Haber Merkezi- İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik başlattığı saldırıları sürüyor. İsrail, dün gecede 100’ü aşkın yere savaş uçaklarıyla saldırdı. Bölgenin güneyindeki Han Yunus'ta iki evin bombalanması sonucu çok sayıda ölü ve yaralı olduğu açıklandı.

Filistin Kızılayı ekiplerle temaslarının koptuğunu duyurdu

Han Yunus'taki Nasır Hastanesi çevresini vuran İsrail, kent merkezini de top atışlarıyla hedef aldı. Han Yunus'taki Filistin Kızılayı merkezi de vuruldu. İletişim kesintilerinde kullanılan telsiz sistemi saldırıda zarar gördü. Filistin Kızılayı, internet ve iletişim kesintisi nedeniyle Gazze Şeridi’ndeki ekipleriyle temaslarının koptuğunu duyurdu. Refah kentinde de bir ev bombalandı. Saldırıda en az 2 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi de yaralandı.

Bir günde 241 Filistinli hayatını kaybetti

Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra’nın yaptığı son açıklamaya göre; 7 Ekim'den bu yana İsrail saldırılarında öldürülen Filistinlilerin sayısı 20 bin 915'e, yaralı sayısı 54 bin 918'e yükseldi. Açıklamada, İsrail'in Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Hastanesi çevresinin hedef alındığına dikkat çekilerek, buranın da İsrail'in harabeye çevirip hizmet dışı bıraktığı "Şifa" ve kuzey bölgelerdeki diğer hastanelerle aynı sonu paylaşmasından endişe duyulduğu kaydedildi. Uluslararası kurumlara seslenilen açıklamada, Nasır Hastanesi'ne, oradaki sağlık personeline, hasta ve yaralılar ile binlerce yerinden edilmiş insana koruma sağlanması çağrısı yapıldı. 

Medya Ofisi: Cenazelerin onuru hiçe sayıldı

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in 27 Ekim'de başlattığı kara harekatından sonra öldürülen ve el konulan 80 Filistinliye ait cenazenin onurunun hiçe sayıldığı ifade edildi. Cenazelerin Gazze Şeridi'nin güneydoğusundaki Kerem Ebu Salim Sınır Kapısı'ndan dün teslim alındığının hatırlatıldığı açıklamada, işgal güçlerinin, hayatını kaybeden Filistinlilerin vücutlarından hayati organları çaldığı savunuldu. İsrail'in onlarca cenazeyi daha elinde tuttuğuna dikkat çekilen açıklamada, Filistinlilerin cenazelerinin kaçırılması ve organlarının çalınmasına ilişkin bağımsız uluslararası bir komite kurulması çağrısı yapıldı.

Mahmud Abbasi: Filistinlilerin göç ettirilmesine mani olun

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Mısır’da On Kanalında yayınlanan röportajında Gazze'de saldırıların tamamen durmasını ve insani yardımların ulaştırılmasını istediklerini belirterek, Filistinlilerin ana vatanları dışına göç ettirilmesine mani olunmasını istedi. İsrail'in Gazze'den çıkması durumunda üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduklarını ifade eden Mahmud Abbas, Filistin yönetiminin Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'teki sorumluluklarını tek bir Filistin devleti olarak üstlenmeye hazır olduğunu dile getirdi.

‘Ateşkes için temaslar sürüyor’

Mahmud Abbas, "Her an uluslararası bir konferans düzenlenebilir. Biz durumu uluslararası meşruiyetin hayata geçirilmesi ve Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'ü kapsayan bir Filistin devleti temelinde incelemeye hazırız” dedi. İsrail'in Gazze'de Filistin yönetimini istemediğine dikkati çeken Mahmud Abbas, "İsrail, burada kalmak ve Filistin topraklarından parçalar koparmak istiyor. Ancak dünya bunu kabul etmiyor. Teorik olarak ABD de buna karşı" diye kaydetti.

Ürdün ve Mısır'la ateşkes çabaları kapsamında temasların sürdüğünü dile getiren Mahmud Abbas, yakın bir zamanda Birleşik Arap Emirlikleri, Katar gibi ülkelerin de katılacağı bir toplantı yapılarak, ateşkes meselesinin ve savaş sonrası yol haritasının görüşüleceğini ifade etti.

‘ABD isterse savaşı durdurur’

İsrail'i destekleyen ABD olduğunu vurgulayan Mahmud Abbas, “Tek bir işaretle isterse savaşı durdurur. ABD'liler, İsrail'in kendilerini dinlemediğini söylüyor. Biz onlara inanmıyoruz. Gazze'de olanlar dünyanın hiçbir yerinde olmadı. Yaşananlar, 1948'deki Nekbe'den daha feci. Gazze'de yeni bir hayata yeniden başlanması için on milyarlarca dolara ihtiyaç var” şeklinde konuştu.

‘Umutlar tükenmedi’

Abbas, umutların tükenmediğini ve Gazze'nin olduğundan daha güzel bir şekilde ayağa kalkacağını söyleyerek, "Dünya artık bizim yaşamayı ve bağımsızlığı hak eden bir halk olduğumuzu ve işgal altında kalmamız için hiçbir gerekçe olmadığını anlaması gerekir." dedi.