‘Özgür bir Suriye için birlikte örgütlenmeliyiz’

Türk devleti ve bağlı çetelerin tek tipleşmeye yönelik talan politikalarına dikkat çeken Haleb’te yaşayan Êzidî topluluğundan Roşîn Mûsa, tüm halklara ve inanç gruplarına seslenerek, özgür bir Suriye için örgütlenme çağrısında bulundu.

DILPAK DAĞ

Haleb- Suriye’de dengeler değişiyor, 27 Kasım’dan bu yana bölge haritasının an be an değiştiği coğrafyada kadınlar direnişleri, dilleri, kültürleri, inançları ile ayakta kalmaya çalışıyor.

Baas rejiminin sona ermesi ve Şam’ın düşmesinin ardından oluşan tablo karanlık olsa da Suriye ve Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar, mücadele ve direnişleriyle yaşananların aydınlık yüzünü temsil ediyor. Konuştuğumuz Arap, Türkmen, Kürt ve farklı inançtan kadınlar, ‘21’inci yüzyılın kadın yüzyılı olması’ inancını taşıdıklarını ve yeni Suriye’de bunu birlikte örgütleyebilmeyi umduklarının altını çiziyor.

‘Suriye’yi tüm bileşenlerle konuşmak gerekiyor’

Bu kadınlardan biri de Haleb’de yaşayan Êzidî Roşîn Mûsa. Suriye’yi içerisindeki bileşenlerle birlikte ele alarak konuşmak gerektiğini dile getiren Roşîn Mûsa, “Tarihten günümüze Suriye coğrafyasında Arap, Hristiyan, Çerkez, Ermeni, Êzidi, Kürt, Alevi, Dürzi, Süryani halklar ve inançlar küçücük coğrafyayı halklar mozaiği haline getirmiş durumda. Suriye, halkların oluşturduğu mozaik ve çok kültürlülükle tanınıyor. Sadece bizim yaşadığımız Şêx Maqsûd mahallesinde bile bu zenginliği görmek mümkün. Tüm bu saydığımız Suriye bileşenlerinin neredeyse hepsi de bu mahallede yaşıyor ve neredeyse tamamı da diyebiliriz ki geçmişten günümüze büyük işkenceler, zorluklar, katliamlar yaşadı” dedi.

‘Êzidîler katliama maruz bırakıldı’

İşgal politikaları, çetelerin saldırıları, rejim baskısı nedeniyle inanç topluluklarının dağıtılmaya çalışıldığını söyleyen Roşîn Mûsa, “Alevilerin Efrin’de yoğun yaşadığını söyleyebiliriz, inanışları, dillerinden yani Kürt olmalarından kaynaklı büyük baskılara maruz kaldılar. Yine Êzidiler de katliamdan geçirilmiş bir inanç grubu. Êzidîler katliama maruz kalmalarına rağmen inançlarından vazgeçmeyecekleri anlaşıldığında asimilasyon politikaları çok yoğun yürütüldü. Êzidî inancı tarihsel kökleri güçlü bir inançtır. Efrin’de yoğun bir nüfusa sahiptiler ancak Türk devleti ve bağlı çeteler tarafından tüm ibadet alanlarımız burada yakıldı, yıkıldı, talan edildi. Êzidî inanç merkezleri üzerinde camiler inşa edildi. Aslında tüm bu saldırılar karşısında Êzidî inancının da kökleri üzerinde sapasağlam durabildiğini de görüyoruz” şeklinde konuştu.

‘Suriye topraklarında neredeyse sömürülmeyen yer bırakılmadı’

Suriye’de birçok dış unsurun kendisine yer edinmek istediğini söyleyen Roşîn Mûsa, “Suriye topraklarının neredeyse sömürülmediği bir parçası kalmamıştır. Göçertme, talan, işgal politikaları ile coğrafya üzerinde yaşayan insanların tüm yaşamları da alt üst edilmek istendi. Bugün Şêx Maqsûd mahallesinde yaşayan halklar ve inançlar kendi özlerini korumaya çalıştı. Êzidîler hem genel olarak hem de kadın cephesinde kurumsallaşmaya gitti. Hem kültürünü, dilini, inancını koruma hem de örgütlemeye giderek ulusal yapılarını da korudular” diye ifade etti.

‘Halklar çatışma oyunlarına gelmedi’

Baas rejiminin Kürt-Arap çatışmasını yaratmaya çalıştığını ifade eden Roşîn Mûsa, “Suriye’de yaşayan halklar bu oyuna hiçbir zaman gelmedi yine çeteler de Türk işgalci devletinin desteği ile aynı politikayı ‘radikal İslam’ adı ile yapmaya çalıştı yine halklar birbirine kenetlendi bu oyuna gelmedi” dedi. Roşîn Mûsa, Suriye halklarının inanç ve mezhepsel çatışmaya çekilmeye çalışıldığını ama halkların buna yanaşmadığını anlattı ve şöyle devam etti:

“Bugün Arap savaşçı kadınların yanında Kürt kadın savaşçılar yer alıyor, Hristiyan savaşçı bir kadının yanında Êzidî ya da Alevi bir kadın da yer alıyor. Bu da kadınların ulusal birliğini oluşturmaya çalıştığının örneği, işgalci politikalara karşı ortak direniş olarak kendisini işaret ediyor. Yeni Suriye için özgürlük hareketi demokratik olmalı, tüm halklar, tüm inançlara kucak açabilmelidir. Herkes rengi, sesi, dili ile yeni Suriye’ye katılabilmelidir biz bunu istiyoruz. Halkların devrimci birliğini birlikte oluşturmak gerekiyor; biz Êzidîler olarak diyebiliriz ki tüm dinlere saygılıyız ve tüm inançların ve farklı inançlara sahip insanların da savunmasında kendimize rol, misyon biçiyoruz, bu göreve hazır olduğumuzu söylemek istiyorum.”

‘Tek dil, tek din, tek ulus zihniyetine karşı mücadele edeceğiz’

Roşîn Mûsa, tekçi devlet zihniyetlerinin tek dil, tek din, tek ulus isteğinde olduğunu ifade ederek, bunun karşısında olacaklarını ve mücadele edeceklerini dile getirdi. Roşîn Mûsa, “Aynı gerici zihniyet Êzidîleri katletti ve yine 2014 yılındaki gibi tekrar katletmek istiyor. Binlerce kadın köle yapıldı ve halen binlerce Êzidî kadından haber yok. Halen köle olarak yaşamlarına devam ediyorlar. Suriye’de kadına karşı yaşanan vahşetin son bulmasını, uluslararası hukuk kuruluşlarının, uluslararası insani yardım kuruluşlarının vicdanlı yaklaşmalarını ve Suriye’nin işgal edilmiş her toprak parçasında insani dram yaşayan kadınların seslerini duymalarını istiyoruz” diye konuştu.

Herkesi ve her rengi kucaklayan bir yeni Suriye

Roşîn Mûsa, şunları ifade etti:

“Yeni ve özgür bir Suriye yine tüm inanç ve ulus bileşenlerini kucaklayan bir zihniyet ile mümkün. Özgürlük ve demokrasi mücadelesi yürüten Êzidî kadınlar olarak kültürümüz, dilimiz, inancımızla coğrafyamız üzerinde birliği inşa etmeye hazırız. Nasıl ki Şengalli Êzidî kadınlar topraklarından DAİŞ’i temizledi, çetelere karşı direndi, şehitler verdi bizler de direnmeye, mücadele etmeye hazırız. Haleb’de Arap kadınları da Hristiyan kadınları da, Kürt, Türkmen kadınları da kısmen de olsa özgür kadın hareketi çatısında bir araya geliyor, örgütleniyor. Bu dayanışmanın ve birliğin sadece birkaç mahalle ile sınırlı kalmasını değil tüm Suriye’ye yayılmasını istiyoruz. Önder Apo’nun yarattığı fikir ve felsefe ile kadınlar, yeni özgür Suriye’yi birlikte inşa edebilir.”

Halep’ten Süveyda’ya direniş selamı

Suriye’deki gelişmelerin iyi değerlendirildiğinde önemli sonuçlar doğuracağına inandıklarını belirten Roşîn Mûsa, “Süveydalı kadınlar sömürgeci zihniyetlere karşı alanlara çıktı. Hemegonyaya karşı alanlara çıkan Süveydalı kadınların direnişini izliyoruz ve Özerk Yönetim’i örnek aldıklarını belirtmek gerçekten de çok önemli yine Alevi kadınların durumunu görüyoruz. ‘Alevileri katledeceğiz’ diyen zihniyet karşısında durmak gerekiyor. Yine alevi kadınlar kesinlikle bunu kabul etmemeli ve örgütlenmelidir. Alevi kadınlar bugün Suriye’de büyük tehlike altında. İslam dinine karşı olan Suriyeli yoktur ancak farklı inançları katletmek de İslam demek değildir. Çetelerin demokratik olmayan bir İslam çizgisini, çeteci bir yaklaşımı Suriyeli halklar ve kadınlar üzerinde yürütmeleri kabul edilebilir değildir” dedi.

‘Birlikte örgütlenmeliyiz’

Roşîn Mûsa, son olarak, “Efrin Türk devleti ve çeteleri tarafından işgal edildiğinde Aleviler başta olmak üzere tüm halka ‘İslam dinini kabul edeceksiniz’ baskısı yapılmıştı. Êzidîlere yönelik yapılanlar zaten biliniyor. Tüm bu yaklaşımları sadece Kürt ve Êzidîlere değil Suriyeli hiçbir inaç ve halka uygulanmasını kabul etmediğimizi söylemek istiyorum. Türk devleti çetelerinin yürütmek istedikleri toplumu, halkları, inançları parçalamama, katletme politikalarına karşı birlikte örgütlenmeliyiz” diye konuştu.