ÖHD: ATK tek yetkili mercii olmaktan çıkarılmalı

ÖHD Ankara Şubesi, cezaevlerinin koşullarına ilişkin yaptığı basın açıklamasında tutsakların sağlık hakkına erişiminin engellendiğini belirterek, “ATK tek yetkili mercii olmaktan çıkarılmalı” dedi.

Ankara- Cezaevlerinde artan işkence ve tecrit uygulamalarına ilişkin Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, basın açıklaması yaptı. Açıklama ÖHD Ankara Şube binasında yapıldı. Açıklama Avukat Dilan Denizhan tarfından okundu. 

Dilan Denizhan, neredeyse her gün ÖHD Ankara Şubesi’ne İç Anadolu’daki cezaevlerinde bulunan tutsak yakınlarının aracılığıyla başvuruların geldiğini aktararak, “İç Anadolu Bölge Hapishanelerinde gerçekleştirilen ziyaretlerden edinilen gözlem ve tespitler sonucunda mahpusların fiziksel tecrit, sosyal izolasyon, önleyici koşullarına, birinci basamak, ikinci basamak ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerine erişimde karşılaşılan engellemeler sebebiyle sağlık haklarının ihlal edildiği tespit edilmiştir. Sağlık hakkına ilişkin söz konusu ihlallere yönelik tespitleri, neticeten yaptığımız değerlendirmeleri, talepleri ve önerileri siz değerli basın mensupları ve kamuoyuyla paylaşmak üzere bu basın açıklamasını yapıyoruz. Raporumuzda; Hapishane Komisyonumuzun 2024 Yılı ilk 6 Ayında yapılan ziyaretlerinden aktardıkları, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarafından ziyaret edilen Yozgat, Kırşehir ve Afyonkarahisar Hapishaneleri ile Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ve İnsan Hakları Derneği’nin İç Anadolu Bölgesi’ndeki ağır hasta mahpuslara dönük bilgi ve raporlarından alınan verilere yer verilmiştir” şeklinde konuştu. 

Tutsakların tek kişilik hücrelerde tutulduklarını ve havalandırmalarının ortak olmadığına dikkat çeken Dilan Denizhan,  “Havalandırma saatlerinin mevzuata aykırı olarak kısıtlandığı ve mahpusların tecrit koşullarında havalandırmaya çıkarıldıkları tespit edilmiştir. Sincan Yüksek Güvenlikli Hapishanelerindeki odalarda güneşlik denilen apartman boşluğuna benzeyen boş bir alana açılan pencerelerin olduğu, hücrelerde demir korkuluk ve eleğe benzeyen çelik bir ağla kapatılan pencereden gök yüzünü görmenin mümkün olmadığı, hücreye güneş girmediği tespit edilmiştir. Yine bu tip hapishanelerde mahpusların odalarını izleyen kameraların varlığı ve mahpusların özel alanlarına müdahalesi F Tiplerinde olduğu gibi 'gözetlenebilir hücre’ anlayışının devam ettirildiği görülmüştür” ifadelerini kullandı.

‘ATK tek yetkili mercii olmaktan çıkarılmalı’

 İnfazını cezaevi koşullarında sürdürmesi mümkün olmayan tutsaklar için cezanın ertelenmesi ve geri bırakılmasını kolaylaştıracak yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine vurgu yapan Dilan Denizhan, şunları söyledi: “Hastalık nedeniyle infazın geri bırakılması kararlarında ‘toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen hükümlü’ kriteri kaldırılmalı, suç tipleri arasında ayrımcılık yapılması önlenmelidir. Ağır hastalık, engellilik ve yaşlılık nedeniyle tahliyelerde, ATK tek yetkili mercii olmaktan çıkartılmalı, tam teşekküllü devlet hastanelerine ve eğitim-araştırma hastanelerine ‘Cezaevinde kalabilir/kalamaz’ raporu verme yetkisi düzenlenmelidir. İnsanlık onuru ile bağdaşmayan ağız içi arama uygulamasına ve diğer yasaklı arama usullerine son verilmeli, hasta mahpusların hastaneye sevkleri sağlanmalıdır. Mahpusların talebi doğrultusunda daha iyi tedavi görebilecekleri hastanelerin bulunduğu illere nakil talepleri kabul edilmelidir. Bu talepler keyfi gerekçelerle red edilmemeli ve geciktirilmemelidir. Mahpusların muayenesi sırasında jandarmanın muayene odasında bulunması ya da muayenenin hükümlü ya da tutuklu kelepçeli iken gerçekleştirilmesi uygulamasına son verilmeli, hasta mahremiyeti gözetilerek ve eşit koşullarda, insan onuruna uygun olacak şekilde bir muayene gerçekleştirilmelidir. Mahpusların birinci basamak sağlık hizmetlerine ulaşımına ilişkin olarak kurum hekimliği modeli benimsenmelidir. Birinci basamak sağlık hizmetleri kapsamında hapishanelerde yeterli sayıda hekim, diş hekimi, hemşire, sağlık teknisyeni, psikolog/ psikolojik danışman, sosyal çalışmacı vd. bulundurulmalıdır.”