‘Babamın son sözü, ‘hasta tutuklulara sahip çıkın’ oldu’

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri gün geçtikçe artarken, hasta mahpuslar da ölüm döşeğinde tahliye ediliyor. Bu tutsaklardan biri olan Abdulhalim Kırtay’ın kızı Herdem Merwanî, “Cezaevlerinden tabutlar çıkmasın” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU 

Amed- Türkiye ve Kürdistan cezaevlerinde temel insan hakları askıya alınırken, özellikle hasta tutuklular için durum daha da kötüye gidiyor. Ağır sağlık sorunlarına karşın tahliye edilmeyen hasta mahpuslar, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “cezaevinde kalabilir” raporlarıyla ölüme terk ediliyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre 651’i ağır bin 517 hasta tutuklunun durumu her geçen gün daha da ağırlaşırken, yakınları için mücadele eden aileler seslerini duyurmaya çalışıyor. 

Tecrit her alanda sürüyor!

İHD verilerine göre sadece 2023 yılında en az 34 tutuklu yaşamını yitirdi. En son Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 30 yıllık tutukluyken, felç geçirmesi üzerine tahliye edilen 4’üncü evre kanser hastası 68 yaşındaki Cemal Tanhan, 4 Aralık 2023 tarihinde hayatını kaybetti. Yılmaz Özalp hakkında kaldırıldığı hastanede yoğun bakımdayken tahliye kararı verildi. Yılmaz Özalp, hastanede yaşamını yitirdi. Ailelerin çağrılarına rağmen Adalet Bakanlığı bu süreçte kalıcı bir adım atmadı. Hasta tutukluların yaşam şartları günden güne zorlaşıyor. Tecrit altında tutulan tutukluların cezaevlerindeki ihlallere karşı 27 Kasım 2023’te başlattığı açlık grevi ise devam ediyor.

Ölüm döşeğinde tahliye edildi!

İHD’nin ağır hasta tutuklu listesinde yer alan 75 yaşındaki Abdulhalim Kırtay da tüm çağrılara rağmen tahliyesine ancak iki ay kala tahliye edildi. DGM’de yargılanan ve bu süre zarfında birçok işkenceye maruz bırakılan Abdulhalim Kırtay’ın çok sayıda kronik hastalığı bulunuyordu. 22 Mart 2023 tarihinde tahliye edilmesinden 51 gün sonra ise tedavi gördüğü Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.

Babasıyla birlikte yılları cezaevinde geçti!

Babasının göz göre göre ölüme sürüklendiğini aktaran Herdem Merwanî, kamuoyunun hasta tutuklulara dair ciddi bir duyarlılık oluşturması gerektiğini ifade etti. Her geçen yılda cezaevindeki koşulların daha da zor hale geldiğini belirten Herdem Merwanî bu noktada hem siyasi partilere hem de halka çağrıda bulundu. Henüz 13 yaşındayken bir tanık ifadesi ile 3 ay gözaltında kaldıktan sonra tutuklanan Herdem Merwanî de 13 yıl cezaevinde kaldı. Herdem Merwanî, cezaevlerinde artan tecrit ve hak ihlallerine dikkat çekti.

Herdem Merwanî konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Ben babamı kaybettim ama bu cezaevlerinden, yaşanan sorunlardan uzak duracağım anlamına gelmiyor. İstesem de istemesem de oradan kopamam çünkü benim yüreğim orada kaldı. Bugün cezaevlerinin durumu neyse toplumun da durumu odur. Bugün Türkiye tarihine baktığımızda cezaevlerinin her dönem sorunlarla baş ettiğini görebiliriz. İşkence ve bin bir baskılarla bu süreç buraya kadar geldi.”

‘Sorunlar çözülseydi açlık grevi başlamazdı’

Hasta tutuklular için aileler olarak bir yıl 3 ay süren bir Adalet Nöbeti tuttuklarını hatırlatan Herdem Merwanî, “Bizler de tutuklu aileleri olarak hasta tutukluların tahliye edilmesi için bir yıl 3 ay boyunca bir adalet nöbeti tuttuk. Bu toplumda önemli bir etki bıraktı ancak bu durum muhatapların gündemine giremedi. Bizler için en ağır olan şey de buydu. O gün eğer sorunlar çözülseydi ailelerde yeniden nöbete başlamazlardı. Bu dönem cezaevlerinde bir açlık grevi var. Aileler tutuklulara destek olmak için bu nöbet eylemine başladı” şeklinde konuştu.

‘Muhataplar kör, sağır ve dilsizi oynuyor’

Hasta tutukluların yaşadığı sorunların da bütün cezaevlerinde olduğu gibi tecritten kaynaklandığını söyleyen Herdem Merwanî, “Hepimiz açık bir cezaevinde yaşıyoruz” sözleriyle tecridin yaşamın her alanında olduğunu vurguladı. Bu noktada toplumun üzerine düşeni yapması gerektiğini aktaran Herdem Merwanî, “Bugün baktığımızda tecrit sadece İmralı’da değil, toplumun her alanında var. Ben bugün özgür bir şekilde düşünemiyorum, bu da toplumda normalleştirilmek isteniyor. Bu durum hayatımızın her alanına sirayet etmiş durumda. Tecrit bir insanlık suçudur ve bir an önce kaldırılması gerekiyor. Ailelerin bugün yürüttüğü mücadele haklı bir mücadeledir. Bu sorunların çözülmesi gerekiyor. Cezaevlerinde yaşanan sorunlar sadece tutuklu yakınlarının değil, herkesin sorunudur. Bugün siyasi partiler bu sorunu görmek istemiyor ama görmek zorundalar. Bugün nasıl ki direnişi tutuklu aileleri üstlendilerse, toplumun da tecridi kırmayı hedeflemesi gerekiyor” dedi.

‘Onların sesi olmalıyız’

Tutukluların taleplerinin bir an önce kabul edilmesi gerektiğini belirten Herdem Merwanî, “Bugün cezaevlerinden bir cenazenin daha çıkmaması gerekiyor. Bizler bunun için mücadele veriyoruz. Bu mücadelenin sonucu kalıcı çözümler olmalı. Bu noktada bütün sorumlular bizlerin sesini duymalı. Babamın son sözü, ‘hasta tutuklulara sahip çıkın’ oldu. Bizim de bütün cezaevlerinin sesi olmamız ve bu baskılara sessiz kalmamamız gerekiyor” sözleriyle konuşmasına son verdi.