İranlı Gazeteci Dina Galibaf’tan cezaevi arkadaşlarına: Bir parçam sizinle

Evin Cezaevi’nde Nesim, Pexşan Ezîzî ve Werîşe Muradi ile bir süre kalan gazeteci Dina Galibaf, yaşadıklarını anlattığı bir mektup kaleme aldı.

Haber Merkezi- İran’lı gazeteci Dina Galibaf, bir süre birlikte Evin Cezaevi’nde kaldığı, Nesim, Pexşan Ezîzî ve Werîşe Muradi’ye dair bir yazı kaleme aldı. 

ROJNEWS’te yayımlanan yazıda Dina Galibaf şunları ifade etti:

“Çoğu gece huzursuz rüyalar görüyorum. Rüyamda gökyüzü Evin Hapishanesi’nin dağlarından tertemiz görünüyor. Bu manzarayı rüyamda görmek keyif verici; sanki hala o gün gibi, Şapur’un sorgu merkezinden Evin’e transfer edildiğimde ne kadar mutlu olduğumu hissedebiliyorum. Rüyamda avluya girdiğimde, ilk gün olduğu gibi Pexşan ve Nesim ile voleybol oynamakla meşgulüm. Spor herkesi sakinleştiriyor, en çok da Nesim’in zihnini.

Rüyamda yine bağırsak ağrısı çekiyorum ama Werîşe’yi başucumda görüyorum, zeytinyağıyla karnıma masaj yapıyor. Werîşe’nin annelik davranışı zihnime kazınmış ve hiç kimse onu silemez. Bazen rüyamda öfkeden inliyorum; Werîşe’nin yüzü aklıma geliyor, özgürlüğümün okunduğu gün, gardiyanların onun başına üşüşüp kolunu büktükleri an.

O gün, şiddetli anksiyeteye kapılan Werîşe’yi yatağına götürdükten sonra, öfkeden hapishane avlusunda dolaşıyor ve düşünüyordum: Werîşe’nin durumunun iyileştiğinden ve vicdan azabının ellerini Semane’nin boğazından çektiğinden emin olana kadar bekledim. Gidişimi daha ne kadar geciktirebilirim?

Rüyamda annemle telefonda konuşuyorum. Ona hapishane yemeğini yemediğimizi söylüyorum çünkü Nesim, her sinirlendiğinde dünyanın en lezzetli korme sebzesini yapıyor. Ben hapisten çıktım ama her rüyamda kendimi tekrar hapishanede gördüğümde, Nesim’in cümlesi kulağımda çınlıyor: ‘Avukat dedi ki hâkim kılıcı kınından çıkarmış, idam vermek istiyor.’

Ben hapisten çıktım ama o günden beri gecenin huzursuz rüyalarında Pexşan’ı görüyorum, tenis masasının karşısında elleriyle ‘anne’ heykelini şekillendiriyor. Voleybol oynuyoruz ve o beni ilk kez ‘Şilêr’ adıyla, o Kürt kahraman kadınla tanıştırıyor. Pexşan’la tanışmadan önce adını bile duymadığım, sonradan anladım ki hikâyesi acılarla dolu olan bu Kürt kadının öyküsüydü Kurdistan kadınlarını Jina için sokaklara döken.

Ben hapisten serbest bırakıldım ama bir parçam Nesim, Pexşan ve Werîşe’nin yanında kaldı. Hapishane avlusunda uzaktan Pexşan’ı izliyorum. Tüm düşünce farklılıklarına rağmen sara hastalığından mustarip Yahudi kıza yardım ederken ki hali gözlerimin önüne geliyor. Bir parçam sürekli ölümü düşünüyor ve idamla mücadele ediyor sessizce. Pexşan’la birlikte. Werîşe için açlık grevine giriyor ve şimdi koğuş arkadaşının tek günahı olan ‘Kürt’ ve ‘kadın’ olması nedeniyle gözyaşı döküyoruz.”