BM uyarıyor: Zorla yerinden edilenlerin sayısı 117 milyonu aştı
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, silahlı çatışmalar, ekonomik krizler ve iklim değişikliğinin etkisiyle 2025 yılında dünya genelinde zorla yerinden edilenlerin sayısının 117,3 milyona ulaştığını açıkladı.
Haber Merkezi - Silahlı çatışmalar, ekonomik krizler ve iklim değişikliğinin etkileri, nüfusları göçe zorluyor. Bu tablo, ev sahibi toplumlar üzerindeki baskıların artmasından uluslararası sistemin yanıt verme kapasitesinin zayıflamasına kadar uzanan derin insani sonuçlar doğuruyor. Uzmanlar, uzun vadeli küresel bir mülteci krizine karşı uyarıda bulunuyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), 2025 yılı itibarıyla dünya genelinde zorla yerinden edilenlerin sayısının yaklaşık 117,3 milyona ulaştığını açıkladı. Bu rakam, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin nüfusuna denk geliyor ve kurumun kuruluşundan bu yana karşılaştığı en ciddi krizlerden birine işaret ediyor.
Komiserlik, bu sayının yalnızca son on yılda insani trajedinin neredeyse iki katına çıktığını gösterdiğini, buna karşın uluslararası insani yardım finansmanında ciddi bir düşüş yaşandığını belirtti. Silahlı çatışmaların tırmanması, iltica yasalarının giderek siyasallaşması, kabul eden ülkelerde göç politikalarının sertleşmesi ve mültecilere ayrılan mali kaynakların azaltılması nedeniyle, mülteci politikalarına ilişkin stratejilerin kapsamlı biçimde gözden geçirilmeye başlandığı kaydedildi.
Göçü hızlandıran etkiler
Açıklamada, son on yılda Suriye, Yemen, Sudan, Ukrayna ve Myanmar’daki çatışmaların derinleştiği; Sahra Altı Afrika’nın geniş kesimlerinde istikrarsızlığın yeniden arttığı ifade edildi. İklim değişikliğinin ise geçim kaynaklarını tahrip ederek göçü hızlandıran çarpan etkisi yarattığı vurgulandı.
BMMYK, Çad Gölü Havzası’nın bu duruma çarpıcı bir örnek oluşturduğunu belirtti. Dünyanın iklim değişikliğinden en fazla etkilenen bölgelerinden biri olan havzada, bir zamanlar dünyanın en büyük tatlı su göllerinden olan Çad Gölü’nün küçülmesi, derin çevresel ve ekonomik dönüşümlere yol açtı. Bu durum, Çad, Kamerun ve Nijer’de milyonlarca insanı doğrudan etkileyerek geniş çaplı göç dalgalarını tetikledi.
Tablolar güven kaybını yansıtıyor
“Arab Barometer” (Arap Barometresi) ağı tarafından yayımlanan önceki raporlar, Arap ülkelerindeki nüfusun yaklaşık üçte birinin ülkeleri dışına göç etme isteği taşıdığını ortaya koyuyor. Bu eğilimin nedenleri arasında derinleşen ekonomik krizler, siyasi baskılar ve güvenlik endişeleri ile eğitim olanaklarının sınırlılığı yer alıyor. Bu artan yönelim, kısa vadede iç istikrarın sağlanabileceğine dair güven kaybını yansıtıyor.
Durum, yabancı karşıtı söylemlerin güçlenmesi ve iltica hakkı ilkesine yönelik uluslararası bağlılığın zayıflamasıyla daha da karmaşık hale geliyor. Bu tablo özellikle ABD’de belirginleşiyor; ABD yönetimi, 2025 yılında ülkeye kabul edilecek mülteci sayısını, önceki yıllarda yaklaşık 100 bin iken, yalnızca 7 bin 500 kişiyle sınırlama kararı aldı. Bu keskin düşüş, politikalardaki yön değişimini yansıtıyor ve artan zorluklar karşısında uluslararası sistemin mültecilerin ihtiyaçlarına yanıt verme kapasitesine dair ciddi endişeler doğuruyor.