‘Özel savaş politikaları toplumu nefes alamaz hale getiriyor’

Kürdistan’da sistematik bir şekilde yürütülen özel savaş politikalarına dair konuşan kadınlar, yürütülen politikaların yaşamın her alanına etki ettiğine ve toplumu nefes alamaz hale getirdiğine dikkat çekti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Kürdistan’da sistematik olarak yürütülen özel savaş politikaları gün geçtikçe yaşamın her alanına yayılmış durumda. Ajanlaştırma, ekolojik yıkım, güvenlik barajları, kadın katliamları, şüpheli ölümler, yargının cezasızlık politikası, madde kullanımı ve artan tacizler, özel savaş politikalarının bir parçası. Bu savaş politikaları Kürdistan kentlerinde özellikle kamu çalışanı, polis ve askerler tarafından gerçekleştiriliyor. En son Wan’da 6 uzman çavuşun 2 kadını taciz etmesi üzerine tepkiler gelmişti. Kadınlar, kentlerin toplumsal dinamikleri olan sivil toplum örgütlerini bu politikalara karşı harekete geçmeye çağırıyor.

 ‘Süreç 2016’dan sonra derinleştirildi’

Rosa Kadın Derneği Kurucu üyelerinden Fatmagül Tekin, derneğin kurulduğu günden bu yana özel savaş politikalarına dair çalışma yürüttüğünü söyledi. Bu sürecin özellikle 2016 yılından sonra derinleştirildiğine dikkat çeken Fatmagül Tekin şu aktarımlarda bulundu: “Bu politikalarda özellikle kadınlar ve gençlere dönük bir yönelim var. Gençliği özellikle madde ve fuhuş üzerinden bir düşürme politikası uygulanıyor. Bununla ilgili yerel yönetimlerin emek vererek kurdukları dernek veya kurumlar OHAL sonrası verilen kararlarla kapatıldı. Hem gençlerin hem de kadınların bir sorun yaşadıkları anda gidebilecekleri alanların kapısına kilit vuruldu. Bu politikalar ile bölgede hem kadınlar hem de gençler ciddi anlamda yalnızlaştırıldı.”

 ‘Bu politikalar nefes aldırmıyor’

“Bu politikalar hayatımızın her alanına sirayet etmiş durumda” diyerek yaşanan sürecin ciddiyetine dikkat çeken Fatmagül Tekin, toplumunda bu süreçten her anlamda etkilendiğine yer verdi. Bu yönelimlerin de bilinçli olarak yürütüldüğünü belirten Fatmagül Tekin, “Bu politikalar da genel olarak üniformalı kişiler tarafından bizzat yürütülüyor. Buna dair verebileceğimiz çok sayıda örnek var; Gülistan Doku, İpek Er ya da neredeyse her gün haberlerde gördüğümüz uzman çavuş tacizleri bunlara örnektir. Bu örnekler bu politikalar özelinde yeterli değil, neden çünkü bugün baktığımızda özel savaş hayatımızın her alanına sirayet etmiş durumda. Toplumu neredeyse nefes alamaz duruma getirdi. Yaşanan göçler, madde kullanımı yine gençler üzerinden yürütülen ajanlaştırma politikaları çok sistematik bir şekilde yürütülüyor. Hayatımızın neredeyse her alanında attığımız her adımda bu politikalara rastlayabiliriz. Biz kadınlar bu durumu yıllardır gündeme getiriyoruz ve anlatıyoruz. Ancak bugün geldiğimiz noktada bunları anlatmasak da her sokak başında her evde bu politikalara dair bir örnek yaşandığını görüyoruz” şeklinde konuştu.

‘Çözüm örgütlenmekten geçiyor’

Son olarak çözüm için çağrı yapan Fatmagül Tekin, “Bu politikalara karşı kadın örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelip örgütlenerek bu duruma karşı çözüm üretmesi gerekiyor. Harekete geçilerek kent dinamiğinde çalışma yürüten kurumların ev ev, mahalle mahalle gezerek çalışma yürütmesi gerekiyor” dedi.

‘Politikaların bilinçli uygulandığını hepimiz biliyoruz’

Aygün Taşkın ise politikaların tamamen bilinçli bir şekilde yürütüldüğünü vurguladı. Sistemin eliyle yürütülen politikaların her gün ya haber sitelerinde ya da günlük yaşamda karşılarına çıktığına değinen Aygün Taşkın, “Bunların sistematik olarak uygulandığını hepimiz biliyoruz. Yine uyuşturucu kullanımı çok ciddi bir şekilde arttı. Burada uyuşturucu kullanım yaşı 9’a düşmüş durumda. Özellikle Kürdistan’da yaşayan gençleri, kadınları ve çocuklarımızı bu politikalarla kandırmaya çalışıyorlar. Bunu hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Toplumun daha bilinçli bir şekilde bu politikalar karşısında durması ve bunun farkında olarak yaşaması gerekiyor” sözlerini kullandı.

‘Gençlerimiz bu tuzaklara düşmesin’

Artan kadın katliamları ve kadına yönelik şiddete de konuşmasında değinen Aygün Taşkın, gençlere ve ailelere duyarlılık çağrısında bulundu. Yaşanan olayların tesadüf olmadığına dikkat çeken Aygün Taşkın son olarak şunları söyledi: “Bölgede her gün bir kadın katledilirken, şüpheli kadın ölümleri de arttı. Bu katliamlarda savaş politikaların kendisiyle beraber getirdiği bir durumdur. Gençlerin yine kadınların siyaset dışında bir alanda bulunması için her şeyi yapıyorlar. Ne uyuşturucu satana ne de bir kadını katleden ya da taciz eden kişilere herhangi bir caydırıcı ceza uygulamıyor. Bu durum da tabi ki sistemin işine geliyor. Gençlerin artık bunların farkında olması, buna göre yaşam sürdürmesi gerekiyor. Buradan onlara tek çağrım sistemin oyunlarına, tuzaklarına düşmesinler.”

 ‘Her sokak başında madde kullanılıyor’

Medya Kartal da artan uyuşturucu kullanımına tepki göstererek şöyle konuştu: “Gençlerimizin hepsi yozlaşmış durumda, hayatlarına dair bir şey kalmadı. Genç kızlarımız gece saatlerinde sokağa bile çıkamıyor. Her sokak başında madde satılıyor gençler her sokakta gruplar halinde madde kullanıyor. Her gün anneler, aileler çocukları için ağlıyor. Bu gençlere, bu insanlarımıza yazık, aileler ne yapacağını da bilemiyor. Devlet bunları görmüyor mu, görüyor. Görmesine rağmen herhangi bir müdahalede bulunmuyor. Zaten bunları mahalleye sokanı da hepimiz iyi biliyoruz. Amaçladıkları şeyleri de iyi biliyoruz. Toplumun artık kendine gelmesi bu uyuşturucu ve fuhuş politikalarına karşı tepki göstermesi gerekiyor.”