Ayşegül Karakülhancı: Türkiye’de bir değişim isteniyor
Gazeteci Ayşegül Karakülhancı, Türkiye’de bir değişimin olmasının istendiğini belirterek, “Muhalefetin bir araya gelmesi ve muhatap alınacak birinin olmuş olması AB ve Almanya açısından önemli bir adım. Ama hala belli çekinceleri de var” dedi.
ROJDA KIZGIN
Haber Merkezi- Türkiye'de Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili seçimleri için geri sayım başladı. 14 Mayıs’ta yapılacak seçimler için yurtdışındaki seçmen sayısı 3 milyon 416 bin 98. Yurt dışında ilk kez oy kullanacak seçmen sayısı ise 277 bin 646. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 4 Mayıs saat 22.00 itibarıyla yurtdışı temsilciliklerinde ve gümrük kapılarında oy kullanan seçmen sayısının 1 milyon 165 bin 969 olduğunu duyurdu.
Avrupa ülkeleri arasında en fazla seçmen bulunan ülke ise Almanya. Almanya’da yaşayan Gazeteci Ayşegül Külhancıoğlu, özellikle Almanya olmak üzere Avrupa’nın Türkiye’deki seçimleri nasıl gördüğünü, yurtdışı seçmenlerinin eğilimlerini, oluşturulan seçim ittifaklarını değerlendirdi.
‘Biraz daha sessiz sakin geçiyor’
Türkiye’de 2015 ve özellikle 2018 yılındaki seçimlerin Avrupa'da çok ses getirdiğini hatırlatan Ayşegül Karakülhancı, “Çünkü özellikle Recep Tayyip Erdoğan'ın ve AK Partili bakanların gelip Almanya'da veya Fransa'da Avusturya'da propaganda amaçlı konuşmalar yapması bayağı sorun olmuştu. O yüzden 2018 seçimleri basında daha fazla yer almıştı. ‘Konuşmalara izin verilecek mi verilmeyecek mi’ gibi bir durum vardı. Ama şimdi biraz daha sessiz sakin geçiyor” dedi.
‘Seçimler Almanya basınında ‘kader’ seçimi olarak dile getiriliyor’
Türkiye seçimlerine medyada bir ilgi olduğunu, özellikle bu seçimlerin bir ‘kader’ seçimi olarak dile getirildiğini söyleyen Ayşegül Karakülhancı, “Özellikle Almanya basınında öyle. Benim gözlemlediğim kadarıyla seçimler Almanya dışında İtalya ve Fransa'da da yer buldu basında. Muhtemelen diğer ülkelerde de yavaş yavaş çıkıyordur” diye konuştu.
‘Almanya siyasetinden ilk açıklama Yeşiller Partisi’nden geldi’
Almanya’da Türkiye seçimlerinin biraz sessiz bir şekilde seyredildiğini yeni yeni Yeşiller Partisi'nin açıklama yaptığını hatırlatan Ayşegül Karakülhancı, şunları ifade etti: “Yeşiller Partisi, Türkiye'nin tekrar demokrasiye geri dönmesi için, yeniden parlamenter sistemi güçlendirmek için buradaki Türkiyeli seçmenlerden doğru bir karar vermelerini istediler, öyle bir çağrıda bulundular. İlk defa böyle bir açıklama geldi Almanya siyasetinden. Onun dışında Almanya Dış İşleri Bakanı Annalena Baerbock ‘demokrasinin güçlenmesi için doğru bir karar verilmesi gerekiyor’ diye bir açıklamada bulunmuştu.”
Özellikle Almanya'nın en önemli politik dergisi Der Spiegel’in Türkiye seçimlerine ilişkin röportajlara çok sık yer verdiğini aktaran Ayşegül Karakülhancı, “Birkaç gün önce Selahattin Demirtaş ile yapılan röportaja yer verilmişti. Kemal Kılıçdaroğlu'nun yükselişiyle ilgili yazılar çıkıyor. Yine Almanya'daki Türkiyelilerle röportaj yapmışlardı Erdoğan seçmenleriyle. Burada da yavaş yavaş gündem olmaya başladı” dedi,
‘Seçimlere katılma oranında yükselme var’
Türkiye seçimlerinin Almanya'da çok önemli olduğuna vurgu yapan Ayşegül Karakülhancı, şu değerlendirmelerde bulundu: “Çünkü Almanya'da çok fazla Türkiyeli seçmen var. 3 buçuk milyon seçmeni var ve bunun bir buçuk milyonu Almanya'da yaşıyor. Sadece Berlin'de 200 bin Türk var ve bunun 100 bini oy kullanabiliyor. Almanya’da seçimlere katılım 2018 yılındaki seçimlerde yüzde 46 oranındaydı. Almanya Türk Toplumu Genel Başkanı Gökay Sofuoğlu, seçime katılımın geçtiğimiz yıllara oranla çok yüksek olduğunu açıklamıştı. Bu bir değişiklik. Seçimlere katılım oranında yükselme var. Burada özellikle dikkat çekmem gereken nokta, tıpkı Türkiye'deki gibi ilk defa oy kullanacak genç seçmenler var. Sanırım o yüzden de katılım biraz daha yükseldi. Ama tabi bu oy kullanan genç seçmenleri yine yarı yarıya düşünelim. Bir kısmı daha MHP, AKP seçmeni, ailelerinin camilere gönderdiği hem dini eğitim hem siyasi propaganda eğitimi alan çocuklar, bir kısmı da muhalif ailelerin çocukları. Yine yarı yarıya da olabilir tercihleri, hangi ittifaka oy verecekleri.”
‘Yurtdışı oylarında muhalefetin oyları yükselebilir’
Türkiye’den son yaşanan siyasal süreçlerden dolayı çok fazla kişinin Almanya ve Avrupa ülkelerine göç etmek zorunda kaldığını hatırlatan Ayşegül Karakülhancı, “Muhtemelen bu kişilerde burada artık seçim için kayıtlarını yaptırdılar ve bu muhalif kesim de oy kullanacak. Bu da belki ittifaklar açısından muhalif olan tarafa biraz daha gelen oyları yükseltebilir diye düşünüyorum” diye konuştu.
‘Erdoğan’ın oyları sabit mi kalır düşer mi?’
Almanya’dan, Türkiye’deki 2018 cumhurbaşkanı seçimlerinde Tayyip Erdoğan’ın yüzde 65, Muharrem İnce’nin yüzde 22, Selahattin Demirtaş’ın yüzde 10 oy aldığını hatırlatan Ayşegül Karakülhancı, şunları kaydetti: “Erdoğan'ın oyları sabit mi kalır düşer mi yüzde 65 çok ciddi bir rakam çünkü. Herkesi çok şaşırtmıştı. Yine bu yükseklikte oy gelir mi yoksa depremden dolayı her ne kadar AKP seçmeni olsa da ailesi ya da tanıdıkları depremden zarar görmüş insanlar da var, kızgın olan insanlar da var. Belki onlar oy kullanırken başka bir tercihte bulunabilirler. Ama tabi şu an biraz spekülatif konuşuyorum sonuçları görmeden bir şey diyemiyorum.”
‘Yurtdışı seçmenleri Türkiye seçimlerini daha fazla önemsiyorlar’
Yurtdışı seçmenlerinin Türkiye seçimlerinin hayatlarına doğrudan nasıl bir etkisi olacağına dair ne düşündüğüne ilişkin konunun çok konuşulduğunu ve bunun birkaç alt başlığı olduğunu dile getiren Ayşegül Karakülhancı, şunları ifade etti:
“Almanya'dan baktığımız zaman (burada gazetecilik yaptığım için burayı daha çok biliyorum) Almanya'da yaşayan insanların ülkeye entegre olmaları çok uzun zamandır ciddi bir problemdi. Biraz varlık olarak buradalar ama akıl ve ruhsal dünyalarıyla Türkiye'ye çok güçlü bağlarla bağlılar. O yüzden burada yaşıyor olmalarına rağmen Türkiye seçimlerini Almanya seçimlerinden çok daha fazla önemsiyorlar. Ya da Türkiye politikasını Almanya politikasından daha fazla takip ediyorlar. Muhtemelen diğer ülkelerdeki Türkiyeliler de öyledir diye tahmin ediyorum. Bu bir gönül bağı bir kere, Türkiye'de hangi coğrafyada doğdukları da biraz belirleyici oluyor. Karadeniz mi, Ege mi, Akdeniz mi, Kürdistan mı bunlar da belirleyici oluyor.”
‘Seçmenlerin Türkiye ile gönül bağı seçimlerde etkin rol alıyor’
AK Parti seçmenlerinin Erdoğan sayesinde Türkiye'ye gittiklerinde yolların çok rahat olduğunu, hastanelerde sıra beklemediklerini, gümrük kapılarından daha rahat geçtiklerini, konsolosluklarda işlemlerini daha rahat yaptıklarını söylediklerini vurgulayan Ayşegül Karakülhancı, “Ama bunların AK Parti ile bir ilgisinin olmadığını bilmiyorlar. Bunlar neoliberalizm politikaları Erdoğan olmasa da olacaktı bazı şeyler. Ama bunların Erdoğan sayesinde olduğunu düşünüyorlar. Psikolojik bir his” dedi.
Muhalif kesim içinde bambaşka bir etkisi olduğunu dile getiren Ayşegül Karakülhancı, şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye'ye yıllardır gidemeyen insanlar var. Sadece dijital medyada paylaşımlar yaptığı için ‘gözaltına alınırım’, ‘bir daha Türkiye'ye girişime izin verilmez’ diyen insanlar var. Ya da ailesi Türkiye'de yaşayıp baskı altında olan insanlar var. Kürdistan coğrafyasında yaşananlar zaten malum biliyoruz. Oradaki baskı, devlet şiddeti burada yaşayan Kürdistanlıları direk etkiliyor. HDP'li politikacıların çok büyük bölümünün cezaevinde olması, seçilenlerin cezaevinde olması, belediyelere kayyum atanması da buradaki muhalif kesimleri çok etkiliyor. Yani karşılıklı olarak iki tarafın da aslında Türkiye seçimlerini ilgilendiren kısmı, ailelerin bir kısmının Türkiye'de yaşaması, gönül bağlarının orada olması, Türkiye'ye gidip gelmelerindeki rahatlıklar ya da zorluklar onların buradaki seçimlerdeki tavırlarında etkin rol oynuyor diyebilirim.”
‘İttifak kurulması muhalif kesimin elini güçlendirdi’
Türkiye’de kurulan seçim ittifaklarına da değinen Ayşegül Karakülhancı, şunları kaydetti:
“İttifak kurmadan Cumhur İttifakı’na karşı güçlü bir pozisyona gelemeyecekti muhalefet, çok dağınıktı. İttifakın kurulması muhalif kesimin elini güçlendirdi. Muhalif kesimin bir arada toplanması bu açıdan avantaj. Özellikle Emek ve Özgürlük İttifakı'nın da başkanlık seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu'nu destek açıklamaları Kılıçdaroğlu'nun elini güçlendirdi her ne kadar Millet İttifakı’nın içerisinde çok da tercih edilmeyen görüşler olsa da. Örneğin eski İçişleri Bakanı Meral Akşener'in kurduğu İYİ Parti’nin olması. Meral Akşener zamanında Kürtler çok rahat adım atamadılar. Yine eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kurduğu Gelecek Partisi var. Ahmet Davutoğlu zamanında Diyarbakır'da Sur yerle bir oldu. İnsanlar buna rağmen ittifaka destek vereceğini açıkladı. Tabi Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olması sebebiyle oldu. Bu da çok önemli bir şey. Türkiye'de bir değişim olacaksa böyle olacak, bir araya gelerek olacak belki.”
‘Yurtdışı siyaseti de değişim olmasını istiyor’
Yurtdışı siyaseti açısından, Avrupa Birliği’nin en güçlü ülkesi olan Almanya’nın kurulan ittifaklar hakkında ne düşündüğünü de değerlendiren Ayşegül Karakülhancı, “Onlar da ülkede bir değişimin olması gerektiğini düşünüyorlar ve istiyorlar aslında. Erdoğan'la çalışmak gittikçe zorlaştı son 10 yılda. Ama Erdoğan'ın yerine de bir alternatif koyacak durumda değillerdi. Kimi koyacaklardı o belli değildi, muhalefet çok dağınıktı. Şimdi muhalefetin bir araya gelmiş olması, muhatap alınacak birinin olmuş olması Avrupa Birliği ve Almanya açısından önemli bir adım. Ama hala belli çekinceleri de var. Çünkü bu ittifak ne kadar güçlü ne kadar bir arada durabilecekler ne kadar söylediklerini yapabilecekler bu soru işareti onlar açısından” şeklinde konuştu.
‘Avrupa Millet İttifakı ile çalışıp çalışamayacağına bakacak’
Millet İttifakı’nın dış politikada nasıl adım atacağıyla ilgili çok bir şey bilinmediğini dile getiren Ayşegül Karakülhancı, “Ama en azından bir umut oldu Avrupa ve Almanya siyaseti için de. Destekleyebilecekleri başka bir ittifak var artık. Şimdi onlarla çalışıp çalışamayacaklarına bakacaklar büyük ihtimalle. Erdoğan'la biraz daha rahat politika yürütüyorlar, alıştılar Erdoğan'ın tarzına. Biliyorlar artık Erdoğan'ın bağırıp çağırdığında, öfkelendiğinde ne olduğuna ne zaman geri adım atıyor, artık bütün kodlarını biliyorlar Erdoğan'ın ve hükümetinin” dedi.
‘İlk turda seçim sonuçlarına göre ciddi destek gelecektir’
Avrupa’nın ilk turda seçim sonuçlarının ne olacağına bakacağını belirten Ayşegül Karakülhancı, “Belki o zaman buradan ciddi bir destek gelecektir Millet İttifakı’na. Bildiğim kadarıyla Avrupa Komisyonu da seçimler için 33 delege yollayacak Türkiye'ye. Seçim güvenliğine ilişkin problem çıkacak mı diye gözlem yapacaklar. Bu da iyi bir şey. Daha önceden de geliyorlardı ama çok duymuyorduk. Şimdi açıklamalar yapıyorlar, ‘Türkiye'de seçimde güvenlik sorunu var’ diye. Millet İttifakı biraz hem soru işareti ama hem de umut oldu siyaset açısından. İnsanlar açısından da evet değiştirebiliriz gibi duygu oluştu diye tahmin ediyorum” şeklinde konuştu.
Seçim sonuçlarına ilişkin öngörüde bulunmanın çok zor olduğunu vurgulayan Ayşegül Karakülhancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü daha önce elimizde somut olarak 2015 ve 2018 seçimlerinde yaşananlar var. İstanbul belediye seçimleri var. Orada seçim sonuçlarını kabul etmeyip yeniden seçime gitme ihtimalleri var, kaos yaratma ihtimalleri var. Türkiye'de de seçim günü sandık başlarında agresif davranabilirler. Yani seçim sandıklarını korumak, güvenliği sağlamak, Anadolu Ajansı üzerinden takip edileceğini bildiğim için belki o manipülasyona engel olacak türde hazırlık yapması gerekiyor muhalefetin. Muhalefetin eğer güvenlik ve manipülasyon konusunda hazırlıkları güçlüyse, Avrupa'dan gelecek delegasyon da seçimlerdeki şaibeli durumlara ciddi tepki verebilecektir. Belki bu Cumhur İttifakına geri adım attırabilir. Adil bir seçim yapılırsa, demokrasi işletilirse seçim sonuçları Kemal Kılıçdaroğlu'ndan yana çıkacaktır. İnsanlar çok sıkılmış görünüyorlar Türkiye'de. Artık bu iktidarın gitmesi gerektiğini düşünüyorlar. Bize yansıyan bu en azından. Umarım iyi bir seçim olur. Kimsenin canı yanmadan ve seçim sonuçları kabul edilerek sorun çıkarmadan bir değişim olur.”