Antakyalı Alevilerin devletten beklentileri yok sadece hakları olanı istiyorlar

Antakyalı Alevi depremzedeler devlet tarafından ayrımcılığa maruz bırakıldıklarını ve yalnızlaştırıldıklarını belirterek, devletten beklentilerinin olmadığını sadece hakları olan barınma sorunlarının çözülmesini istiyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Antakya- Mereş merkezli 6 Şubat depremleri sonrası Antakya’da da depremzedeler hala sağlık, temiz su, barınma gibi haklarına erişemiyor.  Antakyalı depremzedelerden İlkay Yiğit de Alevi kimliklerinden dolayı temiz suya erişim ve barınma haklarından mahrum bırakıldıklarını anlattı.

‘Sadece kepçe sesleri duyuyoruz’

Konteynırda annesi ile yaşayan İlkay Aslan, depremden sonra bir yıldır hiçbir sorunlarına çözüm bulunmadığını anlatarak, “Yalnız bırakıldık, unutulduk. Kentte hiçbir düzelme yok. Sadece kepçe ve enkaz sesleri duyuyoruz. Koca bir gürültü dışında hiçbir şey yok. Onlar bunu yapınca da bütün alt yapı yok oluyor” diye konuştu.

‘Bizi enkaza mahkûm ettiler’

Kış mevsimi nedeniyle koşullarının daha da zorlaştığını dile getiren İlkay Aslan, “Konteyner kentlerde su yok, hiç elektriği olmayan mahalleler var. Herkes ciddi sıkıntılar yaşıyor. Biz bu sorunlardan daha kendi halimize üzülemedik. Hepimiz enkazı geride bıraktık ama yine aynı enkazda yaşıyoruz. Bizi bu enkaza mahkûm ettiler” diye konuştu.

‘Üçüncü bir kışı daha dışarıda geçirmek istemiyoruz’

Bir kışı da dışarıda geçirmek istemediklerini, tek taleplerinin barınma sorunlarının çözülmesi olduğunu ifade eden İlkay Aslan, şöyle konuştu: “Bizler deprem sürecinde insanlara yardım ettik. Gönüllü ekipler cenazeleri çıkardı. Deprem sürecinde aylarca çadır aradık ama onu dahi bulamadık. Bir kamelya etrafına naylon sarıp öyle yaşadık. Orada 30 kişi kaldık. Ardından Bangledaş bize çadır verdi, kendi devletimiz bize çadır vermezken, biz başka ülkeden aldık. Biz şu an annemle konteynerde yaşıyoruz ama çok soğuk. Bizler de evde yaşamak istiyoruz ama burada kimse hiçbir şey bilmiyor. Bizlere imar izni vermiyorlar. Kendilerinin de ne yapacağı belli değil. Bu şekilde yaşamaya çalışıyoruz. Ne ev var ne su var ne de elektrik.”

‘Yıllardır Alevilere bunu yapıyorlar’

Bölgenin Arap Alevi nüfusunun yoğunlukta olması nedeniyle devlet tarafından yalnız bırakıldıklarını söyleyen İlkay Aslan, “Gönüllü insanlar dışında kimseden bir yardım görmedik. Biz burada yardım ya da başka bir şey de istemiyoruz. Biz sadece barınma sorunumuzun çözülmesini istiyoruz. Bu insanlar daha kaç kışı dışarıda geçirecek. Burası 10 yıl daha kendine gelemez. Burada hayat normal değil, yaşam normal değil. Yıllardır Alevilere bunları yapıyorlar. Bizi bu süreçte unuttular ama biz unutmalarına şaşırmadık. Biz burada sadece hastalanmamak için çabalıyoruz. Temiz su arıyoruz, sürekli çamaşır suyu kullanıyoruz” diye konuştu.