‘Şiddete karşı acil bir araya gelinmeli’

Hindistan’da bir kadın doktorun tecavüze maruz bırakılarak katledilmesi üzerine konuşan Mısırlı kadınlar, faillerin korunduğuna dikkat çekerken acil önlem çağrısı yaptı.

ASMAA FATHI

Kahire- Hindistan’ın Batı Bengal eyaletinin Kalküta kentinde 9 Ağustos’ta 31 yaşındaki stajyer kadın doktorun çalıştığı hastanenin seminer odasında tecavüze maruz bırakılarak katledilmesi, Hindistan genelinde büyük tepki çekti ve protesto eylemlerine yol açtı. 16 Ağustos gecesi yüz binlerce kadın, Kürtçe ve Hintçe "Jin, jiyan, azadî" yazılı pankartlarla sokaklara döküldü. Yeni Kadın Vakfı'nda yöneticisi Lamia Lutfi, konuyla ilgili ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.

‘Kadınlar şiddetin birçok türüne maruz kalıyor’

Hindistan’da kadına yönelik şiddetin boyutunun çok büyük olduğunu belirten Lamia Lutfi, “Hindistan’da kadınlar sokakta, iş yerinde ve yaşamın birçok alanında şiddete maruz kalıyor. Son olarak bir kadın doktorun tecavüze maruz bırakılarak katledilmesiyle Hindistanlı kadınların protestolarına tanık olduk. Ülkede kadınları koruyan güvenlik araçları bulunmuyor ve bu konuda farkındalık yaratılması gerekiyor. Hindistan’daki kadın şiddeti bu ülkeyle sınırlı değil, Mısır ve birçok Arap ülkesinde yaşanan bir durum. Failler genellikle cezasızlıkla ödüllendiriliyor ve toplum tarafından da kınanmıyor. Toplum faili haklı çıkarırken, şiddete maruz bırakılan tarafı ise damgalıyor. Kadınlar bu anlamıyla şiddetin birçok türüne maruz kalıyorlar” diye belirtti. 

‘Sağlıkçılar güvence altına alınmalı’

Çalışma yaşamında kadınların koruma mekanizmalarına ihtiyaç duyduğunu kaydeden Lamia Lutfi, sözlerine şöyle devam etti: “Sağlıkçıların çalışma ortamları tamamen güvence altına alınmalı. Çalışma alanının yanı sıra işe gidiş gelişler ve ulaşım güvenliği de sağlanmalı. Hindistan’da bir kadın doktorun tecavüze uğraması ve katledilmesi oradaki ihlallerin boyutunu da ortaya koyuyor. Birkaç yıl önce de Mısır’da işyerinden evine giden bir hemşire tecavüz saldırısına maruz kaldı. Eşinin desteği çok dikkat çekiciydi. Çünkü bu tür durumlarda kadınlar genellikle damgalanır, yalnız bırakılır ve ailesi tarafından terk edilir. Ayrıca kanunların uygulanmaması nedeniyle de kadınlar haklarını arayamıyor veya adaletin sağlanması için uzun yıllar prosedürleri beklemek zorunda kalıyor. Birçok kadın ise teşhir edilme korkusuyla yargıya gitmiyor ve yaşananlar karşısında sessiz kalıyor.” 

‘Şiddete karşı herkes bir araya gelmeli’

Kadınların maruz kaldıkları ihlallerle başa çıkmaları için toplumun failleri kınaması gerektiğini söyleyen Lamia Lutfi,  ayrıca kadın haklarını destekleyen koruma organlarının olmasını ve yasalarla kadın haklarının savunulmasını istedi. Birleşik Şiddet Kanunu’nun çıkarılması için sivil toplumun özenli çalışması gerektiğinin altını çizen Lamia Lutfi, “Tasarı 6 yılı aşkın süredir yürürlükte ve henüz kabul edilmedi. İşyerinde kadınların korunması için politikalar olmalı, uluslararası anlaşmalar uygulanmalı, seminer, toplantılar yoluyla toplumsal farkındalık sağlanmalı, çeşitli medya platformlarına gidilmeli ve şiddete karşı herkesin bir araya gelmesi gerekiyor” önerilerinde bulundu.

‘Cezasızlık failleri cesaretlendiriyor’

Kadın aktivist Aya Abdel Hamid ise dünyanın her yerinde kadınlara şiddet uygulandığını ifade ederek, “Çünkü şiddet failleri cezasızlıkla ödüllendiriliyor. Bu durum failleri cesaretlendiriyor. Genellikle mağdur olan taraf suçlanıyor ve failler haklı çıkarılıyor. Hindistan’da yaşanan olay birçok Arap ve Avrupa ülkesinde de yaşanan bir durum. Erkek egemen sistem kadını baskı altına almaya çalışıyor ve kadınlar yaşamın birçok alanında şiddetin farklı biçimlerine maruz kalıyor. Yasalarla şiddete karşı çıkılmalı ve çalışma yaşamında koruma mekanizmaları hayata geçirilmelidir. Örneğin işyerlerinde kamera sistemleri ve şeffaf camlar olmalı. Uzun duvarlar ve koridorlar ihlallerin yaşanmasına neden oluyor” sözlerine yer verdi.

Acil müdahale çağrısı

Şiddete karşı hükümetlerin acil müdahalelerde bulunması çağrısında bulunan Aya Abdel Hamid, son olarak şöyle konuştu: “Faillere caydırıcı cezalar verilmeli, uluslararası anlaşmalar imzalanmalı, imzalanmışsa yerine getirilmeli. Eğitim müfredatlarında şiddete karşı farkındalık konuları yer almalı, iç mevzuat sistemi değiştirilmeli. Bu ve bunun gibi birçok araç var ve hayata geçirilmesi gerekiyor. Ayrıca sivil toplum örgütleri ile hükümet bir araya gelerek şiddete karşı çalışma yapmalı.”