‘Biz barış dedikçe saldırıyorlar bu politikalara boyun eğmeyeceğiz’

Mahpusların taleplerinin kabul edilmesi için geçtiğimiz günlerde Ankara’ya giden tutuklu ve hükümlü yakınları, “Biz barış dedikçe onlar saldırıyor bu politikalara boyun eğmeyeceğiz” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Colemêrg- Türkiye ve Kürdistan’da bulunun cezaevlerinde siyasi mahpuslar tecridin kaldırılması talebiyle 27 Kasım 2023 tarihinde başlattıkları açlık grevi eylemlerini 4 Nisan’da aile ve telefon görüşmesi, mahkemeye çıkmama eylemi olarak devam ettiriyorlar. Cezaevlerindeki tecrit ve direnişe dikkat çekmek için ailelerin başlattığı Adalet Nöbetleri’de dalga dalga yayılarak ‘Özgürlüğe ses ver’ eylemlerine dönüştü. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a İmralı Cezaevi’nde uygulanan ağırlaştırılmış tecridin başta cezaevleri olmak üzere yaşamın her alanına yayıldığını ifade eden tutsak yakınları tecrit politikalarına karşı sonuna kadar direneceklerini vurguluyor.

Bulundukları her yerden seslerini yükselten tutuklu yakınları, olayın toplumsal bir olay olduğuna dikkat çekerek, var olan sorunların çözümü için geçtiğimiz günlerde Ankara’ya gitti ve Adalet Bakanlığı ile görüşmek istedi. Ancak ailelere bir geri dönüş olmadı. Yaşanan süreci “Bu ülkede adalet ve hukuk yok” diyerek anlatan Geverli anneler, hak ve özgürlük gaspına karşı bütün Kürt halkını ses çıkarmaya davet etti.

‘Savaş politikaları çözüm getirmez’

İktidarın Kürt halkına savaş ilan ettiğini ifade eden Kıymet Doğma, Kürt halkının onurlu barış talebini ısrarla sürdürdüğüne dikkat çekti. Savaş politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceklerini aktaran Kıymet Doğma, “Kanın durması için mücadele ediyoruz. Bütün tutuklular tahliye edilsin. Anneler Ankara’ya kadar gitti ama onlarla görüşme sağlanmadı. Yeter nereye kadar böyle olacak. Çocuklarımızdan haber alamıyoruz. Her seferinde bir cenaze geliyor. Bütün anneler tutuklulara sahip çıksın. Çocuklarımızın sesini duymak istiyoruz. Her daim evlatlarımızın arkasındayız. Erdoğan bu kanı daha da akıtmak istiyor ama biz buna dur demek istiyoruz. Aylardır tutuklularımızın ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Bu yapılan işkencedir, eskiden olsaydı yer yerinde oynardı ama herkes kör sağırı oynuyor. Biz son damla kanımıza kadar direneceğiz. Ne susacağız ne de işkencelerini kabul edeceğiz. Anneler olarak her daim alanda olacağız” dedi.

‘Çözüm için adım atıyoruz’

Barış Annesi Nurten Sancak da Ankara’ya giden annelerden biri. Onca yolu barış ve müzakere talebiyle gittiklerini ifade eden Nurten Sancak, “Biz tutuklular için Ankara’ya gittik. Biz ciğeri yanan anneler olarak bu işkencenin sona ermesini istiyoruz. Onurlu bir barış istiyoruz. Nereye kadar bu kan akacak, bu ölümler yaşanacak. Ölümlerle bu sorun çözülmez. Bu işkencenin sona ermesi bu tecridin bitmesi ile bu sorun çözülür. Bu soruna hep beraber dur diyelim artık. Her gün ailelerin evi basılıyor her gün gençler gözaltına alınıyor. Biz kendi hakkımızı istiyoruz. Biz özgür bir yaşam istiyoruz. Davamızın peşindeyiz, sonuna kadar da bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Barış talebiyle yaşamını yitiren kalp krizi geçiren çok anne oldu.  Yıllardır bu şekilde bir kriz içinde siyaset yapıyorlar. Biz bunları kabul etmiyoruz ve dur diyoruz” sözlerini kullandı.

‘Bu politikalara boyun eğmeyeceğiz’

Yaşanan süreç karşısında sessiz kalmayacaklarını ve mücadele edeceklerini anlatan Mısirhan Çüruh ise tutuklular için her daim alanlarda olacaklarını aktardı. Yıllardır bir sonuç alamadıklarının altını çizen Mısirhan Çüruh şunları ifade etti: “Ankara’ya sadece kendimiz için değil, herkes için gittik. Belki annelerin halinden anlarlar diye oraya gittik. Orada barış istedik bu baskıların sona ermesini istedik. Ama barış talebimize yanıt vermediler. Yıllardır aynı şeyi yapıyorlar artık onlara şaşırmıyoruz. Onların ne adaleti ne de hukuku var.  Ne bizi ne de cezaevlerini duymuyorlar. Onlara rağmen bizler mücadele etmeye devam edeceğiz. Evet, biz barış, adalet istiyoruz ama bu baskılar karşısında da boyun eğmeyeceğiz. Bunlar sona erene kadar ayakta olup direneceğiz. Gever’den kalkıp oraya kadar bu kan dursun diye gittik. Ama söze gelince Kürtler savaş istiyorlar diyorlar ama asıl savaş isteyen onlar. Dilimizi, haklarımızı ve irademizi yasaklayan onlar. Bu devlete diyecek hiçbir şey yok. Olmayan adaletleri ile her şeyi yapıyorlar. O taşların üzerinde saatlerce oturduk, saatlerce bekledik. Orada verdiğimiz mücadele burada devam ediyor. Boyun eğmeyeceğiz, evlatlarımızın yanındayız.”