‘İran otoritesi 45 yıldır IŞİD zihniyetiyle kadınlara baskı uyguluyor’

Aktivist Parvin Azad, İran otoritesinin IŞİD zihniyetiyle 45 yıldır kadınlara baskı uyguladığını belirterek, tüm Ortadoğulu kadınlara mücadele çağrısında bulundu.

ŞEHLA MUHAMMADİ

Haber Merkezi- Rojhilat’ın Sîne kentinde 1 Ağustos 2023’te İran devletine bağlı güçler tarafından gözaltına alınan Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) üyesi Werişe Muradî, 2 haftalık gözaltı süresinin ardından “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Werişe Muradî İslam Devrim Mahkemesi'nin 15’inci Şubesi'nde 4 Ağustos’ta görülen ikinci duruşmasına, Pexşan Azizi ve Şerife Muhammedî’ye verilen idam kararlarını protesto etmek amacıyla çıkmadığını, kadınlara ve halka hitaben kaleme aldığı savunma ile duyurdu.

Werişe Muradî katılmadığı için avukatların savunma yapmasına izin vermeyen mahkeme, duruşmayı sonlandırdı. Savunmasında verdiği mücadeleyi anlatan Werişe Muradî, “Adil bir kararın verilmediği böyle bir mahkemeyi tanımıyorum” diyerek, “IŞİD kafa kesiyor, İslam Cumhuriyeti de darağacına çekiyor” sözleriyle yaşanan sürece dikkat çekmişti.

‘IŞİD ideolojisi İran’da ortaya çıktı’

Kadın ve çocuk hakları aktivisti Parvin Azad, İran ve Doğu Kürdistan kadınlarının İranlı yetkililerin uygulamalarına karşı 40 yılı aşkın süredir mücadele ettiğini belirterek, Werişe Muradî’nin savunmasının birçok anlam ve ders taşıdığını söyledi. Parvin Azad, “İranlı yetkililer 45 yıldır kadınlara yönelik baskılarını sürdürüyor. İran ve Doğu Kürdistan’da kadınlara yönelik idam cezaları ve tutuklamalar arttı. Werişe Muradî, geçtiğimiz günlerde bir savunma yazdı. Bu savunmayı incelediğimizde Kürt olmak, bir inanca mensup olmak, otorite tarafından bir suç olarak görüldüğünü anlarız. Werişe Muradî gerek Ortadoğu’da, Taliban'ın hakim olduğu Afganistan'da, İran'da, IŞİD ideolojisinin hakim olduğu ülkelerde kadınların yaşadığı ortak acılara dikkat çekiyor. Bu anlamıyla ilk IŞİD ideolojisinin İran'da hükümet nezdinde ortaya çıktığını söyleyebilirim” ifadelerinde bulundu.

‘Kadınların farkındalık kazanması gerekiyor’

İran otoritesinin IŞİD zihniyetiyle 45 yıldır kadınlara, çocuklara ve tutsaklara karşı baskı politikalarını yürüttüğünü söyleyen Parvin Azad, “IŞİD ile tek farkı; biri kılıçla biri iple öldürüyor. Werişe Muradî savunmasında diktatörlere karşı mücadelenin sürmesi, eşit haklara sahip olunabilmesi için birlik ve beraberliğe dikkat çekiyor. Farkındalığa sahip olmamız için Werişe Muradi’nin savunmasının iyi incelenip analiz edilmesi gerekiyor Kadınların farkındalık kazanması gerekiyor, çünkü toplumun yarısı kadınlardan oluşuyor ve bu kadınlar bilgi sahibi olursa barışı, huzuru, dostluğu yaratırlar. Kadınlar olarak bilgisiz olursak ekonomi, siyaset, kültür sanat, sosyal ve çalışma yaşamına katılamayız ve toplumdaki rolümüzü oynayamayız. Kadınlar varlıklarını ilerletemezlerse hayatları ev işleriyle, çocuk bakmakla sınırlı kalacaktır” şeklinde konuştu.

‘Bu politikalara 45 yıldır tanık oluyoruz’

Parvin Azad, Werişe Muradi’nin ‘birlik ve beraberlikle kadınların ayrımcılığı ortadan kaldırabilir’ dediğini dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti: “Tutuklu kadınların hedefleri ve arzuları aynı doğrultuda. İdam cezasına çarptırılan aktivist Pexşan Azizi de İran gibi bir toplumda cinsiyet ayrımcılığının yaşandığını, insanların kendi anadilleriyle konuşamadığını, kültürünü yaşayamadığını söylüyor. Pexşan Azizi, tüm bu baskıların kimlikleri yok ettiğini ve bu kimliklerin farklı kimliklerle şekillendiğini belirtiyor. Tüm bu politikalara son 45 yıldır tanık oluyoruz. Kadınlar sırf örtünmedikleri için sokaklarda tutuklanıyor, aşağılanıyor, dövülüyor, cezaevlerinde işkenceye maruz kalıyor, asılsız itiraflara zorlanıyor, tecavüze maruz kalıyor. Bütün bunlar, düşman bir otoriteyle karşı karşıya olduğumuzu ve ayrımcılığa maruz kaldığımızı gösteriyor.”

‘Kadın düşmanı politikalarına birlik ve beraberlikle son vermeliyiz’

Werişe Muradî’nin savunmasının diktatörlük rejimlerinin kadınlara yıllarca uyguladığı baskıyı anlattığını dile getiren Parvin Azad, “Biz her zaman ‘Jin, jiyan, azadî’ devriminin bir kadın devrimi olduğunu söylüyoruz. Irak, Afganistan ve bir bütünen Ortadoğu’da kadınlar acı çekiyor, baskılara maruz kalıyor. Werişe Muradî’nin dediği gibi acılarımız ortak. Dolayısıyla Ortadoğu’daki tüm kadınlar olarak, hükümetlerin kadın düşmanı politikalarına birlik ve beraberlikle son vermeliyiz. Örneğin Mısır, Somali ve İran’ın bazı bölgelerinde kız çocukları sünnet ediliyor. Bu bir suçtur. Eğer toplumda bir kültür inşa edebilseydik ve kadınların farkındalığını arttırabilseydik bu trajediler yaşanmazdı. Çünkü bu ihlaller iktidarların ataerkil kültürüyle birlikte toplumla bağlantılıdır” diye kaydetti.

Erk kanunların kadınlara karşı olduğunu ifade eden Parvin Azad, sözlerini şöyle tamamladı: “Kadınlar bilinçlendiğinde bu kanunları ve kültürü değiştirebiliriz, yeter ki bunu farkındalıkla değiştirebilelim ve ülkeyi yöneten gerici ve ataerkil kültürleri değiştirelim. Dayanışma ve birlik ile İran ve Ortadoğu'daki baskıcı ve kadın karşıtı yasaları ortadan kaldıralım, kadınların her alana katılabileceği, reşit olmayan evliliklerin olmadığı, işsizliğin, şiddetin, yoksulluğun, çocuk istismarının olmadığı adil bir hayatı yaşayalım.”