AKP anayasa değişikliği ile ne yapmak istiyor?
AKP’nin “Başörtüsüne anayasal güvence ve ailenin korunması” gerekçesiyle hazırlanan anayasa değişikliği önerisi Meclis’te. Peki bu teklifin satır aralarında neler var ve ne, nasıl gizleniyor? Teklif hangi tehlikeleri doğuruyor?

SARYA DENİZ
Haber Merkezi – Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) ‘‘Başörtüsüne anayasal güvence ve ailenin korunması” gerekçesiyle hazırladığı anayasa değişikliği önerisi 336 vekilin imzasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Başkanlığı’na sunuldu. Anayasa değişikliği önerisini AKP, ittifak ortakları Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve tek milletvekili bulunan Büyük Birlik Partisi (BBP) vekilleri imzaladı.
AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin tarafından sunulan değişiklik önerisi aslında aynı zamanda AKP’nin bunu kendi siyasetlerinin bir parçası olarak değerlendirdiğini de ortaya koymuş oldu. Kadınların kılık kıyafetlerini siyasetin merkezi haline getiren AKP-MHP-BBP teklifi, ülkede bitmek bilmeyen ayrımcılığı daha da körüklüyor. Teklif sadece kadınların giyimlerini değil adeta Anayasada yer almayacak detaylara da yer veriyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 3 Ekim'de bir video tweet yayımlayarak başörtüsü tartışmalarını ortadan kaldırmak için yasa teklifi vereceklerini açıklamıştı. Teklif, 4 Ekim’de TBMM Başkanlığı’na sunulmuştu. Aslında her şey CHP’nin bu hamlesi ile başladı. Anayasanın din ve vicdan hürriyetini düzenleyen 24. maddesi, aile ve çocuğun korunmasına ilişkin 41. maddesinde değişiklik öngören AKP’nin teklifinde; kamu ve özel sektör dahil hayatın hiçbir alanında, dini inancı nedeniyle başörtüsü veya kıyafeti nedeniyle hiçbir kadının ayrımcılığa tabii tutulamayacağı ifade ediliyor.
Peki ilk bakışta normal görülen kanun teklifinin satır aralarında kadınlar için neler var? “Dini inancı sebebiyle başını örten ve kıyafet tercihinde bulunan kadınların; yasal ve idari düzenlemeler veya fiili uygulamalarla insan onuruyla bağdaşmayan, anayasaya aykırı, ayrımcı ve çağ dışı uygulamalara bir daha maruz bırakılmamaları amacıyla anayasal güvence getirilmektedir” sözleriyle gerekçelendirilen kanun teklifi neler ifade ediyor?
Aile düzenlemesi
Teklifte Anayasa’nın 41. maddesindeki ailenin korunmasına ilişkin değişiklik gerekçesinde “Türk devletinin güçlü olmasının” ancak “güçlü aile” ile mümkün olacağı vurgulanıyor. Genel gerekçede, “Türk toplumunun temeli olan aile yapısını korumak ve aileye yönelik her türlü tehlike, tehdit, saldırı, çürüme ve sapkınlığa karşı tedbir almak devletin asli görevidir” denilirken, madde gerekçesinde de düzenlemenin amacı ifade ediliyor.
Gerekçe de “Maddeyle yalnızca kadın ve erkek olmak üzere iki farklı cinsiyetten bireylerin birbiriyle evlenerek evlilik birlikteliğini oluşturabileceği açıkça düzenlenmekle, bunun dışındaki hiçbir birlikteliğin evlilik birliği olarak kabul edilmeyeceği ve evlilik birliğinin eşler arasında yani kadın ve erkek arasında eşitliğe dayandığı kabul edilmiş olmaktadır” deniliyor.
Kadınlar ne diyor?
Eşitlik için Kadın Platformu teklifin sunulmasının hemen ardından açıklama yaparak düzenlemelerin aslında kadınlar ve toplum için taşıdığı anlamı paylaştı. Kadınlar, aile maddesinde (m.41) yapılmak istenen değişiklik ile, LGBTİ+ varoluşu yok sayma, onlara karşı yaratılan ve tırmandırılan düşmanlığı kalıcı hale getirme ve halkın bir kesimini göz göre göre şiddet ve ayrımcılıkla örülü bir hayata mahkum etme girişimi olarak görüyor. Öte yandan bu değişiklik özellikle çocuk istismarının evlilik adı altında sümen altı edildiği bir toplumda samimiyetsiz bulunuyor.
Boşanmalar zorlaşabilir
41’inci maddede dikkatle üzerinde durulması gereken noktalardan biri de “çok eşlilik” meselesi. Kadınlar “kadın ve erkek” şeklindeki evlilik tanımının erkek çok eşliliğin önünü açma potansiyeli taşındığı konusunda uyarıyor. Zira değişiklik önümüzdeki süreçte Medeni Yasa’nın, resmi nikah ile ilgili hükümlerinin lağvedilmesi riskini de barındırıyor. Öte yandan çocuğu ile yalnız yaşayan kadın ya da erkeğin “aile sayılmaması” yine ileride boşanmaları zorlaştıracağı gibi kadınların da şiddete mahkum edilmesi anlamını taşıyor.
24’üncü madde de ne deniyor?
Teklifin Anayasa’nın 24. maddesine iki fıkra eklenmesini içeren düzenlemeyle, kadınların başı açık veya örtülü olması nedeniyle temel haklarını kullanmasının önüne geçilemeyeceği öngörülüyor. İkinci fıkrayla “dini inancı” nedeniyle kadınların başını örtmesi veya kıyafetinden dolayı hayatın hiçbir alanında engellenemeyeceği öngörülüyor. Öte yandan üniforma giymek zorunda olan kadınların da dini inancı gereği başını örtmesi veya kıyafet tercihinin engellenemeyeceği yer alıyor.
Her türlü keyfiliğe kapı aralanıyor
Bu düzenlemede de özellikle “hiçbir kadın tercih ettiği kıyafetinden dolayı...” ifadesi geniş ve riskli bir tanımlama olarak değerlendiriliyor. Bu durum yetişkin kadınlar için kimlik tespiti sorunları yaratacak, ‘‘peçeden burkaya her türlü kıyafetin her alanda serbestliği’‘ şeklinde bir uygulamaya yol açabilir. Farklı inançlara göre giyinmenin söz konusu olması halindeyse bu durumun toplum tarafından nasıl karşılanacağı da muamma. Öte yandan "alınan hizmetin gereği olan kıyafet" ibaresi hizmet verirken de, alırken de dini gerekçelerle tamamen keyfi ve denetimsiz bir alan yaratabilir.
‘Evet’ demek hukuka saygısızlığı onaylamaktır’
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) açıklamasında “Kadınların yaşamlarını doğrudan ilgilendiren bir konuda değişikliğe gidilirken hiçbir kadın örgütünün görüşü alınmamıştır. Görüş alınması bir yana kadın ve LGBTI+ örgütler susturulmaya çalışılmaktadır. Esas öznelerini dışarda bırakarak hazırlanmış olması bile teklifi müzakere etmeyi reddetmek için tek başına yeterli bir sebeptir” dedi. Kadınlar teklife “evet” demenin anayasayı defalarca ayakları altına alan iktidarın hukuka saygısızlığını onaylamak anlamına geldiğini düşünüyor.
Ne olur?
Anayasa teklifinin Meclis'te kabul edilebilmesi için 400 milletvekilinin; referanduma götürülebilmesi içinse 360 milletvekilinin oyu gerekiyor. Muhalefet partilerinin, AKP’nin seçimlerde avantaj sağlamak için “üç sandık koyacağı” ve başörtüsü konusunu seçim malzemesi yapabileceği gerekçesiyle referandum koşulu doğuracak bir tutum içinde olmama taktiği izlemesi bekleniyor. Muhalefetin konu ile ilgili henüz net tavrı açıklanmadı. AKP’nin değişiklik teklifini Meclis’teki görüşme sürecini, referandum olasılığına karşı “üç sandık” koyabilmek için seçim takvimine göre belirlemeyi planladığı belirtiliyor. Bütçe görüşmelerinin ardından teklif komisyonda görüşülebilir. Referandum olasılığı halinde ise Meclis gündemine hemen alınmaz, seçim takvimi işlemeye başladıktan sonra Genel Kurul’a getirilebilir.
Teklif tartışması nasıl neden başladı?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , bir video tweet yayımlayarak başörtüsü tartışmalarını ortadan kaldırmak için yasa teklifi vereceklerini açıkladı. Bu açıklamanın hemen ardından 4 Ekim’de Meclis Başkanlığı’na teklif sunuldu. Toplam 3 maddelik kanun teklifinin birinci maddesinde şu hüküm yer aldı:
“Kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile üst kuruluşlarına bağlı olarak bir mesleği icra eden kadınlar, yürüttükleri mesleğin icrası kapsamında giyilmesi gerekli cübbe, önlük, üniforma vb. dışında kıyafet giymek ya da giymemek gibi temel hak ve özgürlükleri ihlal edecek biçimde herhangi bir zorlamaya tabi tutulamaz.”
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açıklamanın ardından 5 Ekim'de AKP Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada "Gelin başörtüsü konusunda çözümü yasa değil Anayasa düzeyinde sağlayalım" dedi.