İsrail’den ‘İnsani Şehir’ Planı: Gazze’de yeni bir zorunlu göç modeli

İsrail’in saldırıları sürerken yeni “insani şehir” planı Gazzeliler için yeni bir göç dalgası anlamı taşıyor. Bu planla Gazzeliler belirli alanlara hapsedilmek isteniyor.

RAFIF ESLEEM

Gazze- İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. İsrail, Refah kentinin yıkıntıları üzerine “insani şehir” adını verdiği bir alan inşa etmeyi planlıyor. Ancak bu şehir, birçok Filistinliye göre aslında kitlesel bir göç planının başlangıç noktası. Gazze halkını zorla güneye itmek ve yıkılan yerleşimlerine geri dönüşü engellemek amacı taşıyan bu adımın, Refah’ı büyük bir açık hava hapishanesine dönüştüreceği belirtiliyor.

İsrail basını ve hükümet yetkilileri sık sık bu adımdan söz ediyor. Ancak bu şehrin nasıl kurulacağı, çadırlardan mı oluşacağı, ne kadar alanı kapsayacağı, yardımların nasıl ulaştırılacağı gibi sorular hâlâ yanıtsız. Özellikle güvenlik kontrolünden geçemeyen ya da şehre girmeyi reddedenlerin akıbeti ise belirsizliğini koruyor.

Kuzey Gazze boşaltılmak isteniyor

Siyasi aktivist Alaa Salame, İsrail’in Refah ile Morag arasına kurmayı planladığı bu “çadır şehrin” aslında 600 binden fazla kişiyi kapsayacak bir pilot proje olduğunu belirtiyor. Ona göre bu alan, Gazzelilerin zorla tutulacağı bir yer.  

Nihai hedef ise, Gazze’nin kuzeyini tamamen boşaltmak ve halkı Gazze vadisinin güneyine hapsetmek.

Alaa Salame, bu planın savaşın başından bu yana gündemde olduğunu ancak kuzeydeki halkın direnişi ve son ateşkesle nüfus yoğunluğunun dengelenmesinin bu süreci geciktirdiğini söylüyor. Şu anda İsrail ordusu, Gazze’nin yaklaşık 3 kilometrelik bir bölümünü elinde tutarak 700 bin kişinin evlerine dönmesini engelliyor.

Geri dönüş imkânsız hale geliyor

Alaa Salame’ye göre İsrail, Filistinlilerin topraklarına olan bağlılığını iyi biliyor. Bu nedenle işgal altındaki bölgelerde altyapıyı, evleri ve tüm yaşam alanlarını sistematik biçimde yok ederek geri dönüş ihtimalini sıfıra indiriyor. Yollar yok, su ve elektrik yok, sadece yıkıntılar var. Hatta insanlar evlerinin enkazı üzerine çadır bile kuramıyor çünkü molozlar buna izin vermiyor.

İsrail içinde de şehir planına yönelik bazı itirazlar bulunsa da, Alaa Salame’ye göre bunlar askeri ve stratejik nedenlere dayanıyor. İsrail hükümeti ve kamuoyu ise Gazze’nin boşaltılması ve ileride yeni yerleşim yerlerinin kurulması konusunda büyük ölçüde hemfikir. Alaa Salame, bu planın yalnızca bir yer değiştirme operasyonu değil, aynı zamanda Gazze’nin kıyı şeridindeki stratejik konumu ve doğalgaz rezervleri nedeniyle hem İsrail’in hem de bazı uluslararası aktörlerin iştahını kabarttığını belirtiyor.  

Aç bırakarak zorunlu göç ettirme

Alaa Salame’ye, göre İsrail’in şu anda yürüttüğü “aç bırakma politikası” da bu planın bir parçası. Gazze halkının yiyeceksiz bırakılarak, sonunda çaresiz kalıp yerleşim alanına taşınmaya zorlanması hedefleniyor. Aynı zamanda bu durum, İsrail’in müzakere masasında elini güçlendirmek için kullandığı bir baskı aracı.

Alaa Salame, bu planın başarıya ulaşmasının önündeki en büyük engelin Filistin halkının bilinç düzeyi ve uluslararası toplumun tepkisi olduğunu vurguluyor.