‘Bu yürüyüş özgürlük gelene kadar devam edecek’

Türkiye ve Kürdistan kentlerinde başlatılan Özgürlük Yürüyüşü’ne katılan kadınlar, halktan güç aldıklarını ifade ederek, “Bu yürüyüş özgürlük gelene kadar devam edecek” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun demokratik çözümü için başlatılan “Büyük Özgürlük Yürüyüşü” devam ediyor. Wan ve Qers olmak üzere iki koldan başlatılan yürüyüş halk tarafından büyük bir coşku ve sevinçle karşılandı. Bütün abluka ve baskılara rağmen, “Biji Berxwedana Zindana” sloganları ile devam eden yürüyüş 15 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın memleketi olan Rıha’da sonlandırılacak.

Gittikleri her yerde büyük bir ilgi ile karşılanan heyet dağ, ova ve kar demeden yürüyüşlerini sürdürürken, gecelerini ise halkın evlerinde misafir olarak geçiriyorlar. Gittikleri evlerde kadın buluşmaları yapan heyet, çoğunlukla yoğun ilgi ile karşılandı. Ev ziyaretleri mahallelinin yoğun ilgisinden kaynaklı halk toplantılarına dönüşüyor. Bu süreçte özellikle kadınlarla temas kuran ve halkın taleplerini not alan heyet, tecride karşı başlatılan bu çalışmanın halk tarafından uzun yıllardır beklenildiği bilgisini verdi. Yürüyüşün Qers kolunda yer alan kadınlar, bu yürüyüşün ne ilk ne de son olmadığına dikkat çekerek, çalışmalarının her alanda devam edeceği vurgusunda bulundu.

Yürüyüşte yer alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekilli Kezban Konukçu ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Narin Gezgör bu süreçte edindikleri izlenimleri aktardı.

‘Yürüyüş özgürlük gelene kadar devam edecek’

Halkın örgütlülüğünü bir kez daha ortaya koyduğuna dikkat çeken Kezban Konukçu şunları söyledi: “Bu özgülük yürüyüşü başta Sayın Abdullah Öcalan’ın özgülüğe kavuşması amacıyla yapılıyor. Onun özgürlüğünün çözülmesi demek Kürdistan’da Kürt sorunun çözülmesi noktasında ciddi bir adım atılması anlamına geliyor. Ülkemizdeki en büyük sorunlardan biri olan Kürt sorununun, demokratik zeminde çözülebilmesi için ciddi bir yürüyüş başlattık. Bu yürüyüşün kendisi bu ülkede yaşayan herkes için özgürlük isteyen bir yürüyüştür. Özgürlük olmadan eşitlik olmayacağını da çok iyi biliyoruz. İki koldan başlattığımız yürüyüşümüz halk tarafından çok ciddi ilgi gördü. Devletin bütün baskılarına rağmen halk bizleri asla yalnız bırakmadı ve her daim alanda oldular. Bu topraklara mutlaka ama mutlaka özgürlük gelecek ve bu yürüyüşümüz özgürlük gelene kadar devam edecek.”

‘Çalışmalar yürüyüşle sınırlı kalmayacak’

Halkın öncelik olarak tecridin kaldırılması noktasında ciddi taleplerinin olduğunu belirten Kezban Konukçu, “Gerçekten çok örgütlü bir halk, yıllardır süregelen bu örgütlülük ile aslında her şeyin farkında. Halk, tecridin kalkması ile özgürlük geleceğini ve barışın başlayacağını biliyor. O yüzden insanlar bu yürüyüşten çok memnun ve taleplerini her alanda bizlere dile getiriyorlar. Partiyle temas etmekten de çok memnunlar. Bu nedenle çalışmalarımız yürüyüşle sınırlı kalmayacak. Yürüyüşten sonra da buluşmalarımız devam edecek. Sadece seçimlere endeksli değil, onu aşan da bir çalışmaya başlayacağız” sözlerini kullandı.

‘Halkla temaslarımız çok güçlü geçti’

Yürüyüş boyunca halkla temaslarının çok güçlü geçtiğine vurgu yapan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Narin Gezgör ise halktan ve gençlerden moral aldıklarını ifade etti. Yürüyüşün her konuda çok anlamlı olduğunu ve yeni bir süreç başlattığını kaydeden Narin Gezgör şunları söyledi: “Halkta da Kürt sorunun demokratik çözümü ve barış noktasında bir beklenti var. Bu yürüyüş halka çok ciddi bir moral verdi. Halkta uzun zamandır beklentinin de olduğunu gördük, bu durum bizlere de büyük bir güç verdi. Geçtiğimiz her noktada halkla temas kurduk. Halktaki bu duygu bizleri de duygulandırdı. Bunlarla beraber bu yürüyüşün ne kadar anlamlı olduğunu, sürece ne kadar cevap olabilecek bir noktada olduğunu gösterdi. Günlerdir yürüyoruz, gittiğimiz her yerde büyük bir inançla karşıladı. Bugün baktığımızda özel savaş politikaları bütün topluma sirayet etmiş durumda, halk bu noktada bu politikaların sona ermesini istiyor. O yüzden ilk talepleri tabi ki Sayın Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecridin kaldırılmasıdır. İnsanlar bu taleplerini gittiğimiz her de dile getirdiler. Bu temas hem yürüyüşümüzde hem de bundan sonra yapacağımız çalışmalarımızda bize yol gösterdi diyebiliriz.”