Açlık Grevleri İzleme Koordinasyonu’ndan rapor!
Açlık Grevleri İzleme Koordinasyonu açıkladığı raporda, “Başta Adalet Bakanlığı’nı olmak üzere ulusal ve uluslararası hukuk ve insan hakları kurumlarını bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz” dedi.
Amed- Diyarbakır Açlık Grevleri İzleme Koordinasyonu, tutsakların açlık grevi eylemine dair hazırladığı raporu İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi’nde açıkladı. Açıklamaya yakınları açlık grevinde olan çok sayıda tutsak yakını, İHD yöneticileri ve koordinasyon bileşenleri katıldı. Açıklamayı İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonu Eşsözcüsü Yusuf Erdoğan okudu.
Zamana yayılmış işkence
Yusuf Erdoğan, Türkiye’deki cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin sonlandırılması gerektiğini belirterek, ağırlaştırılan tecride dikkat çekti. Yusuf Erdoğan, “Kürt meselesine demokratik çözüm talebiyle hapishanelerdeki mahpuslar tarafından 27 Kasım 2023 tarihinde kamuoyuna duyurulan süreli-dönüşümlü açlık grevi eylemi bugün itibari ile 86’ncı gününde Türkiye’deki çok sayıda hapishanede devam etmektedir. Açlık grevlerinin sonlanması için siyasal iktidar ve yetkili kurumlar tarafından bugüne kadar olumlu bir adım atılmamıştır. Mahpusların başta yaşam ve sağlık hakları olmak üzere tüm hakları devletin sorumluluğundadır. Açlık grevlerinin herhangi bir aşamasında hapishane kurumlarının olası şeker, tuz ve vitamin yasağı; yaşam hakkı bağlamında zamana yayılmış işkence ve kötü muamele olarak ele alınabilecek bir tutumdur. Açlık grevine başlayan mahpuslara yaşamın devam etmesi için en az alınması gereken 5 büyük su bardağı su/sıvı, 2 çay kaşığı (2 gram) tuz, 5 yemek kaşığı şeker, 1 tatlı kaşığı karbonat ile 500 miligram B1 vitamini içeren kompleks B vitamini preparatları sağlanmalıdır” dedi.
‘Temel haklar esas alınmalı’
Siyasal iktidarın açlık grevlerinde ölümler yaşanmadan gerekli tedbirleri alması gerektiğine değinen Yusuf Erdoğan, “Taleplere konu ihlallerin giderimi konusunda da harekete geçmelidir. Soruna temel hak ve özgürlüklerin esas alınarak yaklaşılmalı ve taleplerin bu doğrultuda değerlendirilerek çözüme kavuşturulmalıdır. Başta Adalet Bakanlığını olmak üzere ulusal ve uluslararası hukuk ve insan hakları kurumlarını bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz” sözlerine yer verdi.
Koordinasyon ardından Amed, Xerpet (Elazığ), Meletî (Malatya), Erzingan (Erzincan) ve Erzirom (Erzurum) illerinde bulunan cezaevlerine yapılan düzenli ziyaretler neticesinde elde edilen gözlem ve verilerle hazırlanan raporu paylaştı.
Raporda Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu, Diyarbakır 2 nolu Yüksek Güvenlikli İnfaz Kurumu, Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Erzincan Kadın Kapalı İnfaz Kurumu, Erzincan T ve L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Elazığ 2 nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Elazığ 1 nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Akçadağ T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, Erzurum Dumlu 1 nolu Ceza İnfaz Kurumu, Erzurum Dumlu 2 nolu Ceza İnfaz Kurumu, Erzurum Oltu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda yapılan görüşmelere dair şu bilgiler aktarıldı:
“* Bulundukları hapishanede 27 Kasım 2023 tarihinden beri açlık grevinin devam ettiği
* İaşelerin verildiği ancak yetersiz olduğu,
* Sağlık kontrollerinin sağlık personeli tarafından yapıldığını, henüz hekim kontrolü olmadığını, kontroller için personelin odaya geldiğini,
* Hastane randevuları çok geç geç verildiği ve sevklerin geciktirildiği,
* Greve giren bazı hasta mahpusların sağlık sorunları yaşadığı ve hastane sevklerinin geciktirildiği,
* Bulundukları hapishanede kitap ve dergi sınırlamasının bulunduğu, talep ettikleri gazetelerin taraflarına verilmediği,
* Sosyal aktivitelerinin salgından bu yana kısıtlandığı ve halen birçok sosyal aktivite haklarından yararlandırılmadıkları,
* Tuz, şeker, karbonat, limon ayrı olarak ve 2 adet küçük kutu meyve suyu verildiğini, vitamin verilmediğini,
* Sağlık kontrollerinin sağlık personeli tarafından yapıldığını, henüz hekim kontrolü olmadığını, kontroller için personelin odaya geldiğini,
* İhtiyaç duyulduğu zaman doktora ulaşılamadığını,
* Nabız, tansiyon, kilo, günlük ateş takibi yapılıyor ancak hiç kan tahlili yapılmadığını,
* Greve başladığı günün ertesi günü kendilerine greve girdikleri gerekçesiyle disiplin soruşturması açıldığını,
* Greve başladıkları ilk günde kurum müdürü tarafından odaya çağrıldıklarını, greve devam edip etmeyeceklerinin sorulduğu,
* Görüşlerde görüşçülere fotoğraf verilmesine izin verilmediği, Posta yoluyla gönderilmesi gerektiği şeklinde dayatmaların yapıldığı,
* Hastaneye götürülmek için kurumdan çıkarılan mahpuslara çıplak arama dayatıldığı, kabul etmezse kurumun verdiği elbiseleri giymelerinin istendiği, bu da kabul edilmezse cezaevinden çıkışının engellendiği,
* Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının infazı kapsamında tekli hücrede kalan mahpusların sürekli olarak havalandırma saatlerinin değiştiği, buna tepki verince de sosyal faaliyetlerden men cezası şeklinde disiplin cezalarının verildiği,
* Grev süresince, personellerin rahatsızlık verici üslupları olduğunu, İlk iki gün hapishane idaresinin mahpuslara hiçbir şey vermediğini, kendilerinin talep ettiği, karışık aromalı meyve suyu verildiği, suyun kendilerince aldığını, vitaminin verilmediğini,
* Grev süresinin bitiminden sonra bir kısım mahpusun hastaneye çıkarıldığını, demir kelepçe takıldığını ve fazlaca sıkı bir şekilde olduğunun personele belirtilmesine karşın çıkarılmadığı veya gevşetilmediği ve hatta sözlü tartışmanın yaşandığı,
* Grevden sonra verilen yemeklerin çok kötü olduğu, haşlanmış katı patates ve pirinç lapası verildiği, mahpusların kendi imkanları ile çorba yapabildikleri, revirdeki doktora rahatsızlıkların iletildiği ancak sevklerin sağlanmadığı belirtilmiştir.
* Şu an ikişer kişi olacak şekilde mahpusların eyleme devam ettiklerini, yine iki mahpusların ayrı odaya alındıklarını, iki kişinin birbirlerine refakat ettiğini,
* Kantin alışverişi yapılmasına izin verilmediğini, sadece su alınabildiğini,
* Sağlık kontrollerinin sağlık personeli değil revirde görevlendirilen vardiya personeli tarafından yapıldığını, henüz hekim kontrolü olmadığını, İhtiyaç duyulduğu zaman doktora ulaşılamadığını, askerin tacize varan arama yapmasından ötürü hastaneye çıkılamadığını,
* Greve giren mahpusların tekli odalara alındıklarını, alındıkları hücrelerin kirli olduğunu, temizliğin mahpus tarafından yapıldığını, günde sadece bir saat havalandırmaya çıkılmasına izin verildiğini,
* Mektuplarının engellendiğini, örgütsel haberleşmeyi sağladığı gerekçesiyle mektuplarına el konulduğunu, verdikleri dilekçelere işlem yapılmadığını, sürüncemede bırakıldığını,
* Ağırlaştırılmış müebbet cezası alan mahpusların sürekli olarak odalarının değiştirildiği,
* Oda değişikliği taleplerinin idare tarafından gerekçesiz reddedildiği,
* Kitap sınırlamasının sürdüğü ve belli bir kota ile kitapların verildiği,
* Bulundukları hapishanede birçok mahpusun idare gözlem kurulu kararları ile infazlarının uzatıldığı/yakıldığı, bazı mahpuslarının infaz uzatma kararlarının birden çok defa alındığı,
* İçerikleri birbirinden farklı olan mahpusların yan yana odalarda barındırıldığı,
* Grev dolayısıyla greve giren mahpuslara disiplin cezaları (1 ay etkinlikten yoksun bırakma) verildiğini aktarmışlardır.”
Öneriler ve tespitler
Raporun sonunda tespitler ve öneriler ise şöyle sıralandı:
“* Kişiler, açlık grevine başladıkları andan itibaren, müdahalesini kabul ettikleri hekim gözetiminde tutulmalı ve kendi sağlık durumları hakkında her gün hekimleri tarafından bilgilendirilmelidirler.
* Açlık grevi sırasında, açlık grevi yapanların başka koşullardan kaynaklanan sağlık riskleri ortadan kaldırılmalıdır. Kullanılan malzemelerin temizliği ve sağlığa uygunluğu sağlanmalıdır. Bu kişilerin ılık ve nemli bir ortamda, fazla fiziksel aktiviteye maruz bırakılmaksızın bulunmaları sağlanmalıdır. Açlık grevi yapanların günlük olarak minimum 5 büyük bardağı su, 2 çay kaşığı tuz, yemek kaşığı şeker, 1 tatlı kaşığı karbonat ve B1 vitamin alması sağlanmalıdır.
* Hapishane idaresince, açlık grevindeki mahpuslara ilişkin tekli oda uygulamasından vazgeçilmeli, refakatçi bulundurulmasına imkân sağlanmalıdır. Açlık grevi eylemcilerine refakat eden, bakımlarını sağlayanlara gerekli bilgi ve olanaklar sağlanmalıdır.
* Açlık grevinin kişinin kendi iradesiyle sonlandırıldığı, tedavi ve beslenmeye geçiş aşamasında, TTB’nin daha önceki açlık grevlerine katılmış olanların beslenmeye geçiş, eksikleri yerine koyma ve ortaya çıkan hastalık ve rahatsızlıkların tedavileri üzerine yapılmış olan araştırmalara bağlı olarak hazırladığı ‘Açlık Grevi Yapmış Hastada Tedavi Bakım Protokolü’ uygulanmalıdır.
* Açlık grevi bittikten sonra yerine koyma ve beslenmeye geçiş aşamasında, ihtiyaç duyulabilecek hekim ve sağlık çalışanı daha önceden belirlenmeli, bu kişilere tedavi ile ilgili gerekli bilgiler verilmelidir.
* Hapishanelerde mahpusların haklarını kısıtlayıcı ve ihlal edici uygulamalardan vazgeçilmelidir.”