‘İsrail kadınları ve çocukları koruyan uluslararası sözleşmeleri hiçe saydı’

İsrail’in silahlı çatışmalar sırasında kadınları ve çocukları koruyan uluslararası sözleşmeleri hiçe saydığını belirten Filistinli kadın aktivistler, uluslararası toplumun sessizliğinin de İsrail’i daha fazla suç işlemeye teşvik ettiğini kaydetti.

RAFIF ESLEEM

Gazze- İsrail'in Batı Şeria'daki Filistinlilere yönelik bakıları son zamanlarda artarken, kontrol noktalarına saldırılar yapılıyor, evler basılıyor ve yakılıyor. Baskılarla insanlar göçe zorlanırken, son olarak 15 yaşındaki bir kız çocuğu katledildi. İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kentinde ve Cenin Mülteci Kampı’nda 2 gün boyunca havadan ve karadan düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı ise 12'ye yükseldi. 20’si ağır 120 kişi ise yaralandı.

‘Davalar açılmalı’ 

Feminist aktivist Duaa Al-Baz, Batı Şeria'da özellikle mülteci kamplarındaki kadın ve çocukların kontrol noktalarında arandığını, tutuklandığını, plastik mermiler ve zehirli gazlarla hedef alındığını söyledi. Batı Şeria’da insan hakları ihlallerinin giderek artış gösterdiğini kaydeden Duaa Al-Baz, “21 Haziran’da İsrail keskin nişancıları tarafından kafasından vurularak katledilen 15 yaşındaki Sadeel Ghassan Naghniyeh için Cenin'de cenaze töreni düzenlendi. Sadeel’in cenazesi okul arkadaşları tarafından omuzlanarak taşındı ve dün gibi hala hafızalardaki yerini koruyor. Kadın ve çocuklar İsrail hapishanelerinde tutuluyor ve yaşam hakları gasp ediliyor. Sorumlular hakkında gerekli işlemler başlatılmalı ve davalar açılmalıdır” dedi.

Duaa Al-Baz, sözlerinin sonunda Filistinli kadınların bir sabır ve sebat örneği olduğunu belirterek, uluslararası toplumun kadınları ve çocukları koruma ve onlara normal bir yaşam sağlama sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini vurguladı.

‘Yaşam hakkı ihlal ediliyor’

Avukat Rana Hudayb ise, İsrail'in Filistinli kadınlara yönelik ihlallerinin iki kısma ayrıldığını söyledi ve şöyle devam etti: “Birincisi kontrol noktalarında infaz gibi doğrudan işlenen katliamlar ve İsrail hapishanelerinde tutulan 31 kadın mahkumun durumu yaşam hakkı ihlalidir. Dolaylı ihlallere gelince, bunlar günlük olarak kontrol noktalarında yaşanıyor. Kadınların mahremiyeti ihlal ediliyor ayrıca ailenin geçimini sağlayanlar tutuklanıyor, elektrik ve doğal kaynaklara erişimleri kısıtlanırken, hareket özgürlükleri engelleniyor.”

Kadınların kontrol noktalarında maruz kaldıkları ihlalleri anlatmaya devam eden Rana Hudayb, “Nefret söylemiyle birlikte evlere ve yollardaki insanlara yönelik saldırılar yaşanıyor. Evlerin ve araçların yakılma girişimleri özellikle kadın ve çocukları olumsuz etkiliyor. Yakma saldırılarında evlerde bulunan kadın ve çocuklar komşular ve çevrenin yardımıyla kurtarıldı” diye belirtti.

‘İnsanlık suçu işlenmeye devam ediliyor’

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Ofisi tarafından yayınlanan bir rapora göre, 700 ihlalin yaşandığını kaydeden Rana Hudayb, “Rapora göre son 6 ayda çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 176 kişi katledildi. İsrail, silahlı çatışmalar sırasında kadınları ve çocukları koruyan uluslararası sözleşmeleri hiçe saydı ve uluslararası toplumun sessizliği ışığında daha fazla suç işlemeye devam etti. İnsan hakları kurumları bu suçları Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne sunmaya hazırlanırken, belgelemeleri de gerekiyor” ifadelerinde bulundu.