ATÊFÊ ME’RÛFÎ

Tahran – Jina Mahsa Amini’nin katledilmesi ardından İran ve Rojhilatê Kurdistan’da “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla başlayan halk ayaklanması 8’inci ayında devam ediyor. Halk ayaklanmasını bastırmak isteyen hükümet ise, idamdan işkenceye, tutuklamadan katletmeye her türlü baskıcı yolu deniyor. Kadınlar öncülüğünde başlayan halk ayaklanması tüm dünyada büyük etki yaratırken, İran İslam Cumhuriyeti’nin “zorunlu başörtüsü” kuralına karşı çıkan kadınların bulundukları her alanda yaptıkları sivil itaatsiz eylemler sürüyor. 

Kadınlar artık her yerde başörtüsüz

Tahran'da yaşayan öğrenci Mahsa Hosseinzadeh, “Jina Mahsa Amini ‘ahlak polisi’ tarafından öldürüldükten sonra İran ve Rojhilat’in her yerinde ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganıyla eylemler başlatıldı. Protestolardan sonra kadınlar artık zorunlu başörtüsünü takmadı. Her taraf özel kuvvetlerle dolu olmasına rağmen kadınlar sokaklarda, metrolarda, kafelerde başörtüsüz dolaştı. Özel kuvvetler bir kadını darp etmeye kalkarsa hemen bir protesto yürüyüşü başlardı. Şimdi kadınların çoğu zorunlu başörtüsü olmadan toplum içine giriyor” dedi. 

‘Metroda slogan attık’

Özel bir şirkette çalışan Ghazala Ahmadi ise yaşananlarla ilgili şöyle konuştu: "Şirketimizde hiçbir kadın çalışan artık zorunlu başörtüsü takmıyor. Bir gün eve dönerken metroda sloganlar atmaya başladık. Güvenlik güçleri metronun içindeydi ve gelip bizi darp etti. Önde olmadığım halde başımdan vuruldum.”

Bina yönetimi lokanta sahibine baskı yapıyor

Bir restoranda muhasebeci olarak çalışan Asal Mardakani de "Lokantaya gelen kadınların çoğu başörtüsü takmıyor. Şimdi bina yönetimi lokanta sahiplerine baskı yapıyor. Bina yönetimi kameraları kontrol edeceklerini ve kadınların lokantaya peçesiz alınması durumunda işletmeyi kapatacakları yönünde tehditlerde bulunuyorlar. Bir keresinde gelip ‘ya rüşvet verirsiniz ya da lokantayı kapatırız’ dediler. Lokanta sahibinden gizlice parayı aldıktan sonra ayrıldılar” sözleri ile yaşananlara dikkat çekti.