Asrın Hukuk Bürosu: Soruşturulması gereken tecrit rejimi

Asrın Hukuk Bürosu, “Sayın Öcalan ve diğer müvekkillerden haber alınamaması, dış dünyadan tüm bağlarının koparılması, sağlık durumları ile tutulma koşulları hakkında hiçbir bilgiye sahip olunamaması İmralı'da işkencenin geldiği en şiddetli aşamadır” dedi.

Haber Merkezi-Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 24 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde ağırlaştırılmış tecrit koşulları altında tutuluyor. Abdullah Öcalan’ın müdafiliğini yapan Asrın Hukuk Bürosu, Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın katıldığı bir programda müvekkilleri üzerindeki tecridi eleştirmesi sonrası RTÜK’ün soruşturma başlatmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

 ‘Asıl soruşturulması gereken tecrit rejimi’

 Açıklamada, önceki gün bir televizyon programında söylenen sözlere atıfta bulunularak şu ifadelere yer verildi:

“Hakikatin ters yüz edilmeye çalışıldığı, İmralı'da olan bitenin gizlenmek istendiği, yine daha ağır saldırılara malzeme üretilmek istendiği anlaşılmaktadır. Fakat asıl soruşturulması gereken İmralı tecrit rejimi ve bu rejimin uygulayıcılarıdır. İmralı'da işkence ve insanlık dışı uygulamaların sistematik bir şekilde sürdürüldüğü bir süreç içinden geçmekteyiz. Sayın Öcalan'ın en doğal ve hukuki hakkı olan aile ve avukatları ile görüşmeleri yasa dışı gerekçelerle engellenmektedir. 25 Mart 2021 tarihinden bu yana Sayın Öcalan ve yanında bulunan Sayın Ömer Hayri Konar, Sayın Hamili Yıldırım ve Sayın Veysi Aktaş'tan haber dahi alınamamaktadır.”

‘En şiddetli aşama’

İmralı’da temel özgürlüklerin engellenmesinin bir işkence biçimi olduğunun vurgulandığı açıklamada “Sayın Öcalan ve diğer müvekkillerden haber alınamaması, dış dünyadan tüm bağlarının koparılması, sağlık durumları ile tutulma koşulları hakkında hiçbir bilgiye sahip olunamaması İmralı'da işkencenin geldiği en şiddetli aşamadır. Yanlış ve gayri meşru olanın bu uygulamalar olduğu açıktır. Yine müvekkilimizin kişilik haklarına yönelik saldırıların da bu politikalardan ayrı olmadığı bilinmelidir. Hâkim kılınmak istenen atmosferin aksine Sayın Öcalan'ın özgürlük ve demokrasiyi temsil ettiği milyonlarca insan tarafından deklare edilmiştir. 2006-2007 yılında Türkiye'de 3 milyonu aşkın insan TBMM'ye, 2013 yılında 10 milyonu aşkın insan da Avrupa Konseyine Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü talep eden imzalarını sunmuşlardır. İmralı'daki mevcut duruma karşı 2022 yılında Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne yapılan başvurumuz neticesinde BM İHK, 6 Eylül 2022 tarihinde verdiği tedbir kararını hükümete iletmiştir. BM İHK, ‘Avukatları ile herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmadan derhal görüştürülmeleri gerekmektedir’ şeklinde verdiği tedbir kararını 19 Ocak 2023 tarihinde hükümete yeniden hatırlatmıştır. Ancak hükümetin uymakla yükümlü olduğu uluslararası nitelikteki karara halen uymadığını görmekteyiz” denildi.

‘İşkence son bulmalı’

Açıklamada tecrit biçimlerinin sürdürülmesinin görevi kasten kötüye kullanma suçu ile birlikte işkence suçunu oluşturduğu işaret edilerek “Hükümete ve Adalet Bakanlığı’na açık çağrımızdır, BM İHK'nin tedbir kararına derhal uyulmalı, haber alamama hali ve işkence uygulamaları son bulmalıdır” çağrısı yapıldı.

Merdan Yanardağ gözaltında 

Öte yandan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi bir televizyon programında eleştirdiği gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla gözaltına alındı.