‘Şehba’daki halka karşı tüm savaş biçimleri yürütülüyor’

Afrin-Şehba Bölgesi Özerk Yönetimi ilişkiler Bürosu üyesi Bêrîvan Xelîl, Türk devletinin bombardımanlarıyla, Şam yönetiminin ise ambargoyla Şehba’ya saldırdığına dikkat çekerek halka karşı özel savaşın da yürütüldüğünü söyledi.

HESNA MIHEMED

Şehba- 18 Mart 2018'de Türk devletinin Efrin şehir merkezini işgal etmesiyle birlikte göç etmek zorunda kalan Efrinliler 5 yıldan fazladır Şehba’da çok zor koşullarda ve saldırılar altında yaşamını sürdürüyor.

Şehba son 5-6 yıldır birçok saldırı ve ambargoya maruz kaldı. Bir yanda Türk devletinin işgal saldırıları diğer yandan Şam yönetiminin bölgeye yönelik kuşatması devam ediyor. Kantonda Efrinliler tüm bu zorluklarla savaşırken ambargo ve saldırılar Şehba’nın yerel halkını da yoğun etkiliyor. Yine Şehba'da yaşayan halklar her türlü hegemonik politikaya karşı direniş ve mücadelesini sürdürüyor. Afrin-Şehba Özerk Yönetimi İlişkiler Ofisi üyesi Bêrîvan Xelîl, bölgede uygulanan politikaları ajansımıza değerlendirdi.

‘Şehba her çeşit saldırıyla karşı karşıya’

Bêrîvan Xelîl, egemen güçlerinin Şehba’ya yönelik politikalarına dikkat çekerek, "Şehba kantonu 5 yıldır Efrin’den göç etmek zorunda kalan insanlarımıza kucak açıyor. Halk işgalcilerin her türlü saldırısına ve vahşetine yine maruz kalıyor. Efrinliler yaşadıkları bütün zorluklara rağmen de Şehba’da yaşamlarını ve direnişlerini sürdürüyorlar. Şu anda bölge imha ve imha politikalarının içinden geçiyor. Hem Şam hükümeti tarafından uygulanan ambargo hem de Türk devletinin her türlü ağır teknikle Şehba'ya saldırması durumu var.  Bu güçler aynı zamanda halk arasında özel savaş yürüterek bölgedeki direnişi bastırmaya çalışıyorlar" diye konuştu.

Saldırılara karşı sessizlik

İşgalci Türk devletinin Şehba’da sürekli sivilleri hedef aldığını vurgulayan Bêrîvan Xelîl bu konuda şunları söyledi: "Erdoğan'ın insansız hava araçlarının Suriye sınırına geçmesi ve sivilleri vurması karşısında Şam hükümetinin sessiz kalması bu konuda hemfikir olduklarını gösteriyor.  Aynı zamanda uluslararası devletlerin de bu saldırılara karşı sessiz kalması Türk devletini destekledikleri anlamına gelir."

‘Şam’ın uyguladığı ambargo yaşamı daha da zorlaştırdı’

Bêrîvan Xelîl, Şam hükümetinin bölgeye dönük ambargosunun devam ettiğine de dikkat çekerek, "Şehba'da yaşayan göçmenlerin sürekli Türk devleti saldırılarına maruz kalması bir yana, Şam hükümeti bölgeyi abluka altına almaya ve ambargo uygulamaya devam ediyor. Son dönemde abluka ve yaşamın zorlukları daha da arttı. Ambargo en fazla da sağlık alanını etkiliyor. Hastaların ilaç ihtiyaçları karşılanamıyor. Ayrıca bazen durumları kritik hastaların tedavi için Halep'e gitmesi gerekiyor ama kuşatma engel oluşturuyor. Bir diğer temel konu akaryakıt ambargosu. Akaryakıt bölgede iletişimden sağlığa, hizmetlere tüm yaşam için çok önemli, aslında yaşamsal değerde. Fakat Şam hükümeti bu konuda çok sert bir ambargo uyguluyor ve halkımız çok zor durumda kalıyor ama yine de direnişini sürdürüyor” diye konuştu.

‘Halkın direnişi düşmanın gözüne batan dikendir’

Bêrîvan Xelîl, Şehba’da halkın amacına ulaşıncaya kadar direnmeye devam edeceğini ifade ederek sözlerini şöyle sonlandırdı: "Şehba'da halkın direnişi düşmanın gözünde bir diken gibidir. Her ne pahasına olursa olsun direnişimizi kırmak istiyorlar. Aynı zamanda kendilerini hedef alan politikalara karşı halkın bir kararı ve bir tepkisi var. Halkın mesajı, onursuzluğa karşı direniş çizgisini takip etmektir. Toprakları özgürleşinceye kadar mücadelelerini sürdürecekler.”