Amed’den seslendiler: Çözümün yolu İmralı’dır

Amed'de ‘Özgürlük Mitingi’ için bir araya gelen yüz binler özgürlük istediklerini belirterek, çözümün yolunun İmralı’dan geçtiğini belirtti.

Amed- Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılarak, fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun demokratik çözümü talebiyle bugün Amed’de yapılması planlanan mitingin yasaklanması direnişle karşılık buldu.

Polisler tarafından engellenen binlerce kişi, dört bir yandan Amed'e yürüyüş başlattı. Kitle kentin çeşitli noktalarında bir araya gelirken Ofis Semti, Sûr ve Rezan ilçelerinin tüm noktalarında yürüyüş ve protesto eylemleri başladı. Sık sık "Bijî Serok Apo", "Direne direne kazanacağız" ve "Bijî berxwedana İmralı" sloganları atıldı.

‘Tüm sorunlar Kürt sorunundan kaynaklanıyor’

Kitleye seslenen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürt sorununun çözümü için İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde mutlak tecrit altında tutulan Abdullah Öcalan'a işaret etti ve tüm sorunların Kürt sorunundan kaynaklandığını dile getirdi. Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Bu kadar zaman geçti, iktidarlar değişti, Kürt sorununa dair projesi olan cesaretli iktidarlar olmadı. 9 Ekim uluslararası komplo da iki sistem savaşıydı. Başta Kürt halkının özgürlüğü olmak üzere Ortadoğu’daki bütün halkların özgür eşit yaşamını hedefleyen demokratik Ortadoğu projesiydi. Diğer proje hegemonik güçlerin önderliğini yaptığı Büyük Ortadoğu Projesi'ydi. 9 Ekim komplosu bu iki sistemin çatışmasıydı. Sistem kendisine alternatif üreten, demokratik Ortadoğu sistemini ve onun öncüsünü Ortadoğu’dan çıkararak, bugün yaşadığımız savaşların insanlığa yaşatmaya devam ediyor. Bu Kürt sorunu nedir? Her zaman söylüyoruz, anlayan var anlamayan var. Dinleyen var, dinlemeyen var. Kürt sorunu, Kürtlerin anavatanının parçalanarak, inkar edilmesi, toplumun gerçekliklerinin en derinden bölünerek, kendileri olmaktan çıkarılmasıdır” şeklinde konuştu. 

‘Özgürlük paradigmasından korkmayın’

Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Kürt sorunu, Kürtlerin özgür yaşamama sorunudur. Ulus olmaktan çıkarılma sorunudur” derken konuşmasına şu sözlerle devam etti:

“Bu tespit, Kürt halkının önderi Sayın Öcalan’ın tespitidir. Kürt sorunu, 'çözdük' deyip, inkar edilen sorundur. Herkes duysun; Kür sorunu bir güvenlik sorunu değildir, bir demokrasi sorunudur ve özgürlükler sorunudur. Statü sorunudur. Kim çözecek bu sorunu? Kim elini taşın altına koyacak? Kim bu yüzyıllık inkârın seyrini değiştirecek? Var mı adres. Halkımıza soruyorum. Kürt sorununu demokratik çözümünde muhatap kim? Korkmayın Sayın Öcalan’ın fikirlerinden, Sayın Öcalan’ın projesinden korkmayın. Ezilen halklara sunduğu özgürlük paradigmasından korkmayın.”

‘Kapılar açılmalı’

Çiğdem Kılıçgün Uçar, bugün Amed’de ortaya konulan iradenin güçlü bir mesaj verdiğini söyleyerek “Kaldırın bütün engellemeleri, tarihi bir sorumluluk alın. Önce Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayın, sonra bu çözümde rol alın. Yüzyıldır bu toplumu ‘terör’ kavramıyla kandırıyorsunuz. ‘Terör’ dediğiniz şey Kürt halkının değerleridir. Kürdistan’ın her yerinde, batıda insanlar yollarda, ayakta sözünü söylüyor. Niye? ‘İnsanlar ölmesin’ diye, ülke krize boğulmasın diye. Yan yana oturup konuşabilelim. Görünmeyen yerden bize mikrofonlardan bağırmayın diye. Bu halkın iradesine artık kulak verin diye. Bu kadar görmüyorum, duymuyorum, bilmiyorum zihniyeti bitirdi ülkeyi. Yeni bir anayasadan bahsediyorsunuz. İç barıştan bahsediyorsunuz, toplumsal barıştan bahsediyorsunuz. Neyin üzerine kuracaksınız? İnkârın üzerine mi? Tecridin üzerine mi? Yokluğun üzerine mi kuracaksınız? Artık kapılar açılmalı, fikirler konuşulmalı” dedi.

‘Öcalan güçlü bir fırsat’

 Çiğdem Kılıçgün Uçar, şunları dile getirdi:

“Barış erdemdir, yüzleşmek erdemdir. Tecrit uyguladığınız İmralı’da hangi hukuku uyguladığınızı açıklayın bu topluma. İmralı’da uygulanan hukuk, Türkiye iç hukuku değil, evrensel hukuk değil, korsan bir hukuktur. Devlet, İmralı’da korsan bir hukuk işletiyor. Barış olmasın, çözüm olmasın diye. Sayın Öcalan, bu ülke için güçlü bir fırsat. Bu fırsatı değerlendirmeye davet ediyoruz. Sözümüz Türkiye’de yaşayan bütün gazetecilere, sözümüz aydınlara, sözümüz akademisyenlere, sözümüz Türkiye halklarına; barışla ilgile ve demokratik çözümle ilgili kalem oynatın, söz söyleyin. Dünü kaçırdık, ama dünü kaybetmedik. Bugün bizim, yarın da bizim. O yüzden bütün herkesi Sayın Öcalan tecridine karşı durmaya, demokratik bir Türkiye ve Kürt sorunun demokratik çözümü için sorumluluk almaya davet ediyorum. Bu ülkenin demokratik hale gelmesi, Kürt halkının ve Türkiye halklarının özgür olmasının yolu da İmralı’dan, Sayın Öcalan’dan geçiyor. Bunu siz de biliyorsunuz, bunun için mücadele ettik, etmeye devam edeceğiz. Kürt halkı özgür olacak, Türkiye demokratik bir ülke olacak."

‘Özgürlük umudunu diri tutanlara selam olsun’

Binlere seslenen Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca da "Bu mücadele sayesinde bizler İmralı'da 2019 yılında Sayın Abdullah Öcalan ile görüşmeler gerçekleştirdik. Özgürlük umudunu yüceltiyor ve büyütüyor. Özgürlük umudunu diri tutanlara selam olsun. Hatırlarsınız; Türkiye ve bölgede toplumsal sorunların çözümünde, akılcı barış ve demokratik siyasi müzakere sözlerini ifade etmiştir. Bizler bu görüşmelerde Sayın Öcalan'ın demokratik pozisyonunu koruduğunu, gelecek için kendine güvendiğini, toplumsal barışın inşası için büyük bir heyecan içinde olduğunu gördük. O zaman bu tarihi tespitler ve uyarlarılardı bulunduk” şeklinde konuştu.

‘İmralı kapılarını açın’

Abdullah Öcalan ile yapılan son görüşmeyi anlatan Rezan Sarıca, Abdullah Öcalan'ın son görüşmedeki sarf ettiği, "Kürtlere yer açmaya çalışıyorum gelin Kürt sorununu çözelim. Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım. Ancak devlet de, devlet aklının gereğini yapmalıdır" sözlerini hatırlattı ve devam etti:

“Sayın Öcalan'ın bu tespitlerinin en derece haklı olduğunu deneyimledik. Sayın Öcalan, herkesi uyarmak için canla başla mücadele ederken, Lübnan, Rojava bu denli savaş, kutuplaştırma ve çatışma dönemine girmemişti. O zamandan bu yana, savaştan beklenen erkeklik kültürü daha fazla saldırdı. O dönem herkesin dar, dönemsel ve siyasal hesaplara hapsolduğu ortada iken Sayın Öcalan, çözümü önermiştir. Bunu İmralı'da eşi ve benzeri olmayan İmralı tecrit koşullarında yapmıştır. Kürtsüz Türk, Türk'süz Kürt'ün var olmayacağı uyarısında bulunmuştur. Kürtlerin büyümesiyle Türklerin büyümesinin paralele olacağını ifade etmiştir. Ortadoğu'da barış içinde halkların yaşayacağını belirtmiştir. 'Bir hafta içinde olası çatışma ve savaş ihtimalini ortadan kaldırırım. Bunun için kendime güveniyorum ancak devlet aklı da gereğini yerine getirmelidir' dedi. Kürt halkının uzattığı el havada bırakılmıştır. Eskisi gibi siyasal yaklaşımlar ve hesaplar varsa, Kürtlerin varlığının inkarı örtülü bir şekilde ya da farklı sürdürülecekse bundan vazgeçilmeli, stratejik barış projelerine geçilmelidir. Bugünden geriye baktığımızda da tarihi açıklama, tespit ve öngörüler bize bir gerçeği açıklıyor. Sayın Öcalan'ın duruşu toplumun yaşamasını öngörüyor. Bugün diyeceklerim en temel ihtiyaç konumundadır. İşkenceyi kaldırın, İmralı kapılarını açın. Sayın Öcalan'ın demokratik çalışacağı ortamı yaratın."

 Vekiller oturma eylemi yapıyor

Öte yandan Amed'in Rezan (Bağlar) ilçesinden kitleyle birlikte harekete geçen DEM Parti milletvekilleri, polis tarafından engellendi. Polisin Cemiloğlu Caddesi'nde ablukaya aldığı DEM Parti milletvekilleri ve kitleye, çıkışlara izin verileceği söylenmesine rağmen saatlerce izin verilmedi. Bunun üzerine DEM Partili vekiller, araçlarını yola çekerek, oturma eylemi yaptı. Yolu trafiğe kapatan vekillerin eylemi sürüyor.