‘Şengal ve Efrîn’e saldıranların isimleri farklı olsa da düşünceleri aynıdır’
Şengal'deki kadınlar, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların kendi yaşadıkları IŞİD soykırımı ile aynı olduğunu isimler farklı olsa da düşüncelerinin değişmediğini söyleyerek, Şengal halkı olarak, sonuna kadar Rojava’yı savunacaklarını belirttiler.
HÊVÎDAR ŞENGALÎ
Şengal – Türk devleti ve ona bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO) çeteleri, 27 Aralık’ta başlayan saldırılarla Halep ve 8 Aralık’ta Şam’ın HTŞ cihadist grubunun kontrolüne geçmesiyle Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi’ne yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Şehba ve Til-Rıfat’ta halk göç etmek zorunda kalırken, katledilme, tecavüz ve işkence haberleri de bölgeden gelmeye devam ediyor.
IŞİD’in soykırım saldırısına uğrayan Şengal'deki kadınlar, Rojava Kürdistanı'na yönelik geliştirilen saldırılara karşı ajansımıza konuşarak tepkilerini dile getirdi. Kadınlar, Efrîn ve Şengal halkının acılarının aynı olduğunu vurgulayarak, Rojava'daki kazanımların korunması ve garanti altına alınması için ellerinden geleni yapacaklarını belirttiler. Kadınlar, daha önce olduğu gibi, bu dönemde de birlik ve beraberlik ruhu ile Rojava Kürdistanı'na maddi ve manevi destek vereceklerini ifade ettiler.
‘Esas görevimiz Rojava halkına sahip çıkmaktır’
Êzidî Özgür Kadın Hareketi (TAJÊ) Diplomasi Üyesi Zozan Simo, Efrîn halkını en iyi hissedenlerin Şengal halkı olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: "Başımıza son gelen ferman, endişe verici ve acı verici bir duyguydu. Rojava olmak üzere özellikle Efrîn halkı ve Şehba halkımız aynı acıyı tekrar yaşadı. Bizlere ve Efrîn halkına saldıran kişilerin düşünceleri aynıydı. Şengal'de DAİŞ, Afrin'de ise Türk devleti ve ona bağlı çetelerdi. Bu kış koşullarında Efrîn halkı zorunlu olarak yerinden göç ettirildi. Ezidilerin ve Kürtlerin yok edilmesini istiyorlardı. Rojava’da gelişen saldırıların üzerinden neredeyse bir ay geçmesine rağmen, bölgede yaşayan halklar ciddi zorluklarla karşılaştı ve çok acı çekti. Büyük acılar yaşayan Ezidi halkının bugün esas görevi Rojava halkına sahip çıkmaktır."
‘Rojava bizim için en büyük güçtür’
Rojava halkının direnişini içtenlikle selamlayan Zozan Simo, Rojava halkının her zaman yanında duracaklarını ve bugün Ezidi halkının daha büyük bir soykırımdan kurtulmasının Rojava Kürdistan'ının kapılarının Şengal halkına açık olmasından kaynaklandığını söyledi. Zozan Sima, konuşmasına şöyle devam etti: "Bizlere kamplar kurdular, okullarını ve evlerinin kapılarını açtılar. Bizi ve çocuklarımızı ekmek ve su ile karşıladılar. Rojava halkı acılarımıza ortak oldu ve bugün bu acıya ortak olmak bizim görevimizdir. Rojava halkının direnişini selamlıyoruz. Rojava halkının bu kadar güçlü bir direniş sergilemesinin nedeni, Önder Apo'nun düşüncesidir. Gücümüzü ve irademizi de Rojava'nın direnişinden alıyoruz ve Rojava bizim için özgür yaşamın örneğidir."
‘Kalbimizle ve aklımızla Efrîn halkının yanındayız’
Şengal Şehit Aileleri Meclisi Üyesi Pakîze Celal, Efrîn halkının acıları ve yaşadıkları tüm zorlukların Şengal halkıyla aynı olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Şengal ve Efrîn halkının yaşadığı görüntüleri yan yana getirip karşılaştıralım, her ikisinde de halkın yaşadığı büyük acı tablo aynı. Her iki halkın da yaşadığı ferman acı vericidir. Yüzlerce kızımız kaçırıldı, toplu insan mezarları yaptılar, bizleri kayalardan aşağıya attılar, insanlığa sığmayan yaklaşım ve düşüncelerle bizlere büyük acılar yaşatıldı. Başımıza gelen ferman yaz ayında oldu ve insanlar sıcakta su bulamadıkları için susuzluktan boğulacak gibi oluyorlardı. Efrîn halkının başına gelenler ise Aralık ayında oldu ve hava soğudu. İnsanlar göç ettirildiler, susuz, aç ve soğukta yaşamaya maruz kaldılar. Bizler her ne kadar sıcak ortamda kalıyor olsak da düşüncelerimizle ve yüreğimizle Efrîn halkımızın yanındayız. Efrîn halkının durumlarını hep merak ediyoruz. Halkımız her zaman düşüncemizde ve bizler diyoruz ki Şê Şems bizlerin hakkını ve halkımızın haklarını düşmanlarımızdan alsın."
‘Halkın direnişi başarıya ulaşacaktır’
Pakîze Celal, halkların direnişinin başarıya ve zafere ulaşacağını belirterek konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Umut ediyorum ki Allah'ın adaleti, kötü insanlardan hakkımızı almasıdır. Herkesin kendi toprağına dönmesini ve özgür bir yaşam sürmesini temenni ediyorum. Umuyorum ki, Saddam’ın ve Esad’ın başına gelenlerin aynısı kısa bir süre içinde Erdoğan’ın başına da gelir ve çocukların, yaşlıların, kadınların hakları Erdoğan’dan istenir. Bugün onurunu korumak ve savunmak için silah kaldıran, direnen halkın arkasında Tawisê Melek olsun ve başarılar, zafer elde etsin. Şehitlerimizin kanı asla yerde kalmayacak. Rojava binlerce şehit verdi ve her koşul altında direnecektir. Erdoğan ve ona bağlı çeteler, Rojava halkının kazanımlarını yok etmek için özellikle bölgenin altyapısını, hizmet yerlerini hedef alarak saldırıyor. Herkes direniyor. Halkın direnişinin, sonunda zafer olacaktır. Rojava anneleri her zaman savaşçıların yanında oldular, dolayısıyla zafer onların olacaktır."