolik cezalar verilip bir de bunun üstüne ‘haksız tahrik’ ya da ‘iyi hal’ indirimi uygulandığında kadınların yargıya olan güveni yok oluyor. Bu da şiddet gören birçok kadının yaşadıklarını yargıya taşımasını zorlaştırıyor. Bugün cezasızlık politikasını bizler neredeyse her dosyada görüyoruz. Kadınları katleden failler günler sonra yakalanıyor ya da haklarında yakalama kararı çıkarılıyor. Hepimiz gibi failler de bu politikanın farkında ve doğal olarak kolluğun gücüne sığınıyorlar. Faillerden yana olan bu güç nedeniyle kadınların adalete erişiminde büyük sıkıntılar yaşanıyor.”

‘6 aylık uzaklaştırma kararları 2 aya indirildi’

İstanbul Sözleşmesi’ni feshederek ‘yeterli’ dedikleri 6284 sayılı Kanun’un hiç uygulanmadığına işaret eden Dicle Sümer, tedbir kararlarının eskiye oranla çok az alınabildiğini söyledi. Her geçen gün artan kadına şiddete dair yetersiz önlemler alındığını belirten Dicle Sümer, “Bu politikalarla kadınların adalete erişiminin imkânsız hale getirilmesi planlanıyor. Uzaklaştırma kararları 2 aya indiriliyor, 6 aylık verilmesi gereken kararı bizler 2 ay için zor alıyoruz. Aslında yasaya bakıldığı zaman ‘şiddet tehlikesinin varlığı’ bile yeterli delil sayılıyorken, hâkimler bizden somut delil istiyor. Ne yazık ki bu anlamda yargı kadınları hiçbir şekilde dinlemiyor. Faillerde bunları bilip ‘benim başıma bir şey gelmez’ diyerek hareket ediyor” şeklinde konuştu.

‘Yargı ceza vermek için kadına şiddeti yeterli görmüyor’

Yargının birçok dosyada faile ceza vermek için kadına uygulanan şiddeti yeterli görmediğine işaret eden Dicle Sümer, “Onlara göre bir failin ceza alabilmesi için kadının katledilmesi gerekiyor. Bir kadına mesaj atmak bile şiddet olarak tanımlanırken hâkimler yaşanan fiziki şiddeti çok normal tanımlıyorlar. Bu kadınların yargıya olan güvenini zedeliyor. Kadınlar şu an da ne yargı mercilerine ne gittikleri karakollara güveniyor” dedi.

Bu politikalara karşı her zaman kadınların yanında, onları desteklemeye devam edeceklerini söyleyen Dicle Sümer, “Kadın katliamları ve kadına yönelik şiddette var olan yasaların, mekanizmaların harekete geçirilmesi için çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.