Afgan kadınlar göç ettikleri İran’da zor şartlarda yaşıyor

Taliban’ın ülke yönetimini ele geçirmesiyle dünyanın birçok ülkesine göç eden Afgan göçmenler, sığındıkları İran’da da zor şartlar altında yaşıyor. Yerinden edilenlerden Shaqiqa Badli, kıyafet satarak ayakta durmaya çalışıyor.

ŞABNAM TAVAKOLİ

Tahran- Afganistan’da Ağustos 2021'de ülke yönetimini ele geçiren Taliban, özellikle kadınlara yönelik ihlalleriyle biliniyor. Halka ve kadınlara yönelik zulüm uygulayan Taliban’ın, Afganistan’daki ilk icraatı da kadınlara dair tüm kazanımları yok etmek oldu. Kadınlar eğitimden toplumsal yaşama, sanattan siyasete, sağlıktan çalışma yaşamına tüm alanlardan uzaklaştırıldı. Taliban yönetimi altında yaşamak istemeyen binlerce Afganistanlı düştükleri göç yollarında da yoksulluk, ırkçılık, şiddet, taciz gibi birçok sorunla karşı karşıya kaldı. Taliban’ın gelişiyle sivil toplum örgütleri işlevsiz bırakılırken, kadın karşıtı yasalarda devreye girdi.

Taliban’dan önceki 20 yılda da Afgan halkı özellikle ekonomik zorluklar, kuraklık gibi çevresel faktörler, iyi yaşam koşullarına sahip olmadıkları için zorlu bir yaşam sürüyordu. Ancak Taliban’ın gelişi halkın acılarını ikiye katladı.  Afganistan dünyanın en yoksul ülkeleri arasında yer alıyor. Bu faktörler Afgan halkının İran ve Pakistan sınırlarına gelmesine neden oldu.

Kentlerdeki gerilim daha da büyüdü

Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin istatistiklerine göre İran'da yaklaşık dört buçuk milyon Afgan mülteci yaşıyor. İran'ın birçok şehrinde göçmenlerin yaşaması yasaklandı. Afgan göçmenler daha çok Tahran, İsfahan ve Meşhed gibi büyük şehirlerin kenar mahallelerine yerleşti. Kötü ekonomik koşullar altında yaşayan bu bölgelerin yerli halkı arasında yaratılan gerilim, göçmenlerle birlikte daha da şiddetlendi. Afgan göçmenlerin çoğu İran'da işçi olarak çalışıyor ve işgücü daha ucuz olduğundan dünyadaki çoğu göçmen gibi emeklerini satmak zorunda kalıyorlar.

Shafiqa Badli zorlu hayatını anlatıyor

Shafiqa Badli 60 yaşında yaşama tutunmaya çalışıyor. Metro istasyonunda kıyafet satan Shafiqa Badli, eşini Sovyetler Birliği ile yapılan savaşta kaybetmiş. Shafiqa Badli,  “Oğlum iki yaşındaydı ve kızıma hamileydim. O sıralar Sovyetler Birliği ile yapılan savaşta eşim öldürüldü. Oğlumu ve kızımı tek başıma büyüttüm. Oğlumu evlendirdim ve iki çocuğu oldu. Hükümet yanlısı güçler oğlumu öldürdüler. Çocukları henüz dört ve beş yaşlarındaydı. Başka bir torunum da motosiklet kazası geçirdi. Kaburgasını ve bacağını kırdı. Bacağına platin takıldı ve şu an evde” diyerek, yaşadığı zorlu hayata dikkat çekiyor.

Taliban oğlunu öldürdü

Taliban’ın ülke yönetimini ele geçirmesiyle birlikte büyük bir korku yaşadıklarını söyleyen Shafiqa Badli, sözlerine şöyle devam ediyor:

“Taliban geldiğinde insanları ve kızları öldürmeye başladılar, ben oradaki insanların ev işlerini yapıyordum. Taliban gelip oğlumu öldürüldükten sonra Afganistan'ı terk etmek zorunda kaldık. İran'da ben metroda çalışıyorum, insanlar ‘kendi ülkene git orada çalış’ diyor ve bize kaba sözlerle küfrediyor. İran'da durumumuz kötü. Metroda kıyafet satmak istediğimde benden kart okuyucu istiyorlar. Ben Afganım, almıyorlar ve kıyafetlerim elimde kalıyor.”

‘Gidecek hiçbir yerimiz yok’

Metroda kıyafet satışı yaptığı sırada metroda maruz kaldığı bir duruma da dikkat çeken Shafiqa Badli, “Bir gün 5 yaşındaki torunumu yanımda metroya getirdim. İranlı bir kadının yanına oturdu ve bu kadın torunumu dövmeye başladı. Ben de karşı çıktım ve bu çocuğun babası Taliban şehidi dedim.  Kadın beni de dövmeye başladı. Satışını yapacağım kıyafetleri alıp metro raylarına fırlattı. Metro görevlileri gelip raylardaki eşyalarımı topladılar. Çok zor bir hayatımız var, keşke gelip evimizin durumuna baksanız. Gidecek hiçbir yerimiz yok. İran'da kötü bir hayat yaşasak da en azından bir parça ekmek bulup acı bir çay içebiliyoruz” diyor.