'Önder Apo varlık gerekçemizdir'

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın varlık gerekçeleri olduğunu söyleyen Mexmûr Halk Meclisi Eşbaşkanı Fîlîz Budak, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanıncaya kadar da eylemlerin devam edeceğini belirtti.

BERJÎN KARA

Mexmûr – İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutulan ve 22 ayı aşkın bir süredir kendisinden haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük Uluslararası Komplo'nun üzerinden 24 yıl geçti. Abdullah Öcalan, 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye'den çıkarıldıktan sonra 15 Şubat 1999’da BİR komployla Türkiye'ye getirildi . Abdullah Öcalan, Türkiye’ye teslim edildiği ve İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevine konulduğu günden bu yana ağır tecrit koşulları altında tutuluyor. Avukat ve ailesinin yapmış olduğu tüm başvurular farklı gerekçelerle reddedilirken, 25 Mart 2021’den bu yana ise kendisinden hiçbir şekilde haber alınamıyor. Mexmûr Halk Meclisi Eşbaşkanı Fîlîz Budak, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridi ve Mexmûr Mülteci Kampı’nda 1999’dan bu yana kadınlar öncülüğünde süren eylemleri anlattı.

'Köylerimiz yakılıyordu'

Şehit Rustem Cûdî Mülteci Kampı’nda yaşayan halkın, 29 yıldır mültecilik hayatı yaşadığını kaydeden  Fîlîz Budak, “Halkımız mülteci oldu ama 1970’li yıllarda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan öncülüğünde gelişen Kürdistan Özgürlük Hareketi ile ilişkilerini kesmedi. Köyler yakılıyordu, evler boşaltılıyordu, halkımıza yönelik işkence ve katliam uygulanıyordu. Tam bir savaş hali vardı" sözleriyle göç etmek zorunda kaldıkları dönemi anlattı.

‘Önder Apo köprü oldu’

Kadınların Kürdistan Özgürlük Hareketi içerisindeki mücadelelerinden söz eden Fîlîz Budak, “Kadınların devrim içinde yer alması dünyanın ilgisini çekti. Kadınlar, hayatımız ve ülkemiz için savaşıyoruz diyordu. Bu Kürdistan’da ilk kez yaşanıyordu. Kürdistan'da  Zarifeler, Beseler, Rindexanlar ve daha onlarca kadın halk isyanlarında öncülük etmiştir. Özgürlük hareketinde yerini alan kadınlarda bu mirasın devamcısı oldu. Bu bizim açmızdan devrim niteliğindeydi. İlk kez silahlı mücadele PKK ile başladı. Bunu gerçekleştiren de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dır. Kadınlar olarak Önder Apo ile bir bağlılık oluştu. Abdullah Öcalan kadınlar ile Kürt ve Kürdistan halkının özgürlüğü arasında bir köprü oldu” ifadelerini kullandı.

Abdullah Öcalan ile oluşan güçlü bağ

Fîlîz Budak, Abdullah Öcalan ile kadınların arasında güçlü bir bağ olduğunu dile getirerek sözlerine şöyle devam etti: “Köylerimiz yakıldıktan, evlerimiz boşaltıldıktan sonra şehitlerin ve Önder Apo'nun yürütmüş olduğu yolu bizlerde esas aldık. bizler ya Türk metropollerine göç edecektik ya da farklı bir mücadele yöntemi yürütecektik. Ya teslim olacaktık ya da nereye gittiği bilinmeyen daha çetin bir yol seçecektik. Bizler mücadele yolunu seçtik. Bu mücadele yolu ile birlikte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile bağımızı güçlendirdik. Bu bağı mücadele çizgisinde tarihi ve sürekli bir bağ haline getireceğiz.”

‘Abdullah Öcalan mücadele gücümüz’

Fîlîz Budak, Kürt kadınının baş eğmemesinin, mücadele ve direnişinin nedeninin Abdullah Öcalan’ın düşünce ve felsefeleri olduğunu dil getirerek, “1994'te başlayan mültecilikle birlikte içinde bulunduğumuz 2023 yılına kadar kamptaki tüm bileşenlerden kadınlar, örgütlendi ve çalışmalarını yürüttü. Bütün bunlar kadın özgürlük ideolojisi üzerine kuruldu. Kadın özgürlüğü fikrini bize çizgi ve ideoloji olarak benimseten Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'dır. Bu nedenle eğitim ve faaliyetlerimizde Abdullah Öcalan'ın fikirlerini esas alıyoruz. Yaşamın tüm yönlerini onun perspektiflerine göre düzenlemek istiyoruz. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan bizim mücadele ve yaşam gücümüzdür”  ifadelerinde bulundu.

Kadınlar her alanda örgütlendi

Abdullah Öcalan'ın kadınlara yönelik çağrılarına kadınların verdiği yanıtın önemine değinen Fîlîz Budak, “Önder Apo'nun kadın özgürlük ideolojisi için yaptığı tüm çağrılara kulak verdik. 1994'ten 2023'e kadar kampta çok geniş bir kadın örgütlülüğü oluşturuldu. Kuşkusuz eylemlerde geliştirildi. Genel çalışmalarda yer alındı, özgün çalışmalar oluşturuldu. Bunun üzerine bu kadar yakın bir bağdan sonra bir insanı toprağından koparmak kolay değildir. Çünkü toprağından, kökünden kopan insan kendini ölü görür. Ancak Abdullah Öcalan'ın çizgisinde yürümenin bedeli olarak burada yaşayan halk ve kadınlar bunu göze aldı. Bu herkesin yaşayabileceği sıradan bir olay değildir” şeklinde konuştu.

‘Güneşimizi Karartamazsınız’ eylemleri

Komplo ve tecritle Abdullah Öcalan'ın şahsında kadınların hedef alındığına işaret eden Fîlîz Budak, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “1994'teki göçün ardından 1999'da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan Türkiye'ye verildi. Bu Kürt halkı ve özellikle Kürt kadınları için kara bir gündü. Çünkü çok iyi biliyoruz ki, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın hedef alınmasının bir nedeni biz kadınların özgürlüğünde ısrar etmesinden kaynaklanıyor.Önder Apo, erkek egemen sistemin yıkılmasını istiyor. Çünkü erk sistem bizi kuklası, daimi kölesi yapıyor. Önder Apo tutuklanınca dünyanın her yerinden ve Kürdistan'ın tamamında bedenini ateşe verenler oldu ve fedai eylemler gerçekleşti. O dönem eylemler ‘Güneşimizi Karartamazsınız’  adı altında yapıldı.”

‘Kadınlara darbe vurmak istediler’

Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesinin ardından yapılan eylemlerden söz eden Fîlîz Budak, “Mexmûr Kampı’nda kadınlar öncülüğünde eylemler gelişti. Burada da kendini yakma eylemleri oldu, yaralanmalar da yaşandı. 1999’da açlık grevi yapıldı. O süreçte önemli olan neydi; o yıl çok sayıda genç kadın harekete katıldı. Genç kadınların katılımı fedailik aşamasındaydı. O zaman Önder Apo'ya olan bağlılıkla kararlarını verdiler. Anneler çocuklarının ellerinden tutup sahneye çıkarak ‘çocuklarımızı bu harekete hediye ediyoruz’ diyorlardı. Bir anne için bu zor bir şey. Ancak devrime çocuklarını hediye etmek kadının Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile olan bağlılığının ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Özellikle Önder Apo'nun Türkiye’ye teslim edildiği yıl başlayan süresiz ve dönüşümlü açlık grevi aylarca devam etti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yakalanmasıyla kadınlar, düşmanın kendisine darbe vurmak istediğini fark etti. Bunun fark edilmesiyle birlikte kadınlar eylemlerini daha da genişlettiler ve Abdullah Öcalan ile olan bağlılıklarını daha da güçlendirdiler. Önder Apo'nun fiziki özgürlüğü sağlanıncaya kadar da eylemlerimiz devam edecek” diyerek sözlerini noktaladı.