Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit Meclis gündeminde

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve onun üzerinden şekillenen ağır tecride ilişkin önerge veren Yeşil Sol Parti Hakkari Milletvekili Öznur Bartın, Meclis araştırması açılmasını istedi.

Haber Merkezi- Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Hakkari Milletvekili Öznur Bartın, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik geliştirilen tecrit, aile ve avukat görüş yasağını Meclis gündemine taşıyarak, araştırma önergesi verdi.

Önergede Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatları ile en son 7 Ağustos 2019 tarihinde görüştüğü, kardeşi Mehmet Öcalan ile en son 25 Mart 2021 tarihinde “kesintili” bir telefon görüşmesi yaptığı hatırlatıldı. Önergede şu ifadeler yer aldı:

“İmralı Ada Cezaevi’nde sistematik bir şekilde sürdürülen ve mutlak tecrit olarak tanımlanan bu hukuksuzluklar nedeniyle Sayın Öcalan ile 4 yıldır avukat ziyareti gerçekleştirilememektedir. Ayrıca kanunda yeri olmadığı halde 2011 yılına kadar Öcalan’ın avukatlarıyla görüşme hakkı, haftada bir gün bir saat ile sınırlı tutulmuş; bu sınırlandırmaya rağmen ‘hava muhalefeti’, ‘koster arızası’ gibi gerekçelerle sürekli bir biçimde engellenmiştir. Sayın Öcalan ile 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana geçen sürede ise sadece 2 Mayıs ve 7 Ağustos 2019 tarihleri arasında 5 avukat görüşmesi yapılabilmiştir. Bu beş görüşmenin sonuncusu 7 Ağustos 2019’da gerçekleşmiştir. Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş ise İmralı’ya getirildikleri 16-17 Mart 2015 tarihinden bu yana tek bir kez dahi avukatlarıyla görüşememiştir. Avukatlar tarafından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına ve İmralı Cezaevi İdaresine yaptıkları görüşme başvuruları ise yanıtsız bırakılmaktadır.”

CPT raporuna atıf

Araştırma önergesinde Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) 5 Ağustos’ta açıkladığı rapora da değinilirken “Ayrıca Öcalan ve diğer üç tutsağın avukatları, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesine mutlak iletişimsizlik halinin sona erdirilmesi amacıyla yaptıkları tedbir talepli başvuru kabul edilmiş ve 6 Eylül 2022 tarihli karar ile ‘Başvurucuların maruz kaldıkları incommunicado tutukluluk haline son verilmesi ve başvurucuların kendi seçecekleri bir avukatla derhal ve herhangi bir kısıtlama olmaksızın erişim sağlanması’ kararı hükümete bildirilmiştir. Ancak ne CPT’nin raporlarının gereği yerine getirilmiş ne de BM’nin kararları tanınmış, mutlak iletişimsizlik halini ortadan kaldıracak herhangi bir adım atılmamıştır. Sayın Öcalan’dan, 25 Mart 2021’de yapılan ve aniden kesilen telefon görüşmesinden sonra hiçbir biçimde haber alınamamıştır” denildi.

‘Tecridin son bulması hayati önem taşıyor’

İmralı’da 24 yıldır sürdürülen ve son 4 yıldır mutlak bir şekilde devrede tutulan tecrit sisteminin ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu gibi keyfi ve ayrımcı bir tutum olduğuna dikkat çekilen önergede “Kürt sorununda demokratik çözüm başta olmak üzere Türkiye ve Ortadoğu’da yaşanan tarihsel ve toplumsal diğer tüm sorunların, krizlerin, acıların son bulması ile bu topraklarda kalıcı bir barışın tesisi için İmralı Ada Cezaevi’nde Sayın Öcalan ve diğer 3 hükümlüye karşı uygulanan avukat ve aile görüş yasağı ile mutlak iletişimsizlik hali olan tecridin son bulması hayati bir önem taşımaktadır” ifadeleri yer aldı.

Araştırma önergesinin son kısmında “CPT raporları ve BM İnsan Hakları Komitesi’nin kararlarının bir gereği olarak da İmralı ada cezaevinde tutulan Sayın Öcalan ve diğer hükümlülere karşı uygulanan hukuksuzluklar ile mutlak bir şekilde sürdürülen tecridin araştırılması, son bulması ve hukukun sağlanması amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ediyoruz” ifadeleri yer aldı.