Avukat Mehtap Sert: Yakınlarını kaybeden tutuklulara sakinleştirici iğne vurulmuş
Depremin ardından büyük hak ihlallerinin yaşandığı İskenderun Cezaevi’nde bütün tutukluların sürgün edildiğini aktaran Avukat Mehtap Sert, yakınlarını kaybeden tutuklulara sakinleştirici iğne vurulduğunu belirtti.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Hatay- Mereş merkezli yaşanan deprem sonrası büyük bir yıkımın yaşandığı kentlerde can kaybı sayısı hala net değil. On binlerce insanın yaşamını yitirdiği Hatay’ın bütün ilçelerinde halk depremin ardında yaşadıklarıyla mücadele ediyor. Depremden etkilenen cezaevindeki tutukluların ise bu süreçte bütün haklarından mahrum bırakıldığı öğrenildi. Deprem esnasında görevlilerin kapıları kilitleyerek çıktığı İskenderun Cezaevi’nde hiçbir tutuklunun kaybettiği yakınlarının cenazesine katılamadığı acılı tutuklulara olay çıkma ihtimaline karşı ise sürekli morfin ve sakinleştirici iğne yapıldığı öğrenildi.
Depremden hemen sonra görüş yasağı alınıp, UYAP kapatıldı!
Yaşanan süreci yakından takip eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu Üyesi Avukat Mehtap Sert, bütün haklarından mahrum bırakılan tutukluların son anda Erzincan Cezaevi’ne sürgün edilip, tek kişilik hücrelere konulduklarını söyledi. Depremden hemen sonra verilen avukat görüş yasağı ve UYAP’ın kapatılması ile tutukluların günlerce dışarıdan haber alamadığına yer veren Mehtap Sert, dışarıdan cezaevine getirilen görevlilerin tutuklulara çok ciddi psikolojik baskı uyguladığına dikkat çekti ve şunları söyledi:
“Depremde insanların üzerine kapıyı kilitleyip gittiler. Bu açıdan baktığımızda devletin cezaevindeki tutuklulara dair hedefinin insan yaşamını korumak olmadığı, sadece kaçmalarını engellemek olduğu sonucu ortaya çıkıyor. Yaşam hakkının kutsallığı da engellenmiş oldu. Akabinde tutuklulara hemen avukat görüş yasağı alıp UYAP’ı kapattılar. Bir yönetememe sorunu vardı ve bu yönetememe sorununu şiddetle çözmeye çalıştılar.”
‘Cenazelere katılmalarına izin verilmemiş’
Yakınlarını kaybeden tutuklulara uzun bir süre bilgi verilmediğini tutukluların durumu öğrendikten sonra da cenazelere katılmalarının engellendiğini söyleyen Mehtap Sert, yakınlarını soran tutuklulara cezaevi yönetiminin sadece ‘yakınlarınız iyi’ sözlerini sarf ettiğini belirti. Öz savunmada bulunarak kızına cinsel istismarda bulunan bir erkeği öldürdüğü için tutuklu bulunan Havva Zor’dan bahsederek yaşanan durumu aktaran Mehtap Sert, “Yakınlarını kaybettiklerinde bu onlara söylenmedi çünkü ailesini kaybeden kişilerin birinci dereceden akrabasının cenazesine katılma hakkı var. Bu haklarına engel olabilmek için onlara yakınlarını kaybettikleri söylenmedi. Bir mahpus kadın hem evini hem tüm ailesini kaybetmesine rağmen annesinin öldüğü söylenmeyip, kendisine ‘ailen iyi’ denildi. Bir başkasının 3 çocuğu hayatını kaybetmişti ama iki çocuğun hayatını kaybettiği denildi. Benim görüşme yaptığım müvekkilim Havva Zor, aslında öz savunmadan dolayı cezaevinde yatan bir kadın arkadaşımız. Öz kızını istismardan korumak için öz savunma kullanmıştı. Ve kızını depremde kaybetti. Kızı 12 gün kadar enkazın altında kaldı. Hiçbir şekilde ailesiyle iletişim kurmasına izin verilmedi. Sadece bir iki kere kısıtlı şebekelerle görüşmeler sağlamaya çalıştı. Ancak kızının cenazesine katılmasına da izin verilmedi” şeklinde konuştu.
‘Yakınlarını kaybedenlere morfin ve sakinleştirici iğneler yapılmış’
Mehtap Sert konuşmasına şöyle devam etti: “Cezaevine gittiğimde ona sarıldım ve teselli etmek istedim ama gözünden yaş gelmiyordu, donuktu. Oturdu ve sürekli dizine vuruyordu, göğsüne vuruyordu. ‘Ben çok yalvardım, bırakın cenazeye gideyim. Ben kaçmam sadece kızımın mezarını göreyim, ona veda edeyim’ demiş ama cezaevi yönetimi kabul etmemiş. ‘Çok yalvardım, izin vermediler’ deyip sürekli dövünüyordu. Daha sonra koğuştan başka tutuklularla görüştüğümde ‘neden hiç ağlamıyor, ne durumdadır’ diye sordum ve bana kendisine sürekli sakinleştirici iğneler yapıldığını söylediler. Birçok kadının aynı durumda olduğu söylendi. Sürekli uyuşturuluyorlarmış.”
‘Depremi sanki tutuklular yapmış gibi bir de sürgün edildiler’
Maddi imkânı olmayan acılı insanların bir de üstüne sürgün edilerek tek kişilik hücrelere konulduğu bilgisini paylaşan Mehtap Sert, “Ancak bu kadınların zaten maddi imkânı yok. Çoğu da ailelerini depremde ya kaybetti ya da aileleri evsiz, barksız kaldı ve hepsi şu an maddi manevi kötü durumdalar. Yatırmak isteyen de bankaya ulaşamıyordu. Kadınlar ciddi sorunlar yaşadı. Yoksulluk kadınlar açısından çok daha derinleşti. Deprem iç güvenlik sorunu olarak geçiyor yönetmelikte. İç güvenlik sorunu olarak geçtiği için bu depremi sanki bu insanlar yapmış gibi sürgün edildiler. Sürgün edilen kadınlardan hücrede kalmasını gerektirecek hiç kimse yok, siyasi mahpuslar dâhil olmak üzere hiçbir hakkında böyle bir ceza durumu yok. Ancak yüksek güvenlikli cezaevleri bildiğiniz üzere tek kişilik hücreler olduğu için sürgün edilen tüm mahpuslar tek kişilik hücrelere konuldular. Paraları da yoktu” diye konuştu.
‘Büyük bir yoksulluğa mahkûm edildiler’
Depremin bedelinin tutuklulara ödetildiğini ve tutukluların bu süreçte çok ciddi hak ihlaline maruz bırakıldığını aktaran Mehtap Sert son olarak şunları söyledi: “Ciddi anlamda büyük sorunlar yaşıyorlar ve daha büyük bir yoksulluğa mahkûm edildiler. Devletin cezaevinde olan insanlara karşı bu kadar öfkeli ve vicdansız olmasını anlayamıyorum. Depremi bu insanlar yapmadı, kendiliğinden gerçekleşen bir şey. Ama neden bu depremin bedelini zaten cezaevinde olan insanlar ödüyor bu da anlaşılır değil.”