‘İran rejimi ikiyüzlü politika sergiliyor’
İnsan ve çocuk hakları aktivisti Parvin Azad, İki hafta önce Rojhilat’ın Urmiye kentine bağlı Xoy ilçesinde meydana gelen depremden zarar görenlere, İran devletinin yeterli yardımda bulunmadığını belirterek hükümetin ikiyüzlü politikasına dikkat çekti.
MOJDA KIRMANŞANÎ
Haber Merkezi- Rojhilat’ın Urmiye kentine bağlı Xoy ilçesinde iki hafta önce meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremde can ve mal kaybına neden oldu. Deprem bölgesinde insanların yaşamları olumsuz hava koşulları nedeniyle daha da zorlaştı. Çadırların korunaksız olması ve ısınmanın yetersiz kalması sebebiyle can kayıpları yaşandığı belirtiliyor. İnsanlar isyan ederken İran devleti eylemleri bahane ederek gerekli yardımları bölgeye göndermiyor. İnsan ve çocuk hakları aktivisti Parvin Azad konuya ilişkin ajansımıza konuştu. Parvin Azad, İslam Cumhuriyeti'nin son 43 yıllık kriz yönetimi performansını ajansımıza değerlendirdi.
‘Bilgi ve teknolojiyle can kaybı önlenebilir’
Aktivist Parvin Azad, “Devlet denetimi ve uzman denetiminin olmaması, kurtarma güçlerinin hazır olması için yeterli kaynağın bulunmaması doğal afetlerde can ve mal kayıplarına neden oluyor” sözleri ile başladığı konuşmasına şöyle devam etti:
“Depremlerden sonra yeni bilgi ve teknolojilerle hareket ederek can kaybı en aza indirilebilir. İran birkaç tehlikeli fayın yakınında yer alıyor. Aslında depreme eğilimli bölgelerde yer alan ülkelerden biri. Bu gerçekle bir çok şey yapılabilir. Ancak denetimsizlik ve yüksek binalar çok sayıda can kaybının yaşanmasına neden oluyor.”
‘Devlet halkı koruyamıyor’
Bam ve Kirmanşah depremlerine dikkati çeken Parvin Azad, “Bu İran'daki ilk deprem değil. Bam depreminde en az 45 bin kişi yaşamını yitirdi. Kirmanşah’daki Sarpol Zahab depreminde de çok sayıda insani ve mali kayıp yaşadık. Tüm bu kayıplar, İslam Cumhuriyeti denilen yozlaşmış, zimmetine para geçiren ve insanlık dışı sistemin sonucudur. Doğal afetlerde can ve mal kayıplarını azaltmak için bu afetlerden sorumlu olan devlete baskı yapmalıyız. Devlet sel ve depremlerden sonra halkı korumaya ve kollamaya çalışmalı ama ne yazık ki bunu yapmıyor. Üstelik, bölgeye yardım ve yardım güçleri yerine baskı güçleri göndererek halkın protestolarını bastırmaya çalışıyor” dedi.
‘İran rejimi halkları ayrıştırıyor’
Parvin Azad, İran’ın halkları arasında bölücü politikaların yayılmaya çalışıldığını belirterek konuşmasına şöyle devam etti: “Bam'daki depremin üzerinden 10 yıl geçti, 19 yıl sonra buraya yeni bir sinema yapılmadı, yarım kalan binalar henüz tamamlanmadı. 19 yıl geçmesine rağmen birçok aile gecekondu mahallelerinde yaşıyor. Sarpol Zahab aynı durumda ve şu anda Xoy’da da aynı durum yaşanıyor. Bu kentte Türkler ve Kürtler yaşıyor ve birçok şeyden mahrum bırakılan bir bölge haline getirilmiş bir durumda. Rejim Kürtler ile İranlılar, Beluciler ile Türkler arasında bölünme yaratmak istiyor. İslam Cumhuriyeti kendi ekonomik ve siyasi çıkarlarını düşünen ve ayakta kalabilmek için bu bölgelere yardım göndermek yerine depremde görüldüğü gibi halka sahip çıkmamak için her şeyi yapan bir hükümettir.”
‘İkiyüzlü bir politika sergileniyor’
İran hükümetinin kendi yurttaşlarından önce Suriye ve Türkiye’deki depremzedelere yardım etmesinin kabul edilir bir şey olmadığını söyleyen Parvin Azad, “Devletler öncelikle halkına destek olmalıdır. Uluslararası kuruluşlar zaten yeterince Türkiye ve Suriye’ye yardım ediyor. Halkımız yapılan isyanlarda İslam hükümeti ve İslam Cumhuriyeti diye bir hükümet istemediğini gösterdi, ancak bu ikiyüzlü politikalarla kendisini insancıl bir hükümet ve hümanist olarak göstermek istiyor” şeklinde konuştu.