Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenler anıldı
Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenler 9’uncu yılında da unutulmadı. Katliamın iktidar tarafından yapıldığına dikkat çeken DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Barış güvercinlerini unutmayacağız, unutturmayacağız" dedi.
Haber Merkezi- Ankara'da 10 Ekim 2015 tarihinde Barış Mitingi'nde gerçekleştirilen IŞİD saldırısında hayatını kaybedenler için anma töreni düzenlendi. Katledilen 101 barış savunucusu katliamın 9'uncu yılında anıldı.
Anmaya katledilenlerin aileleri ve katliamda yaralananlar, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Emek Partisi (EMEP), Halkevleri, CHP, Kamu Emekçileri Sendikası (KESK), İnsan Hakları Derneği (İHD) ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. “10 Ekim Katliamı’nı unutmayacağız” pankartı açan kitle, Ulus Metro İstasyonu’nundan Gar Meydanı’na yürüdü. Yürüyüş sonunda yaşamını yitirenler için saygı duruşu gerçekleştirildi. Daha sonra saldırıda yaşamını yitirenlerin isimleri tek tek okundu. Anmada sık sık “Gün gelecek devran dönecek, katiller halka hesap verecek" sloganı atıldı.
Katledilenler için anıt
Meydanda yapılan anıtın mimarı Metin Yurdanur burada yaptığı konuşmada "Bundan tam 45 yıl önce Ankara Gar Meydanı’na bir miras anıtı yaptım, diğer adıyla Nasrettin Hoca heykeli. Sanat eleştirmenlerine göre bir baş yapıttır. Bu anıt 10 Ekim 2015 10.04’te kanlar içinde kaldı. Nasrettin Hoca’nın 30 yılı, geleni gideni karşıladığı gülen yüzü, gözleri kanlar içinde kaldı. O anıttan yıllar sonra bir anıt daha kazandırdık Ankara’ya. Anıt, ‘Annelerin Çığlığı’nı taşıyor. Çünkü yukarıda akan sular, annelerin gözyaşları olacak. Annelerin çığlığı tüm dünyaya yayılacak. Bu arada 9 yaşında yaşamını yitiren Veysel’in öğretmeni Sabahat Hanım dedi ki ‘Ben şimdi çocuklarıma barışı nasıl anlatacağım.’ Sabahat öğretmen barışı bu anıttaki gibi anlatacaksınız; kucağında ölüm olan ama direnen, feryat eden, direnişi içinde taşıyan bir kadın, ölmüş bir kız çocuğu taşıyan ve barış için direnen, mücadele eden sembolize eden barış güvercinini anlatacaksınız” ifadelerini kullandı.
‘Siyasi bir cinayet’
Saldırıda hayatını kaybeden Avukat Uygar Coşgun'un eşi ve 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun da hazırlanan ortak metni okudu. Mehtap Sakinci Coşgun "10 Ekim Ankara Katliamı insanlığa karşı suç kabul edilmeyecekse hangi dava kabul edilecek?" diye sorarken "Dönemin siyasilerinin açıklamalarına bakınca da 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi cinayet olarak apaçık ortadadır" dedi.
‘Onların tek talebi barıştı’
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da anmada bir konuşma yaparak mitinge katılanların tek amacının barış istemek olduğunu dile getirerek “Onların talebi Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesiydi. Onların talebi ekmekti. Emeklinin hakkıydı. Çünkü onlar bilir ki ekmek olmazsa barış olmaz, ekmek olmazsa adalet olmaz” dedi. Tülay Hatimoğulları, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Onların talebi insan hakkıydı, özgürlüklerdi, Alevilerin bu ülkede eşit yurttaş olarak tanınmasıydı, geçmiş dönemde yaşanmış olan Alevi katliamlarının ve asimilasyon politikalarının son bulmasıydı. Onların talebi gençler göç etmesin, Türkiye’de iş bulabilsin, doğduğu yerde karnı doysun, gençler mutlu olsundu. Onların talebi gençlerin umudu ve mutluluğunu haykırmaktı. Onların talebi eşit işe eşit ücretti. Onların talebi kısacası bu ülkede barışı adaleti ve kardeşliği tesis etmekti.”
‘İktidar gücünü korumak için katliam yaptı’
Tülay Hatimoğulları, "Bu iktidar, iktidar gücünü korumak için 10 Ekim Gar Katliamını gerçekleştirdi. Hatırlayacaksınız; 10 Ekim’e kadarki sürede adeta bir katliamlar alarmına basılmışçasına her yerde katliam oldu. Antep’te düğün katliamı, HDP’nin mitinginde gerçekleştirilen patlama, HDP’nin Adana ve Mersin il örgütlerine bırakılan bombalar... ve Suruç’ta düş yolcularını katlettiler. Bütün bu katliamları IŞİD ile birlikte gerçekleştirdiler, IŞİD’in önünü açtılar. Bu iktidar, varlığını IŞİD ile işbirliği yaparak sağlamak istedi. Bütün bu katliamlardan haberdardılar. Ankara’nın göbeğinde kuş uçurtmayan MİT’iyle, kolluk kuvvetiyle hepsinden haberdardılar. Ankara Garı Katliamı davasını izlerken orada korkuya ve dehşete kapıldılar. Adeta itiraf ettiler bu katliamın adım adım nasıl gerçekleştiğini. Gübreyi nasıl elde ettiklerini, bombaya nasıl hazırladıklarını, Antep’ten yola çıkarak Ankara’ya yollarının nasıl açıldığını dönüp mahkeme tutanaklarına bakarsak bu katliamın önünün devlet, kolluk ve MİT tarafından açıldığını hepimiz görürüz" şeklinde konuştu.
‘Unutursak yüreğimiz kurusun’
Yaşamını yitirenleri asla unutmayacaklarını söyleyen Tülay Hatimoğulları, son olarak "Onları mücadelemizde yaşatacağız. Onların amacı neydi ise, bütün amaçları gerçekleşene dek Türkiye’deki bütün demokrasi güçleriyle, bütün sol ve sosyalist yapılarla birlikte, emek ve meslek örgütleriyle birlikte, bu iktidara 'hayır ve biat etmeyeceğim' diyen bütün muhalif kesimlerle demokrasiyi tesis etmek için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Sevgili barış güvercinleri sizlere sözümüz olsun; bayrağımız asla yerde kalmayacak. Sizlere sözümüz olsun; sizleri unutmayacağız, mücadelede ve her alanda yaşatacağız. Şu bilinsin ki barış kazanana dek mücadelemiz devam edecek. Barış güvercinlerinin kanadını kırdığını zannedenler bilsin ki -sevgili Hrant Dink’in dediği gibi- bir güvercin ürkekliğinde yürüsek de bu topraklarda, geriye dönüp baktığımızda arkamızda bize sahip çıkan insanların, halkların olduğunu bilerek bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Onları unutmayacağız, unutturmayacağız, unutursak yüreğimiz kurusun” dedi.
Anıtın önüne karanfiller bırakılmasının ardından anma son buldu.