İran ve Rojhilat’ta kadınlar yaşamlarını ayaklanmaya adıyor

İran ve Rojhilat kentlerinde Jina Mahsa Amini’in katledilmesinin ardından patlak veren eylemler, ayaklanmaya evrildi. Kadınlar sokaklarda “devrim” bilincini örüyor.

SAİDA ŞERZAD

Haber Merkezi - İranlı ve Rojhilatlı kadınlar, “Jin, jiyan, azadi” devrimi olarak toplumsal ayaklanmanın büyük bir parçası ve öncüsü olarak alanlarda yerini alıyor. İran rejiminin ortadan kaldırılması, Rojhilat kentlerinde yönetim biçiminin değiştirilmesi ve bu kentlerden rejimin çekilmesi temel taleplerden bazıları arasında sıralanıyor.

“Jin, jiyan, azadi” sloganı ile birleşen kadınlar, kişisel geleceklerini inşa etmeyi bir kenara bırakarak toplumsal taleplerle alanları doldururken özel bir örnek bize yaşananların özetini de gösteriyor. Novarousi isimli genç bir kadın evlilik masraflarını karşılamak için biriktirdiği tüm geliri ayaklanmalarda kullanmak üzere bağışladığını açıkladı. Eylül ayından bu yana gerçekleşen toplumsal eylemler nedeniyle düğünler ileri bir tarihe erteleniyor. Sosyal ve ekonomik kriz, işsizlik, düşük gelir, enflasyon ve hızla yükselen fiyatlar ülkede mutsuzluğun derinleşmesinin bir parçasını oluşturuyor.

Kutlamaların yerini yas aldı

Özellikle son iki ayda yaşanan ayaklanmada İran rejiminin tutuklama, gözaltı ve katliam politikaları ülkede toplumsal öfke, başkaldırıyı da tetiklemeye devam ediyor. Yüzlerce kişinin katledildiği İran ve Rojhilat kentlerinde düğünler ve özel kutlamaların yerini yas ve cenaze törenleri aldı. Parisa, hayallerine kavuşmak için bekleyen kadınlardan biri. Uzun zamandır evlilik hayali kurduğunu ve bunu gerçekleştirmek için ekonomik alt yapısını oluşturmaya çalıştığını anlatan Parisa, yıllardır para biriktiriyor.

‘Kendi mutluluğumuzu düşünemezdik’

“Şartlar artık ellerimizi ve kalplerimizi kapattı ve şimdi sadece kendi mutluluğumuzu düşünemez olduk" diyen Parisa, ülkede yaşanan devrimci atmosfere destek vermek için çalışmalar yapmayı daha uygun bulduklarını dile getiriyor. Parisa, “Kamran’da ben de üniversite öğrencisiydik tanıştığımızda. Hayatımızın en güzel günü için planlar yaptık ancak ülkemiz böylesi devrim günlerindeyken sadece kendi mutluluğumuzu düşünemezdik” diye ifade ediyor. Parisa ve Kamran düğünleri için yaptıkları birikimleri ayaklanmalarda kullandıklarını anlatıyor.

18 yaş günü...

Sheena’da yakın zamanda 18 yaşına girdi. 18’inci yaş gününü kutlamak istediğini ancak bunun mümkün olmadığını belirten Sheena, “Kutlama yapmayı düşündüğümde Mahsa, Sarina, Nika ve diğer arkadaşlarımın ölümlerini düşündüm. Kutlamayı çok istiyordum ancak kutlamayı sadece düşündüğümde bile arkadaşlar gözümün önüne geldi ve kutlamayı istiyor olmanın bile vicdan azabını yaşadım” diyor. Sheena ailesinin küçük bir pasta yaparak üzerine “jin, jiyan, azadi” yazdırdığını ve bu günü buruk bir şekilde karşıladığını ifade ediyor.

‘Kalpsiz bir şehir hüzünlü bir ülkedir’

Rojano düğün törenini iptal etmiş. Ülkesindeki herkesin üzgün olduğunu ifade eden Rojano, bu durumda kendisinin de mutlu olma şansının bulunmadığını söylüyor.

"15 Ekim'de büyük bir düğün kutlaması yapacaktık. Bütün planlamamızı yaptık, hatta tören tarihini yakın misafirlere bile bildirdik. Ama protestolarda sevdiklerini kaybeden ailelere başsağlığı dilemek için kutlamayı iptal ettik. Tören yapmaktan hiç memnun kalmazdık. Üzgün bir kalp, üzgün olmayan bir şehirdir derlerdi. Ama artık mutlu bir kalp yok ve hiçbir şeyi olmayan bir şehir, bir ülke üzgün..."

‘Bir gün bir kızım olursa, adını Jîna koyacağım’

12 yıl aradan sonra ilk çocuğunu doğuran Forozan’da ülkede yaşananlardan etkilenenlerden. Forozan’da “12 yıllık evliyim ve bir çocuğum yoktu. Her zaman bir kızım olsun istedim. Oğlum iki hafta önce doğdu. Doğmasına çok sevindim ama onun için bir tören düzenleyemedim. Birkaç kişinin bir araya geldiği bir aile toplantısında ona Jina adıyla aynı anlama gelen bir başka ad verdik. Bir kızım olursa adını kesinlikle Jîna koyacağım” diyor.